
Gabriel Garcia Marquez, nam-ı diğer Gabo, Latin Amerika edebiyatının en büyük yazarlarından ve büyülü gerçekçilik akımının öncülerinden kabul ediliyor. Onun romanlarında günlük hayatın büyülü anlatımı var… Her ne kadar düşsel öğeler içerse de bir masal değildir bu kurgusal yapı; gerçek bir coğrafyanın, Latin Amerika topraklarının sosyokültürel ve politik anlatısıdır. Romanları hem etnik hem de evrensel gerçekleri temel alır.
Gabriel Garcia Marquez’in kitaplarından Kitap Eki’nde incelediklerimizi takipçilerimiz için derledik. Marquez’in eserlerini merak edenler için okunması gereken 4 kitap hakkında ne düşündüğümüze göz atabilirsiniz.
1. Hem Hayal Hem Gerçek; Aşk ve Öbür Cinler
![]() |
Gökçesu Özgül’ün incelemesi için TIKLAYINIZ
“Aşk ve Öbür Cinler” ilk kez yayımlandığı 1994 yılından bu yana ülkemizde tam yirmi altı baskı yaptı. Büyülü gerçekçilik denince aklımıza muhtemelen ilk gelen ismi; Marquez’i bilenler büyükannesinin yaratıcılığının pekişmesine ve yazın hayatına yaptığı katkıyı bilir. Masallar, efsaneler anlatan büyükannesi Marquez’in mayasına kendi tılsımından katar. Yazar çocukluk dönemini belki biraz da bu yüzden eserlerinin kaynağı olarak gösterir. Kendi ifadesiyle “olmadık şeyler”, en renkli hayaller bir yerden sonra sırf o yazarak oldurabildiği için ete kemiğe bürünmeye başlar. Yaratma gücü biraz da akıl almaz hayallerin, masalların gerçekliğine inanmaktan geçer. Onun öyküleri tam da böyledir. “Aşk ve Öbür Cinler” de Marquez’in gazetecilik yaptığı yıllarda karşılaştığı bir olayı büyükannesinin ona anlattığı bir hikaye ile birleştirmesi sonucu yazıya dökülür. Tıpkı Kolera Günlerinde Aşk’ta insanlar için; “İnsanlar bir kere doğmazlar. Bu iş annelerinin onları doğurduğu gün bitmez. Fakat hayat yeniden ve yeniden onları kendilerini doğurmaya mecbur eder” diye yazdığı gibi hikayeler de böyledir, yeniden doğarlar.
2. Yüzyıllık Karnaval
![]() |
Eda Okuyucu’nun incelemesi için TIKLAYINIZ
1965 yılı, sıcak bir Meksika günü. Evli ve iki çocuk babası Gabo, cümbür cemaat bir aile tatili için tıngır mıngır Acapulco’ya gitmektedir. Arka koltuktan oğlanların heyecanlı, yan tarafındansa Mercedes’in sahte mi gerçek mi olduğu anlaşılmayan kızgın sesi gelmektedir. Gabo, onları hayal meyal duymaktadır; çünkü çoktan bambaşka bir dünyaya dalmıştır: kendi büyülü, efsanevi hikâyelerini kurguladığı hayal dünyasına. Birdenbire zihninde bir cümle belirir. Neredeyse yirmi yıldır arayıp bulamadığı o ilk cümle, iki saatlik bir araba yolculuğunda adeta yoktan var olmuştur: “Albay Aureliano Buendia, yıllar sonra idam mangasının karşısına dikildiğinde, babasının onu buzu keşfetmeye götürdüğü o çok uzaklarda kalmış ikindi vaktini anımsayacaktı.”
3. Bir Diktatörün ve Dikta Coğrafyasının Kuşbakışı Görünümü: Başkan Babamızın Sonbaharı
![]() |
Pınar K. Üretmen’in incelemesi için TIKLAYINIZ
Romanda 182 yıl yaşayan bir diktatörün hayatı adı altında tüm bir yaşam, generalin elinin altında, onun sözüne uygun olarak yaşayan her şey anlatılmaktadır: Yönetenlerin, emirleri uygulayanların, dilsiz bir kabullenişle susan halkın, ineklerin, kuşların, korkunun, sevgisizliğin, ihanetin, şiddetin, unutuşun, sömürünün çağları aşan yaşamı…
4. Toplumun Karanlık Yüzü: Kırmızı Pazartesi
![]() |
Pınar K. Üretmen’in incelemesi için TIKLAYINIZ
Kırmızı Pazartesi bir cinayet anlatısı kılığına bürünse de bireysel ve toplumsal değerlerin iç çatışmalarını gözler önüne seren, kısacık ama bitimsiz bir roman olarak değerlendirilebilir.
Gabriel Garcia Marquez’in bize bıraktığı miras olağanüstüdür. İnsanlık hallerini, insanın biricikliğini ve toplumun bireye baskısını büyülü gerçekçilikle anlatır, eşsiz bir dil ile tarif eder Çoklu okumalara açık bir şekilde kat kat kurgular anlatıyı. Bu eşsiz dili bize bırakan ustanın büyülü anlatımıyla Kırmızı Pazartesi, yazarın en çok bilinen ve okunan eserlerinden birisidir.
- Netflix Türkiye mayıs programı belli oldu - 23 Nisan 2022
- Halsey’den İstanbul konseri - 23 Nisan 2022
- Sepultura Türkiye’ye geliyor - 23 Nisan 2022