Polisiye Dosyası; “Tim Parks Polisiyeleri – II”

Eğer edebiyata meraklıysanız ve eğer Tim Parks’ı daha iyi tanımak ve anlamak istiyorsanız “Yargıç Savage”la birlikte “Kader”i de okumanızı öneririm.

Vicdan, Sorumluluk ve Arzular

Kariyerinin önemli romanlarından “Yargıç Savage”de adalet, vicdan ve sorumluluk duygularıyla arzuları arasında sıkışan, sıkıştıkça kimliği parçalanan orta sınıftan, orta yaşlardan geleceği parlak bir adamın hikayesini anlatıyor Tim Parks.

Hikaye, Daniel Savage’in yargıçlık görevine getirildiği günlerde başlıyor. Tam bir İngiliz gibi davranıp düşünse de, gerçek -Brezilyalı- ailesini hiç tanımayan kahramanımız görünüm açısından hiç benzemiyor İngilizlere. Kimilerine göre yargıç olarak atanmasını da bu benzemezliğe, derisinin siyahlığına, kısacası dönemin yeni siyasi “concept”ine borçlu. Önüne parlak bir gelecek açılan Savage’ın ise renginden şikayeti yok, kendisine güvenli, durumundan memnun. Bir meslektaşıyla yaşadığı ilişkisi açığa çıktığı için onu terk eden karısı Hillary ile yeniden barışmak, çocuklarına kavuşmak, orta sınıf zevklerine uygun her türlü eşya ve -köpek de dahil- aksesuarı barındıran yeni bir ev sahibi olmak, kısacası hayatını toplumsal mevkiine uygun biçimde restore etmek memnuniyetini daha da arttırıyor. Ne var ki söz konusu memnuniyet -Savage ailesinin mutluluk tablosu sergilediği gecelerden birinde- çalan telefonla sıkıntıya dönüşecektir. Arayan Daniel Savage’in savcılık yaptığı dönemde ilişki yaşadığı jüri üyesi Koreli bir kızdır ve yardıma ihtiyacı vardır. Bir jüri üyesi ile ilişkiye girmesinin ortaya çıkmasıyla patlayacak skandal kadar karısı Hillary’nin bu ilişkiyi öğrenmesi de ürkütmüştür Daniel’i. Yine de vicdan ve sorumluk sahibi bir insan olarak Minnie’yle konuşmaya karar verir.

Çoklu hayatlar

İşte bu noktada romanın ilk cümlesine geri döneceğiz; “Çift yaşam olmayınca hiç yaşam olmuyor ama doğrusu, insan yoruluyor.” İşte Yargıç Savage’in içinde bulunduğu vaziyeti en iyi böyle tarif edebiliriz. Yıllarca, hatta şimdi bile ikili, hatta çoklu bir hayat sürdürmüş, o hayatların ortaya çıkmaması için oyunlar oynamış, yalanlar söylemiş ve sonuçta yorgun düşüp ailenin “huzur” ortamına geri dönmüş bir haldeyken eskilerden bir hayatın ansızın ortaya çıkması dengeleri bozmuştur. Mahkemede adalet dağıtmakla uğraşırken zihni süren davalarla kendi hayatı arasında gidip gelecektir;

Bir sosyal yardım uzmanı oğlunun el bileğini kıran bir adama yumuşak davranılmasını öneriyordu. Anne aileyi terk etmişti. Dört çocuktan daha büyükçe olan bir tanesi ısrarla, bu şiddet olayının yalnızca bir kere yaşandığını, stres ve kaygıdan ötürü meydana geldiğini savunuyordu. Daniel şiddete yol açan dürtüyü anlayabiliyordu. Kendisinin de çocuklarına birkaç kere çok sert vurduğu durumlar olmuştu. Bu olay meydana gelmeden hemen önce, kurban (altı yaşında bir çocuk) mutfaktaki tüm çanak çömleği bilerek paramparça etmişti. Ayrıntılar bunlardı. Bir çekiçle! Ama Daniel hiçbir zaman Tom’u elinden yakalayıp bileğini kıracak raddeye gelmemişti. Yeni evde mutlu olmayı temenni etti. Hilary de şiddete başvurabiliyordu. Jane konusunu öğrendiğinde Daniel’a bıçak fırlatmıştı. Nasıl öğrenmişti? Bir sebze bıçağıydı. Birisi bir yerde bir şeyler fısıldamış olmalı. Bıçağın sapı Daniel’in kulağının dibinden geçmişti. Başka nasıl bilebilirdi ki Hilary? Nereden bildiğini söylemiyordu. Hilary kendine karşı da şiddet kullanmıştı. Parmakları tırnak diplerinden kanamıştı; dizlerinin yukarısmdaki etleri paralamıştı. Daniel onun geçirdiği krize saygı duymuştu. Ve etkilenmişti. Karısına birlikte mutlu oldukları günlerin çok gerilerde kaldığını söylemiş, çantalarını toplamış ve evden çıkmıştı. Cambridge Oteli’ne gitmişti. Ama mahkûm edilen adam çocuğun kolunu tutmuş ve masanın kenarına koyup çat diye kırmıştı. İçkiliydi o sırada. Çat diye bir ses duyulur muydu acaba?

