“Cebimde insanoğlunun tüm bilgi birikimine erişebilmeme olanak tanıyan bir cihaz var. Bu cihazı kedilerin resimlerine bakmak ve yabancı insanlarla tartışmak için kullanıyorum”
Merak kediyi öldürür.
Ian Leslie, Merak kitabında yukarıdaki bu klasik cümleyi neredeyse tamamen çürütüyor.
Aslında gündelik hayatında reklamcılık, gazetecilik ve programcılıkla uğraşan biri, Ian leslie. Ama meraklı biri olduğundan farklı konuları araştırmayı, öğrenmeyi bırakmamış. Bu araştırmaları sonucunda “Doğuştan Yalancı” ve “Merak” adlı iki kitap çıkarmış.
İki tür merak olduğunu anlatıyor. Birincisi “Saptırıcı merak” yani yenilik arzusu. Bu merak türü için Leslie, “Çocukken deniz kenarında kayaların arasındaki su birikintilerine nasıl dikkatlice bakmamızı sağladıysa, yetişkin olarak da Twitter akışını sürekli yenilememizi sağlar”. diyor.
Yeni olaylara ve durumlara duyulan bu merak içgüdüsel ve karşı konulmazdır; aklımızı başımızdan alır. Öğrenmeye yönelik bitmek bilmeyen bir arzu şeklinde kendini gösterir.
Evet, bu başlangıç merakı iyi bir şeydir ama ancak başka bir türe dönüşmesi bizi ilerletecektir. Ian Leslie’nin “Epistemik merak” diye tanımladığı bu ikinci tür merak, basit bir yenilik arayışının derinleşerek anlayışımızı geliştirmek için yönlendirilmiş bir teşebbüse dönüşmesini ifade eder.
Örneğin; karşı komşunun kaynanasıyla yaşadığı tartışma bizim için bir bilgi çöplüğünden başka bir şey olmayacaktır, ama temizlik yapmak için kullanabileceğimiz doğal malzemeleri araştırmak yararlı ve geliştirici bir bilgiye ulaşmamızı sağlayabilir.
MERAK VE ÖĞRENMEK
Ian Leslie kitabında merakın öğrenmeye etkisini de ayrıntılı bir şekilde açıklıyor. Bu bölümde “sadece deneyime dayalı, öğretmensiz öğretim”den çok, hataları ve geliştirilmesi gereken birçok yönüne rağmen “klasik öğretim şekli olan öğretmenle ve belli bir müfredata dayanan öğretim şekilleri”nin daha etkili ve ilerletici olduğunu savunuyor. Başlarda biraz şüphe yaratan bu görüşünü, verdiği örnekler ve yürüttüğü mantıkla epeyce akla uygun biçimde geliştiriyor.
Üniversitede “öğrenme psikolojisi” dersimizde bu kitap elimizde olsaydı ve okuyup tartışsaydık ne kadar geliştirici olurdu diye düşünmeden edemedim.
Kitapta internetin merak duygumuza ve öğrenme açlığımıza verdiği yararlar ve zararlar da ele alınıyor. Şu örnek oldukça çarpıcı:
Sosyal haber ve tartışma sitesi Reddit’in kullanıcılarından biri, yakın bir zamanda site üzerinde şu soruyu paylaşmıştır: “1950’lerde yaşayan biri aniden günümüze ışınlansaydı, ona günümüz hakkında en çok neyi açıklamakta zorlanırdık?” Bu soruya verilen en popüler cevap şudur:
“Cebimde insanoğlunun tüm bilgi birikimine erişebilmeme olanak tanıyan bir cihaz var. Bu cihazı kedilerin resimlerine bakmak ve yabancı insanlarla tartışmak için kullanıyorum”
Doğrusu, internete bakarak geçirdiğim vaktin önemli bir kısmında ben de buna benzer şeyler yapıyorum. Farkına varınca insan bir şaşkınlık yaşıyor ama bu durum sizi bende olduğu gibi değişime sürükleyecekse ne mutlu…
“İnternet bizi aptallaştırıyor mu, yoksa zekileştiriyor mu?” sorusuna verilebilecek en mantıklı cevap “Evet”tir. İnternet bize bir şeyler öğrenmemiz için eşine rastlanmamış fırsatlar sunmaktadır, ama aynı zamanda herhangi bir şey öğrenmeye zahmet etmeden yaşantımızı devam ettirebilmemize de olanak tanımaktadır.
Evet, Google ya da Wikipedia, araştırma yaptığımızda bir tıkla aradığımız bilgileri önümüze seriyor ama bu bilgilerin doğruluğunu ve ayrıntılarını araştırma zahmetine girmeyiz çoğunlukla. Sadece o araştırdığımız bilgiyi hap gibi alıp çekiliriz. Oysa eskinin ansiklopedi karıştırarak öğrenme yönteminde araştırdığımız bilginin ayrıntısına girip yan bilgileri inceleme şansına da sahiptik. Bu eski tip araştırma yöntemdeki olanaklar elbette daha azdı. En iyisi, çağın araştırma ve öğrenme deryası interneti, eski araştırma biçimlerimizden de ilham alarak geliştirici şekilde kullanmaya çalışmak.
TARİHTE MERAKIN YERİ
“Merak” bir solukta okuyup bitirebileceğiniz bir roman değil. Ama akıcı ve gündelik bir dil kullanıldığından rahat okunan bir kitap. Özellikle eğitimciler, psikoloji ve sosyoloji alanında çalışanlar, bu konulara ilgi duyanlar, merak etmekten vazgeçmeyenler okumaktan keyif alacaktır. Okuru geliştirmeye, farkındalık düzeyini arttırmaya, fayda edecektir.
Gerek akademik araştırmalardan gerekse güncel olaylardan, hikâyelerden verilen örneklerle, ele alınan kavramların rahatça anlaşılmasını, konunun daha iyi öğrenilmesini sağlıyor.
Tarih boyunca merakın insan denen canlının gelişmesindeki ya da gerilemesindeki etkisini incelemek, kitabın ilgi çekici bir diğer yönü olarak karşımıza çıkıyor.
Merak etmeyi sevmek için, merakı doğru yönlendirmek ve öğrenmeyi bırakmamak için bir başucu kitabı.
- MERAK
- Yazan: Ian Leslie
- Çeviren: Can Evren Topaktaş
- NTV Yayınları, Aralık 2015,
- 280 sayfa
- EĞİTİM HAKKIMIZ SÖKE SÖKE ALIRIZ - 6 Haziran 2022
- Zeka mı? O da ne? - 3 Ağustos 2018
- Taşkafa; İdil ve inatçı dedesi… - 20 Nisan 2018
FACEBOOK YORUMLARI