Meserret Berberhanesi

Tayfun Pirselimoğlu’nun Berber romanı 2016 yılının sonunda yayımlandı. Karanlık bir atmosferde, karanlık hikâyelerin birbirini kovaladığı ve bu hikâyelerin ana anlatıyı zenginleştirecek biçimde kaleme alındığı çok katmanlı ve çok karlı bir roman.

Hava nasıl oralarda?
İstanbul’da yaşayanlar için kar yağışı çile demektir. Eğer öğrenci ya da öğretmen değilseniz yolların geçilmez olduğu, arabaların saatlerce trafikte kaldığı, belediye otobüslerinin keyfe keder yolcu alıp bıraktığı uzun saatler sizi bekler. Kar başladı, kahve ve kitabımı alıp penceremin önünden karın yağışını izleyeyim diyen birisi varsa hayatınızda, o kişiyle ya ayrı sınıfsal konumlardasınızdır ya da işsiz güçsüzün önde gidenidir kendisi.

Elbette yalnızca kar değil; yağmur, sis, sıcak, dolu, hafif ve şiddetli rüzgâr gibi tüm hava olayları İstanbullu için çile demektir. Çünkü İstanbul yıllardır kötü yönetim eliyle ülkemizdeki yaşanması en zor şehirlerin başına yerleştirilmiştir. O nedenle bu şehirde yaşayanlar meteorolojiyi ve hava durumu tahmincilerini çok iyi takip ederler.

Tayfun Pirselimoğlu’nun Berber romanında hava durumu meselesi Berber kadar önemli bir yer tutmakta. Yanlış tahminde bulunup kar yağacağını beklerken yağmura yakalanan insanların karşısına çıkamayan hava durumu sunucusu, sarı sarı yağan kar, diz boyu karların üzerine “karnından işercesine” kanayan maktul, kıyameti haber veren soğuk hava, soğuktan aceleyle gömülen ölüler, yanmayan sobalar, yağan kar, yağan kar… Bitmeyen bir kış.

Bu ağır hava memleketin üzerini bir şal gibi saran bulaşıcı, yapışkan, azar azar artarak kendini hissettiren sanki müebbet bir yeisle gelmişti. Bu kış bildiğimiz kışlardan değildi; başka bir şeydi. İnsanlar tuhaflaşmıştı; korkuyordu ve neyin neden olduğunu bir türlü kestiremiyorlardı. Bu idraksizlik halleri; soru soramamaları, sorsalar bile cevaplarla ilgilenmemeleri, makul olanla deliliği, doğruyla yanlışı ayıramamaları bir fıtrat meselesi olmaktan çok bu kışla ilgiliydi. Syf:149

Tayfun Pirselimoğlu’nun romanında Meserret Berberhanesinin patronu ve tek çalışanı olan Berber aynı zamanda bir kiralık katildir.  Devletin istihbarat kademesinin, kastlardan oluşan kadrosunun ortalarında yer alan M., Berber’in işverenidir. Gündüzleri, ustalık gerektiren saç sakal işlerini düzgünce yerine getiren Berber’in içinden gece olduğunda işini berberliği gibi mükemmel yapan bir katil çıkmaktadır. Katilliği de berberliği gibi babasından miras almıştır. Ölmüş babasının yerine koyduğu patronu M.’nin ölmesiyle işler Berber açısından beklenmedik bir hal alır. Artık yeni bir patronu ve hiç ilgisi olmasa da bir partisi vardır.

Aslına bakılırsa ne olduğuma ben de karar verebilmiş değildim. Politikayı tam olarak anlayamıyordum. Sonra da anlamadım( seçimlerde sadece iktidarda olan partilere oy verdim. Hemen hep sağcılara gitti oylarım, ama bu bir aidiyet duygusundan değildi. Aşikâr bir kolaycılık diyelim). Syf: 51

Hayatında taşların yerinden oynamadığı ve değişmeyen tek unsursa Manolya Pastanesinin ucuz dekorasyonunda buluştuğu Meryem’dir. Meryem romanda adı açıkça yazılan ve ufak bir falsosu dışında gerçekte olduğu gibi davranan tek karakterdir.

