
Eileen, zaman zaman hissettiğimiz “neden diğer insanlar gibi değilim?” sorusunu okurken bulacağımız gizli bir yanıtı içeriyor.
“…üzerinde; Per adpera ad astra yazıyordu. Dikenlerin arasından yıldızlara.”
2016 yılı Man Booker Ödülü’nün kısa listesine kalan ve PEN/Hemingway İlk Roman Ödülü’nü kazanan Eileen, sevgisiz bir ortamda büyümenin getirdiği psikolojik sorunlarla yüzleşen ve bunlarla yaşamayı öğrenen bir genç kızı anlatmaktadır.
24 yaşında olmasına rağmen, halen kendisi ile ilgili sorunları aşamamıştır. Yaşamı, giyim tarzı, beslenme düzeni ve hatta kendisinin bile yeterli olmadığı kanısındadır. Roman, Noel zamanlarının yaklaştığı dönemlerde ve Amerika Birleşik Devletleri’nin kuzey köşesindeki New England’a ait bir kasabada geçmektedir.
Virane görünümlü bir ev, alkolik bir baba, kendisini hiç mi hiç kâle almamış bir abla ve mütemadiyen iyi olmalarını istemeyen halasından başka bir yakını yoktur. Karların bembeyaz örtüsüne bürünmüş kasabada, Eileen’ın dünyası bir o kadar karanlık ve ıssızdır. Ancak tüm bunlara rağmen, iç dünyasında bambaşka hayallere sahip ve onlarla yaşayamaya alışmıştır. Çünkü hayatını değiştiremeyeceğini, X kasabasından çıkamayacağını kabullenmiştir. Öğrenimini hasta annesine bakmak için lise ikideyken bırakmak zorunda kalmış, aslında bu durumdan şikayetçi olmasa da –sınıf geçebilecek notlara sahip olmaması ve okuldakilerle anlaşamamasından dolayı– ailesinin başının etini yemekten de vazgeçmemiştir. Daha sonralarında, babasının hatırı sayılır dostlarının yardımı ile kasabadaki ıslah evinde çalışmaya başlamıştır.
Fakat bir işte çalışma fikri ıslahevi için iyi bir başlangıç olmayacaktır çünkü mahkum çocukların acıları Eileen’ın kendi acılarıyla birleşince durumun vaziyeti daha da ağırlaşmıştır. Böyle karamsar anlattığıma bakmayın, acıklı bir öykü değil aslında ama yazarın Virginia Woolf tarzındaki ayrıntıları en ince detayına kadar anlatıp okurun kafasında sergilenen tiyatrodan ötürü aklınızın bir köşesine yazılanlar bunlar.
Ana karakterimiz, ıslahevinin Randy isimli çalışanını kendi hayal dünyasına dahil eder. Hatta öyle ki ona aşık bile olur ve bir gün gelip Randy’nin de ona aşk-ı ilan edeceğinden emindir. Tabii ki durumlar böyle gelişmez. Ümitsizliğin filiz vermeye başladığı dönemlerde, ıslahevine yeni bir çalışan gelir; Rebecca. Karakter olarak çok zıttı olan Rebecca’ya kapılan Eileen, ondan ufak bir ilgi görebilmek için elinden gelen her şeyi yapmaya hazırdır. Bu ikilinin arasında gizli bir çekim gücü vardır, Rebecca’da gelir gelmez Eileen’a iyi davranır. Eileen’a göre Rebecca ile beraber zaman geçirdiklerinde, insanlar onu fark eder, kasabada iyi bir yerde olarak görür ve onunla ilgilenirler.
Aralarında çekim, Eileen’ı hayatını değiştirecek farklı boyutlara ulaşır. Ve bu ürkek, cesareti kırılmış genç kız bir ömür boyu kaderini değiştirecek ve asla geri bakmayacak kararı verir.
Eileen, aslında hepimizin içinde biraz ya da çok fazla bulunan, toplumdan daha da önemlisi toplum tarafından dışlanılmaktan kaynaklanan ve zaman zaman hissettiğimiz “neden diğer insanlar gibi değilim?” sorusunu okurken bulacağımız gizli bir yanıtı içeriyor. Eminim kendinizden bir parça bulacaksınız.
Yazarın ilk kitabı olduğundan, çıkaracağı diğer kitapları sabırsızlıkla bekliyorum.
![]()
|
- Peki Biz Ne Yapıyoruz? - 24 Ocak 2019
- Bu Zorlukları Siz de Yaşadınız mı? - 8 Aralık 2017
- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku - 30 Nisan 2017
One Comment
okumayı teşvik edici çok güzel bir yorum olmuş gözdenur, emeğine sağlık:)