Normaldışılığın Güzelliği

Ruhumuzdaki fırtınaları ve asıl sorunun içimizdeki açmazı çözmek olduğunu anlatan yazar Han Kang’ın kitabı Vejetaryen sizi bu dünyadan alıp götürüyor.

Sadece başına gelen olayları izlemekle yetiniyor gibiydi. Hayır, belki de kadının içinde öyle korkunç, öyle hayal edilemeyecek olaylar gerçekleşiyordu ki, günlük yaşama iştirak etmek onun için mümkün değildi.

Seneler önce, üniversitede öğrenci iken üç arkadaş Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinde staj yapmıştık. İlk olarak gittiğimiz bölüm Psikoz Kapalı Servis’iydi. Atak halinde görmesek de burada zaman zaman gerçeklikle bağlantıları kopmuş hastalar bulunmaktaydı. Ama gerçeklik neydi ki? Ben o servisten her çıktığım gün normal olarak nitelendirdiğimiz insanların dünyasına adapte olmakta zorluk çektiğimi hatırlıyorum. İçinde yaşadığım bütün olan bitenden kopup bambaşka bir âleme geçiyordum sanki o kapalı serviste ki, akşam çıktığımda her şey ve herkes sisler ardında görünüyordu bir süre.

Sesi kuş tüyü gibi hafifti. Hasta birinden beklenenin aksine hüzünlü ya da dalgın değildi. Gerçi neşeli ve yumuşak da değildi. Herhangi bir yere ait olmayan, sınıra varmış birine ait durgun bir sesti.

Okuduğum bazı kitaplar ve izlediğim bazı filmler aynı o stajdaki etkiyi yapar bana, koparır gerçeklikle bağımı, alır götürür başka bilinç düzeyine. Okurken/izlerken ara verdiğimde ya da bitirdiğimde yine sisler ardında kalırım bir süre. Hepsi de insanı tamamen kendine bağlayıp dünyayla bağı koparacak kadar muhteşem olduğundan mı yoksa benim arada böyle uzaklaşma ihtiyacımdan mı bilemiyorum.

Edebiyatı ülkelere, bölgelere göre tanımlamaya çalışmak ne kadar doğru bilmiyorum ama Uzakdoğu edebiyatından okuduğum neredeyse bütün kitaplar beni dünyadan koparan atmosfere, anlatıma ve açıklayamadığım başka noktalara sahipler. Öğrencilikte yaptığım o staj gibi, o bölgelerin kitaplarından okurken durup da çevreme baktığımda her şey ve herkes tuhaf, uzak geliyor bana.

Neden o zaman şaşırmadım acaba? Aksine daha da sakinleşmiştim. Sanki serin bir el alnımı okşamıştı. Beni saran her şey bir med cezir gibi kayarmışçasına uzaklaştı. Yemek masası, sen, mutfaktaki bütün aletler. Sonsuz mekânda, yalnızca ben ve oturduğum sandalye kalmış gibiydi.

Güney Koreli yazar Han Kang’ın April Yayıncılık’tan çıkmış olan kitabı Vejetaryen’i okurken yine çevremle bağımı yitirdim. 2016 yılı uluslararası Man Booker ödülünü kazanmış olan bu kitap yazarın 1997’de yayınlanan ‘Kadının Meyvesi’ adlı kısa öyküsünden ortaya çıkmış. Kang’ın bu öyküden yola çıkarak yazdığı ‘Vejetaryen’, ‘Moğol Lekesi’ ve ‘Alev Ağacı’ isimli üç öykü farklı zamanlarda dergilerde yayınlanmış. Ve en sonunda bu öyküler yazıda anlattığım romanın bölümleri olmuş. Birinci bölümü bitirip de ikinciye geçtiğinizde birden boşlukta hissedip paniğe kapılsanız da (en azından bana öyle oldu), başka bir anlatıcı ile olayın devam ettiğini anlayıp rahatlıyorsunuz çünkü kendisi anlatıcı olmasa da kitabın başkahramanı Yonğhe’yi merak ediyorsunuz, okuduğunuz sayfalarda onu arıyorsunuz.

