43 yıl önce yitirdiğimiz Şilili Pablo Neruda mücadelenin ve tüm güzel insanlığın şairiydi.
Şair, yazar, gazeteci, diplomat… Şiirleriyle ve yaşamıyla önce kendi ülkesi Şili’yi sonrasında dünyayı etkileyen ve Latin Amerika edebiyatının dünyaca tanınmasını sağlayan Pablo Neruda’nın aramızdan ayrılışının 43.yılındayız. Eserleri günden güne daha çok insana ulaşan Neruda, “Gözlerine, kanlı sakalına, kılıcına/ zırhının siyah parıltısına baktı,/ yorgunluk bu katil çocuk başına/ bir sis gibi çöktü” dizelerinin şairiydi.
Lokomotifçi bir baba ile öğretmen bir annenin oğlu olarak bir temmuz günü gözlerini açtığında takvimler 1904 yılının 12’sini gösteriyordu. Okuma yazmayı erken yaşta söktüğünde eline geçirdiği herşeyi okuyor, öğreniyor ancak yetinmiyordu. 15 yaşına geldiğinde bir taşra gazetesindeki edebiyat eklerini düzeltmekle görevlendirildi. Bu dönemde, Çekoslovakyalı şair Jan Neruda’ya olan hayranlığından dolayı Pablo Neruda takma adını aldı. 1924’te ilk şiirleriyle bir edebiyat yarışmasını kazanarak bir bursa layık görüldü. Santiago’da üç yıl Fransız edebiyatı öğrenimi gördükten sonra gazeteci olarak çalışmaya başladı.
Neruda’nın ilk şiir derlemesi “Crepusculario” adı altında 1923’te yayımlandı. Bir yıl sonra yayımlanan “Veinte poemas de amour y una cancion desesperada” (Yirmi Aşk Şiiri ve Umutsuz Bir Şarkı) ise Şilili edebiyatçıya asıl ününü kazandıran oldu.
1927’de diplomatlık kariyerini seçen Neruda, altı yıl boyunca Güneydoğu Asya’da konsolosluk yaptı. Bu bölgedeki toplumsal sorunlar yüzünden ömrünün “en çok acı veren dönemi” olarak nitelendirdiği bu zaman içinde “Kesidencia En La Tierra” (Yeryüzünde Konaklama, 1935) adlı iki ciltlik yapıtını verdi. 1934’te İspanya’ya giden Neruda, burada sembolizm, sürrealizm ve füturizm etkisinde kalan 1927 Nesli adlı şair topluluğuna katıldı. İç Savaş patlayınca Neruda Franco’ya karşı çıktığı için diplomatik hizmetten çıkarıldı.
İç savaşın üzüntüsü içinde 1937’de “Espana En El Corazo”n (İspanya Gönüllerde) adlı şiir kitabını yayınladı. 1939’da diplomatlık mesleğine geri dönen Neruda, başkonsolos olarak Meksika’ya gitti ve bu görevini 1943’e kadar sürdürdü. Altı yıl sonra Şili Komünist Partisi’ne girerek senatör oldu. Başkan Gonzalez Videla’yı eleştirmesi üzerine hükümeti tarafından 1948’de devlet düşmanı ilan edilerek hakkında tutuklama kararı çıktı. Bu karar üzerine Neruda rahip kılığına girerek Arjantin’e kaçtı. Bu yıllarda Batı Avrupa’da, Sovyetler Birliği’nde ve Çin’de yaşamını sürdürdü.
1952’de ülkesine geri dönen Neruda başka bir ad altında “Los versos del Capitan” (Kaptanın Dizeleri) adlı şiir kitabını yayınladı. Ancak on yıl sonra bu yapıtın yazarı olduğunu açıkladı. Bunun nedeni, 1955 yılında üçüncü evliliğini yaptığı Matilde Urrutia’ya aşkını şiirlerle ilan ederken bir önceki karısını incitmek istememesiydi…
Stalin terörünün boyutu açıklanınca Neruda’nın dünya görüşü sarsıldı. “Estravaganzio” (Acayiplikler, 1958) ve beş ciltlik “Memorial de Isla Negra” (Karaada Defteri, 1964) adlı otobiyografik eserlerinde kuşkularını dile getirdi. 1969 yılında Komünist Parti tarafından başkan adayı gösterilen Neruda, Salvador Allende’nin ulusal cephesine katılmak üzere 1970’te adaylığını geri aldı. Ardından Allende tarafından Fransa’ya büyükelçi olarak atandı. Bir yıl sonra Neruda, Nobel Edebiyat Ödülü’ne layık görüldü. 1973’te kansere yakalanan Neruda, Allende’ye karşı düzenlenen askerî darbeden birkaç gün sonra, 23 Eylül 1973’de, 69 yaşında Santiago’da hayata gözlerini kapadı.
Neruda’nın Postacısı
Yirmi beş dile çevrilen Neruda’nın Postacısı’nda olaylar, 1969 yılında Şili kıyılarındaki küçük Isla Negra kasabasında geçer. Köyün postacısı genç Mario’nun mektup götürdüğü tek bir kişi vardır: Kasabada sürgünde olan Şilili ünlü şair Pablo Neruda. Mario hayran olduğu şairle konuşmak, ona kitabını imzalatmak için çareler arar, sonunda aralarında bir dostluk başlar. Basit insanların yaşadığı küçük kasabada, Nobel Edebiyat Ödülü kazanmayı bekleyen Neruda, devlet başkanlığına aday gösterilir, ancak Salvador Allende seçilince şair Paris’e büyükelçi olarak atanır. Mario ise ilk aşkını yaşadığı Beatriz’e kavuşmak için çırpınmaktadır. Neruda Paris’teyken genç Mario’dan alışılmadık bir yardım ister.
Bir kısmı gerçek olan renkli karakterleriyle, General Pinochet darbesi öncesindeki Şili’yle unutulmaz bir filme de dönüşen bu küçük roman, şiirsel dili yanında hem eğlenceli hem tutkulu anlatımıyla Skármeta’yı çağdaş Latin Amerika edebiyatının önde gelen temsilcileri arasına sokmuştur.
- Neruda’nın Postacısı
- Yazar: Antonio Skarmeta
- Çevirmen: İnci Kut
- Türü: Roman
- Baskı Yılı: Haziran 2016
- Sayfa Sayısı: 152 Sayfa
- Yayınevi: Kırmızı Kedi Yayınevi
- Vay canına! PUKSAVIDA yayın hayatına başladı! - 16 Mart 2017
- Cinler, canavarlar, filozoflar ve bilumum teröristler - 9 Mart 2017
- Londra’da Hoş Cinayet - 30 Ekim 2016
FACEBOOK YORUMLARI