Babadan miras berber dükkânında, mahir bir şekilde işini yapan Berber, aynı zamanda kiralık katildir demiştik. “Arayanın temizlikçisi” değil, devletin hangi istihbarat biriminde olduğunun muallakta bırakıldığı M’nin adamıdır yalnızca. İçtiği sigaralarla göz gözü görmez hale getirdiği odasında, çeşitli duraklarda, yol kenarında buluştuğu M., cebinden çıkardığı kargacık burgacık yazılı not kağıdı ve genellikle bir vesikalıkla iletir öldürülecek kişi hakkındaki bilgiyi.

Berber öldürür. Kimi zaman öldürdüğü kişilerin neden seçildiği ve bunun devlete ne yarar sağlayacağı gibi konular tuhaf gelse de onun işi öldürmektir. Öldürdüğü kişiler gazetelere haber olamayacak kadar önemsizdir. Roman ilerledikçe öldürdüğü kişiler de ülke gündeminde yer edecek kadar önemli kişilere evirilecektir. Romanın karlı, soğuk atmosferinde; bir yandan da patlayan ve artık şaşırtmayan bombalar, devrilen ve yanan otobüsler, tarikatlar, peygamber edasıyla sevilen liderler, hızla yükselen ve yalanın dolanın, din bezirgânlığının geçer akçe olduğu bir ülke anlatılır.

Adamın görünüşte mütedeyyin biri olduğu, ikisinde ‘’hanımlarıyla’’ dört kere hacca gittiği, ama zaman zaman içkiden ve işretten de kaçamadığı yazılıydı. Böyle bir âlem gecesi dönüşünde arabasıyla yaptığı kazada işe giden bir tekstil işçisinin ölümüne neden olmuştu ama araya giren önemli şahsiyetler –birinin de başbakan olduğu söyleniyordu- marifetiyle olay kapatılmıştı. syf:142

Berber, gerçek ve kurgunun birbirinden rol çaldığı, ustalıkla yazılan, konunun genişliği ve anlatının güzelliği göz önünde bulundurulursa çabuk biten bir roman. Ne şekilde, hangi ruh haliyle, olaylara ve gelişimlerine nasıl baktığınızla ilgili olarak, romanı yalnızca sayfaları tüketmek şeklinde bitirebilirsiniz ve bu bir kiralık katilin öyküsünü okumanız anlamına gelir. Fakat Pirselimoğlu’nun romanı katmanlarını açmanızı, göndermelerini fark etmenizi, tarihsele yapılan küçük atıfları sözcüklerin arasından yakalayıvermenizi bekleyen bir metin.

Tayfun Pirselimoğlu değişik sanat dallarıyla olan profesyonel ilgisini romanın tüm sözcüklerine katmış. Koltuğuna oturduğunuzda alnınızdan nazikçe arkaya doğru itildiğinizi, ters dönerinizin defalarca kere acemilerin usturaları tarafından kanatıldığını hissedeceksiniz. Samatya SSK’nın koridorlarının hercümercini biliyorsanız söylemek istediklerimi daha iyi anlayacaksınız. Usturasını sakin sakin bileyen berber dükkânlarının içine daha dikkatli bakın. Parmaklarında yüzük olanlara boynunuzu uzatırken bir kez daha düşünün. Bir de lideri kabul ettiği kişinin aynı zamanda farklı iki yerde de olabildiği efsanesine inanan insanlardan uzak durmaya çalışın.

Üzerine uzun uzun düşünmeyi ve konuşmayı hak eden Tayfun Pirselimoğlu’nun romanlarınaysa yakın durun rica ederim.

İyi okumalar.

  • Berber
  • Yazar: Tayfun Pirselimoğlu
  • Türü: Roman
  • Baskı Yılı: Ocak 2017
  • Sayfa Sayısı: 252 Sayfa
  • Yayınevi: İletişim Yayınları

Daha önce sitede çıkan haber ve kitaptan bir tutam için: http://kitapeki.com/tayfun-pirselimoglundan-berber/

Güzella Bayındır
Takip için
Latest posts by Güzella Bayındır (see all)
Vinkmag ad

Read Previous

Toplumsal Hafızamız; Zamanın İzinde

Read Next

Lezzetin Fizyolojisi ya da Yüce Mutfak Üzerine Düşünceler

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Lütfen gördüğünüz rakamları bitişik olarak yazınız! *