Doğrusu, böyle bir kadınla yaşamanın ufuk açıcı olmasına imkân yoktu. Öte yandan, günde birkaç defa iş arkadaşı ya da diğer arkadaşlarını telefonla arayan, düzenli aralıklarla dırdır edip gürültülü karı koca kavgalarına sebep olan kadınlar bana yorucu geldiğinden, karımın bu haline şükrediyordum.

Kendi de karısı gibi fazlasıyla sade, dikkat çekmeyen, tekdüze bir kişiliğe sahip olan, birinci bölümün anlatıcısı adam hayattan ve evliliğinden pek de bir beklentisi olmadan yaşarken bir gece her şey birden değişiverir. Karısı Yonğhe bir rüya görmüş ve et yemekten vazgeçmeye karar vermiştir. Aslında ‘karar vermek’ basit bir tanımlama oluyor, zira sadece bünyeden değil, gözünün önünden, yaşam alanından tamamen çıkarılması hayat memat meselesine dönüşmüş bir durum söz konusu.

“Bir rüya gördüm,” demişti, tam iki kez. Pencerenin ardındaki karanlık tünelde karımın yüzü belirdi; onun yüzüydü fakat ilk kez gördüğüm biri gibi yabancıydı.

Anlatıcı karısının gecenin bir yarısı bütün et ürünlerini buzdolabından çıkarıp yerlere saçmasını tuhaf karşılasa da pek önemsemez. Ama Yonğhe’nin o geceden sonra et ürünleri ile birlikte çevresinden ve kocasından uzaklaşması anlatıcıyı rahatsız etmeye başlar. Neredeyse bir trans halindeymiş gibi etrafındaki insanlara karşı aldırmaz, duymaz, konuşmak için çaba göstermez bir tavır içine giren Yonğhe’ye anne, baba, kız kardeş, enişte dâhil bütün aile müdahale etmeye kalkışsa da bir işe yaramaz.

İçine giremediğim, bilmemin bir yolu bulunmayan, ayrıca bilmek de istemediğim bir rüya yüzünden ıstırap duyan karım sürekli zayıflıyor ve güçsüzleşiyordu.

Yonğhe’nin eniştesinin ve ablasının anlatıcı olduğu diğer iki bölümü anlatmayacağım. Hem olacakları merak edip kitabı okumanızı, hem de bildiğimiz dünyadan gittikçe uzaklaşan karakterleri, ruh hallerini ve yaşananları kitaptan edinmeniz gerektiğini düşünüyorum. Diğer iki bölümde Yonğhe’nin aldığı yolu okurken anlatıcıların iç dünyalarına da tanıklık ediyorsunuz. Rüyalarla birlikte iç konuşmaların bolca yer aldığı kitapta ilerledikçe normallik ve ruh hastalıkları üzerine düşünceleriniz bambaşka boyuta taşınabiliyor.

Herkesten habersiz maruz kaldığı ıstırap ve uykusuzluğu, Yonğhe uzun zaman önce, sıradan insanlara kıyasla daha hızlı bir şekilde mi yaşadı acaba? Derken bir gün, bir anda günlük hayata bağlandığı ince ipi mi bırakıverdi?

Anlatımı çok sade olan kitap su gibi rahatça okunuyor ama bittikten sonra kafanızın içinde dönmeye devam ediyor. Ben kimim, gerçeklik ve normallik nedir, kişiden kişiye farklılıklar gösterecek iç huzur arayışına karışmak kimin haddinedir…  gibi türlü sorular aklınıza takılabiliyor. Bence okuması gereken kitaplardan…

  • Vejetaryen
  • Yazar: Han Kang
  • Çeviri: Göksel Türközü
  • Türü: Roman
  • Baskı Yılı: Ocak 2017
  • Sayfa Sayısı: 158 sayfa
  • Yayınevi: April Yayıncılık

 

Perge Dündar
Latest posts by Perge Dündar (see all)
Vinkmag ad

FACEBOOK YORUMLARI

Yorum

Read Previous

Tek Maktül Leyla, Bir Kadın

Read Next

Biz Üç Kişiydik: Selçuk Erdem, Yiğit Özgür ve İlker Altungök!

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Lütfen gördüğünüz rakamları bitişik olarak yazınız! *

Follow On Instagram