Bundan sonra Yargıç Savage ve Daniel olarak iki ayrı kimlikle yaşamak zorunda. Yargıç Savage mahkemede adaleti eksiksiz sağlamaya çalışırken Daniel ise her yanı yalanlarla örülü bir dolu hayatı tek bir “doğru” ve “mutlu” hayat çatısı altında toparlamakla meşgul. Bir süre sonra böyle bir “doğru”nun bulunmadığını ve çevresindeki hiç kimsenin mutlu olmadığını anlayacaktır. Attığı her adımda geçmişteki hayatlarının birisi daha ayağına dolanan, başkalarının da kendisi kadar çoklu yaşamlar sürdürdüğünün, yalanların, iki yüzlülüğün farkına varan Yargıç Savage için artık en önemli mesele hayatının tehlikede olduğunu düşündüğü Minnie’yi kurtarmaktır…

Kırlma anları

Tim Parks “Yargıç Savage”ı “Kader”(1999) romanından sonra başlamış yazmaya. Tıpkı “Sevgili Mimi”(1990) ve “Mimi’nin Hayaletleri”(1995) gibi “Kader” ve “Yargıç Savage” de bir ikili oluşturuyorlar. Ancak örgüsündeki kriminal motifler “Yargıç Savage”ı “Kader” kadar “Mimi” serisi ile de bağlantılı kılmış. Bu dört romana baktığımızda Parks’ın kader ya da kırılma anlarındaki davranış biçimlerine yoğunlaşıp bireyin duygu ve düşünce dünyasını deşmeyi amaçladığını söylemek mümkün. Peki nedir o kader/kırılma anları? Dört romanda da işlendiği için ölümle başlayabilirdik. Ama ölümden çok insanın hayatın akışı karşısındaki çaresizliği daha önemli. O çaresizliktir ki “Sevgili Mimi” ve “Mimi’nin Hayaletleri”nin kahramanı Morris’i suça, yalana, cinayete sürüklemiştir.

“Kader”de oğlunu kaybeden adam, “Yargıç Savage” da Daniel de hayatın akışı karşısında çaresiz kalıyorlar. Özellikle Daniel tam bir sürüklenme içinde. Bir yere tutunmak için elinden geleni yapıyor, yalan söylüyor ama herşeyin elinden kayıp gittiğinin farkında. Tim Park ahlaki bir sorgulama peşinde değil. Tersine bireyin “iyi”-“kötü”, “doğru”-“yanlış” gibi katı karşıtlıklarla anlaşılamayacağının farkında. Bütün roman kahramanları gibi Daniel Savage için de iyi ve kötü bir arada. Orta sınıf refleksi ve ahlakıyla Daniel verili mutluluk normlarına uymak, iyi bir vatandaş, iyi bir aile babası olmak istiyor. Ama bir yandan da bütün toplumu kuşatan ve kışkırtan şeyleri arzuluyor. Kadın, ev, para, mevkii… O çevresindeki herkes gibi arzularıyla toplumsal sorumlulukları arasında kıstırılmış bir adam. Parks’ın yaptığı bu sıradan durumu çarpıcı bir hikaye ile gözler önüne sermek.

Daniel’in ten renginin farklılığı hikayede fazla vurgulanmamış. Ne var ki hikayenin akışından söz konusu farkın -geleneksel bir İngiliz ailesi tarafından evlat edinilmiş, en iyi İngiliz okullarında okumuş, hatta mesleğinin en yüksek noktasına gelmiş olsa bile- Daniel’in hayatı boyunca etkili olduğunu çıkarabiliyoruz. Yine de sistemin içinden biri. Asyalı göçmen Minnie ise hiçbir zaman aynı kabulü görmeyecek. Böylelikle bir kez daha kimlik bahsine temas eden Tim Parks kendi toplumunun arızalarına dokunuyor. Bir insanın dramından yola çıkarak toplumu, adaleti, aileyi, orta sınıf ahlakını tartışamaya açan bir hikaye anlatmış. Tim Parks’ın bütün romanlarında olduğu gibi “Yargıç Savage”de de “her şeyin önünde so­nunda ifadesini tüketimde bulduğu gündelik hayata ilişkin gösterge­lerin deşifre edilmesi, anlamlarının boşaltılması, hicvedilmesi, skan­dalize edilmesi, gündelik hayatın tüm parçaları­nın yadırgatıcı, yabancılaştırıcı efektler aracılığıyla eleştirel teşhiri” kusursuz.

Tim Parks romanlarındaki asıl kusursuzluk hikayelerinden ziyade kurgusunda ve anlatım biçimindedir. “Yargıç Savage”ın baştan sona merakla okunan hikayesi de kurgusunun ve tekniğinin mükemmelliğinden. Bir yanda süren ve karara bağlanması gereken bir dava, diğer yanda yargıcın özel hayatına dair çözmesi gereken problemler… Bunları, geçmişteki olaylarla, insanlarla, duygu ve düşüncelerle zaman zaman bir paragraf içinde bir araya getiriyor. “Kader”de bu işi soluk kesen bir bilinç akışı yoluyla sağlamıştı, Kötü bir rüyayı andıran “Yargıç Savage”de üçüncü tekil şahıs anlatısıyla, ama zamanları zamanlarla, düşünceleri düşüncelerle, arzuları arzularla harmanlayarak gerçekleştirmiş.

Eğer edebiyata meraklıysanız ve eğer Tim Parks’ı daha iyi tanımak ve anlamak istiyorsanız “Yargıç Savage”la birlikte “Kader”i de okumanızı öneririm.

Vinkmag ad

FACEBOOK YORUMLARI

Yorum

Read Previous

José Saramago’dan “Lizbon Kuşatması”

Read Next

Hem Ali Hem Asker Hem Şair

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Lütfen gördüğünüz rakamları bitişik olarak yazınız! *