Okumuyorum, resimlerine bakıyorum

Yordam’dan çıkan Çizgilerle Rosa Luxemburg ve Çizgilerle Madame Curi’de, biri siyaset diğeri bilim alanından mücadeleci iki kadının hayat hikayeleri, kapitalizme meydan okuyuşları, dar kişisel çıkarlarını bir kenara itip, insanlığın ortak birikimine nasıl katkıda bulundukları çizgiler eşliğinde sunuluyor.

Gazete sendeyse ve bir an önce çok da fazla direnemeyeceğin bir büyüğüne vermen isteniyorsa, zaman kazanmak için iyi bir bahanedir.

Okumuyorum, resimlerine bakıyorum; çok sürmez yani.

Resimlere bakmak uzun da sürebilir halbuki. Örneğin, bir çizgi romanı en az iki kere okumak iyi oluyor. İlkinde, senaryo da sağlamsa, soluk soluğa bitiriyorsun zaten. İkincisinde çizgilerdeki ayrıntılara daha fazla vakit ayırabilirsin artık, nasılsa sonunu biliyorsun.

Yine de dilde yeri var işte. Bir kitap resimli olunca yeterince ağır gelmiyordur belki. Çabuk okunabilecek kitap muamelesi görüyor, kitap okumayan bir toplum olduğumuz da düşünülürse, resimli olması özendirici bile olabiliyor.

Yazılılar öncesi sorardık öğretmene hatırlayan olacaktır, “kitaptan baştan sona mı sorumluyuz” diye. Yok 50 sayfadan 120. Sayfaya kadarsa, sorumlu olduğumuz kısım 70 sayfa. Bunun da toplam 15 sayfası resim zaten, kalıyor 55 sayfa. Tabi resimaltı, resimüstü yazılarından da soran bir öğretmenimiz yoksa. Resime, okuma yükünü hafifletici muamelesi yapıyorsak zaten, zaman ayıracak ayrı bir keyif alanı olarak görmememiz de normal.

Ben yukarıdaki hesabı yapardım yalan yok. Kitaptaki çizginin ya da resmin değerini sonra sonra anladım. Buldukça çizgili herşeyi okumaya başladım.

Bunda dedemin Kara Muratlarının, babamın Gırgırlarının bir de teyzemin bizi Milliyet Çocuk ile tanıştırmasının etkisi azımsanamaz.

Öte yandan çizgi deyince, akla sadece çizgi roman ya da mizah dergileri, karikatürler vs. gelmemeli. Bir de, metnin çizgi ile desteklendiği örnekler var bol bol.

Farklı farklı yayınevleri bugüne kadar bu tarz eserler yayınladı.

Bunlardan biri de Yordam Kitabevi.

Şimdiye kadar Rius ‘un Çizgilerle Ateistin El Kitabı, Çizgilerle Felsefe, Çizgilerle Kapitalizmin Korkunç Tarihi, Çizgilerle Lenin eserleri Yordam tarafından yayınlanmıştı. Ki bana sorarsanız bu tarzın en iyilerinden birisi zaten Rius.

İlk olarak Küba Devrimi kitabı aracılığıyla keşfetmiştim Rius’u. O da ’80 öncesi baskısı idi. Yeniden basılsa diye düşünmüştüm. Umarım sırayla tüm eserleri basılır.

Son olarak iki “yerli” ürün çıktı Yordam’dan

Soner Tuna’nın “Çizgilerle Rosa”sı, “Çizgilerle Madame Curie”si.

Soner Tuna, daha önceden de Bilim ve Gelecek Kitaplığı’ndan Tesla, Elektriğin Tanrısı ve İskenderiyeli Hypatia ‘yı hediye etmişti bize.

Yordam’dan çıkan bu iki kitapta, biri siyaset diğeri bilim alanından mücadeleci iki kadının hayat hikayeleri, kapitalizme meydan okuyuşları, dar kişisel çıkarlarını bir kenara itip, insanlığın ortak birikimine nasıl katkıda bulundukları çizgiler eşliğinde sunuluyor.

Kitaptaki metinler oluşturulurken Eve Curie’nin Madame Curie ve Annelies Laschitza’nın Rosa Luxemburg, Herşeye Rağmen, Tutkuyla Yaşamak adlı eserlerinden yararlanılmış.

Mücadeleci insanları severim, mücadeleci insanların hayat hikayelerini okumayı da severim, mücadeleci insanların hayat hikayelerini çizgilerle okumayı daha çok severim diyorsanız, bu iki kitap sizi bekliyor.

  • Çizgilerle Rosa Luxemburg
  • Soner Tuna
  • Yordam Kitap
  • 2015
  • 128 sayfa

 

  • Çizgilerle Madame Curie
  • Soner Tuna
  • Yordam Kitap
  • 2015
  • 80 sayfa
Vinkmag ad

Read Previous

Akdeniz ile Ortadoğu arasındaki geçitte bir Mutfak: Lübnan

Read Next

HAYALPEREST: Bir Nevi Holden

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Lütfen gördüğünüz rakamları bitişik olarak yazınız! *