Okuduktan sonra etkisinden kolay kolay kurtulamayacağınız 8 kitap

Bir kitabı okuduğumuzda onun kurgusunun içinde olduğumuzu hayal etmek isteriz kimi zamanlarda. Yüzlerce hatta binlerce kitap arasından tercih yapmak ve kurgusunun bizi etkisi altında bırakacağından emin olmak zorlu bir süreçtir.

Kitap Eki olarak incelediğimiz kitaplar arasından işlediği konu ve kurgusuyla öne çıkan 8 kitabı beğeninize sunuyoruz.

1. Dönüşüm – Franz Kafka

Perihan Tunçbilek’in incelemesi için TIKLAYINIZ

Kafka’nın Dönüşüm eserinde kurguladığı anlatım, sanayileşme ve kent yaşamının doğurduğu yeni ilişkilere eleştirisel bir bakış açısıdır. Bu yeni iş bölümünü ve  onun getirdiği ahlaki yapı,  küçük burjuva ailelerde “para kazanma erdeminin”  birincil tercih olarak öne çıkması ve  insan  kendi doğasına yabancılaşması oldukça karamsar ve trajik bir sonla tamamlanır eserde. Dönüşümü gerçek anlamda bir baş yapıta dönüştüren, öykünün insanın kendi emeğine ve özüne yabancılaşma temalarını göz alıcı betimlemeler ve benzersiz kurgu ile sergilemesindendir.

2. Aşk ve Öbür Cinler – Gabriel García Márquez

Gökçesu Özgül’ün incelemesi için TIKLAYINIZ

Marquez eserin tümünde bağnazlığın nelere yol açtığını sarsıcı bir şekilde önümüze koyar. Kara bağnazlık rüzgarı tüm kötücül yanlarıyla rüzgarını estirir. Sadece Sierva Maria’nın mengeneye sıkışan çocukluğu değil; baskı altında yaşayan insanlar, yasaklanan kitaplar, bilimden uzak bir toplum vardır. Eserin tamamına yayılan, yazarın gerçek dışı yanı eleştiri ve mizah gücü ile birleşip okuyucuyu kolaylıkla etkisi altına alır. Kupkuru gerçeklerin karşısında rengarenk duran tuhaflıklar  yüzümüzü güldürür. Marquez yarattığı dünya ile yazın hayatındaki yerini bir kez daha ortaya koyar.

3. Aradaki Nehir – Ngũgĩ wa Thiong’o

Gün Çağ Aydın’ın incelemesi için TIKLAYINIZ

Kenyalı yazar Thiong’o bu romanında kendi halkının ve beyaz adamın arasında geçen çetin mücadeleyi ve dini değerlerin önemli bir etkileyiciliğinin olduğunu bu kitapta akıcı bir dille anlatmış.

Ayrıntı Yayınları’ndan yayımlanan bu eser sömürgeciliğin tarihsel olarak Afrika’da ki ilk deneyimlerini irdeliyor.

2014 Nobel Edebiyat ödülüne aday olan Kenyalı yazarın kitabı ‘Aradaki Nehir’ roman severlerin gözden kaçırmaması gereken bir kitap.

4. Amerikana – Chimamanda Ngozi Adichie

Rasih Korkmaz’ın incelemesi için TIKLAYINIZ

Chimamanda Ngozi Adichie’nin kurguladığı karakterlerle benzersiz bir hikayenin içine gireceksiniz. Can Yayınları etiketiyle yayınlanan Amerikana kendi türünde yazılmış romanlardan farklılaşan anlatım biçimi ve konuları ele alış tarzıyla kesinlikle gözden kaçmaması gereken bir roman.

5. Kalabalığın Şiiri – Melih Cevdet Anday

Korkut Akın’ın incelemesi için TIKLAYINIZ

Melih Cevdet, “Garip”in toplumcu şiir saymayanları ayıplayacağını söylüyor. Nâzım’ın “Garip” ile aynı çizgide şiirler yazdığını belirtirken, arasındaki farkı, “Nâzım’ın temsil ettiği solcu şiir yüksek sesli şiirdir. Hitabet gibidir, meydanlarda okunur. Bizimki odalarda okunacak şiirdir. Günlük konuşma gibidir” ile anlatıyor. Tabii, kahramanlarının Süleyman Efendi gibi sıradan insanlar olduğunu da atlamadan…

6. Basit Bir Es – Enis Batur

Önder A.’nın incelemesi için TIKLAYINIZ

Batur kitabına, Italo Calvino’nun ‘’Kitaplarımdan Birini Nasıl Yazdım’’ adlı yapıtından bir alıntı ile başlar: ’’Kitabın içindeki okur, buradaki okur olduğunu iddia etmekte; buradaki kitap, kitabın içindeki kitap olmayı istemekte’’. Kitabı okuma sürecinde, bu alıntının izleri sürekli karşımıza çıkacaktır.

7. Saldırı – Yasmina Khadra

Rasih Korkmaz’ın incelemesi için TIKLAYINIZ

Akıcı bir dille ve sürükleyici bir hikayeyle yazılmış bir roman. Tüm dünyayı yakından ilgilendiren bu şiddet sarmalının ufak bir parçasına ışık tutan “Saldırı” romanının 40 dile çevrilmiş olması ve tüm dünyada oldukça fazla okunması tesadüf olmasa gerek.

8. Haydut – Robert Walser

Arda İcil’in incelemesi için TIKLAYINIZ

Haydut beş parasız biridir; değer bilmeyen ve dış dünyadan soyutlandırılmış, toplum dışına itilmiş ve toplum normlarına uymayıp, ütopik kural ve düşler kuran hümanist ve sosyalist biridir. Bern’deki sokaklarda adeta ‘’Yaşasın Komünizm!’’ der, bütün kural ve ideolojilere meydan okur… İnsan zihninin, bedeninin ve özgürlüklerinin toplum normlarına göre oluşturulmuş kurallarla sınırlanamayacağı düşüncesindedir… Burjuva toplum düzenine, kapitalist yapıya bir başkaldırıdır haydut…

Vinkmag ad

Read Previous

Hem Hayal Hem Gerçek; Aşk ve Öbür Cinler

Read Next

Sömürgeciliğin ilk tohumları; Aradaki Nehir

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Lütfen gördüğünüz rakamları bitişik olarak yazınız! *