Bir gecelik Sindirella masalı yaşamak isterken kocasının başka bir kadına olan ilgisini yanlış anlayarak tüm gecesini kâbusa çeviren bir kadın, panik ve öfkeyle çalınan kırmızı bir ruj ve neredeyse sabote edilen bir kariyer. Alganer, dili ustalıkla kullanmış, böylece sade ve akıcı metinin samimiyetini okuyucuya hissettirmiş.
Müjde Alganer genç bir yazar, üstelik çalışkan da. Bir yılda iki kitapla okuyucunun karşısına çıkması bunu ispatlıyor. Yine Goa’dan çıkan ikinci kitabı Ruj ile asıl iddiasının öykü yazmak olduğunu gösterircesine kullanmış kalemini. Daha önce Var Olmak Yasaktır adlı romanıyla tanıdığım Alganer, bu öykü kitabında da kadın-erkek ilişkilerine değinmiş. Sekiz öyküyle takıntıya dönüşen aşkları, acıdan kaçmak için sığınılan muadil takıntıları ve en önemlisi kadın olma hallerini incelikle işlemiş.
Baklacık, kitabın açılış öyküsü, bakla ayıklayan kadından ağzından baklayı kaçıran kadına geçişi sağlayan kelime oyunu ile gözümde bambaşka bir yere taşındı. Kısa olmasına rağmen aklımda en uzun yer edinen, belki de içimi en çok acıtan öykü bu oldu. Poşetlenerek dondurucuya atılan baklalar misali, yenir yutulur cinsten olmamasına rağmen düşünülmemek üzere hafızanın unutulmuş bölgesine gönderilen gerçeklerin ağırlığını hissettirdi.
Kitaba ismini veren Ruj, kadın olmayı annelik ve eş olmak üzerinden tanımlama hatasına düşmüş, belki de bu tanım esnasında kadınlığıyla bağını neredeyse koparmış bir kadının öyküsü. Bir gecelik Sindirella masalı yaşamak isterken kocasının başka bir kadına olan ilgisini yanlış anlayarak tüm gecesini kâbusa çeviren bir kadın, panik ve öfkeyle çalınan kırmızı bir ruj ve neredeyse sabote edilen bir kariyer. Alganer, dili ustalıkla kullanmış, böylece sade ve akıcı metinin samimiyetini okuyucuya hissettirmiş.
Annem, Balon ve Diğerleri, psikolojik bir gerilim ve yüzleşme öyküsü. Bir balon, bazen sadece balon değildir. Sizin onu ne veya kim olarak gördüğünüzle değişebilir. Balon değişirse tüm yaşanmışlıkların hesabı da ortaya dökülebilir o zaman. Belki de ancak bir balona yapılabilir bu tür bir muhasebe, kim bilir?
Kifayetsiz Muhteris ikinci favori öyküm oldu. Yaratıcı yazarlık derslerinde bir öyküde olmazsa olmaz listesinin başında gizem olduğu söylenir. Okuyucu ilk iki paragraftan sonra meraklanmalı ve öykünün kalanını “acaba ne olacak” heyecanı ile okumalıdır. İşte öyküde beni cezbeden bu merak oldu. İşlenen fikir güzeldi, küçük sürprizlerle doluydu ve son ana kadar gerçekte neler olduğu konusunda açık vermediği için gizemliydi. Kitaptaki son öyküyü okumadan önce acaba bu metnin sonu böyle mi olmalıydı diye düşündüğümü itiraf etmeliyim. Ancak son hikâye, bağlandığı diğer iki öykünün sonlarını öyle güzel tamamlıyor ki, acaba mı hemen geri aldım.
Sonuç olarak sekiz öyküden oluşan bu derleme okunmayı hak edecek emeğe ve zarafete sahip. Öykülerde kadınlığı tanımlama, sorunlarını konu etme gibi ereklere düşüldüğünü hiç sanmıyorum. Bence burada yazar konunun kendisini kadın ve takıntılı aşk olarak belirlemiş, ruju ise bir simge olarak kullanmış. Alt metin aramadan bu saf yolculuğun tadını çıkarmak en doğrusu gibi geliyor bana. Küçük de bir oyun gizlemiş yazar erkek adlarını koyarken. Dikkatli bir okurun bunu takip ederek keşfedeceğine eminim.
İyi okumalar…
- Ruj
- Yazar: Müjde Alganer
- Türü: Öykü
- Baskı Yılı: Ekim 2016
- Sayfa Sayısı: 104 Sayfa
- Yayınevi: Goa Yayınları
- SORGULATAN, HAYAL KURDURAN KİTAPLARA İHTİYAÇ VAR! - 22 Mart 2020
- İnsanca bir başkaldırı; Aşk - 16 Mart 2016
- Gerçek Bir Çocuk Kitabı; Mumi Baba’nın Anıları - 20 Haziran 2017
FACEBOOK YORUMLARI