Saldıran güç mü? Savunan güç mü?

Dikkat edin! Tükeniş Kulübü’nü okurken sevdiğiniz yönetmenin bir filmine, türleri yok edilmekte olan ama daha önce varlığından hiç haberdar olmadığınız canlılara rastlayabilirsiniz.

“Bir sanat eserinin güzelliği ve dehası, eserin kendisi yok edilse bile yeniden tasarlanabilir; unutulup gitmiş bir melodi besteciye yeniden ilham sunabilir; ama bir canlı türünün son üyesi son nefesini verdiğinde, öyle bir canlının bir kez daha gelebilmesi için bu kâinatın bitip yenisinin başlaması gerekir.” William Beebe, The Bird, Its Form and Function, 1906

“Gerçekten ciddi tek felsefi soru, intihardır.” – Albert Camus

Commonwealth ödüllü Jeffrey Moore’un son kitabı Tükeniş Kulübü işte böyle açılıyor. “Açılıyor” çünkü tıpkı iyi bir filmin açılış sahnesi gibi başlıyor kitap. Sürükleyici olduğu kadar, okurun merak duygusunu da başarılı bir şekilde harekete geçiriyor.

14 yaşında Celeste, aslında kim olduklarını hiçbir zaman öğrenmek istemeyeceğimiz bir çete tarafından ölüme terk ediliyor. Gördüğü 14 kıştan çok daha fazlası Celeste aslında. Ninesinden bahsederken çocuklaşıyor, hayatın gerçekleriyle yüz yüze geldiğinde ise 100 yaşında bir nineye dönüşüyor. Celeste ve Nile’ın yolları kesiştiğinde kahramanın sonsuz yolculuğu da başlamış oluyor. İkisi de kaçmakta, kaçtıkları şeyin ne olduğunu bilmeden. Nile kirli geçmişinden kurtulmak istiyor, Celeste ise 14 yıla sığdırmış olduğu acılarından ve umutsuzluğundan… Ancak kimi zaman durumlar hiç de düşünüldüğü gibi gitmez. Tıpkı Nile’ın babasının da dediği gibi. “Kaçtığından kaçamazsın; kaçtığını yanında götürürsün.”

Jeffrey Moore kitap boyunca ciddi bir felsefi soruşturma yürütüyor.

“Hayvanların hakları yok ve eğlence için hiçbir varlığa eziyet etmiyorlar. Bu durumda uygar olan nasıl insan oluyor?”

Ağaçları kesip, hayvanları yok ederek dünyanın sahibi bizmişiz gibi davranırken sığındığımız düşünceyi sorguluyor… Dünyada kimi insanlar vardır ki onların umudu tüm insanlığı ilgilendirir, umutsuzluğu da aslında. “Ormanların hala son temsilcilerini barındırdığı umudu, elimde kalan, tutunabileceğim son umut.”  Nile Nightingale

Bu anlayış da aklıma bu cümleleri getiriyor. “Çünkü bizim için her “özel” mesele aynı zamanda “insanlığın” esas meselesidir… ve karşılıklı olarak insanlığın “her meselesi” benim de “özel” meselemdir… savaş özel meselemdir, televizyon felaketini içimde yaşarım… Birine âşık olduğumda bütün âşıklar bununla ilgilidirler…” Ulus Baker.

En nihayetinde, dünyanın sahibi olmasak da dünyanın bir parçasıyız.

Dikkat edin! Tükeniş Kulübü’nü okurken sevdiğiniz yönetmenin bir filmine, türleri yok edilmekte olan ama daha önce varlığından hiç haberdar olmadığınız canlılara rastlayabilirsiniz.

Jeffrey Moore’un akıcı dili, başarılı olay örgüsü yaratımı, hikâye bütünlüğünü her sayfada koruması romanın içine girebilmesinde okura kolaylık sağlıyor.

Sinestezya’nın da yazarı Jeffrey Moore’un bu korku gerilim türündeki kitabını okurken siz de “Düşüncelerime öyle dalmıştım ki nerede, hangi zamanda olduğumu unutmuştum.” diyeceksiniz.

  • Tükeniş Kulübü
  • Yazar: Jeffrey Moore
  • Çeviri: Algan Sezgintüredi
  • Türü: Roman
  • Baskı Yılı: 2017
  • Sayfa Sayısı: 352 Sayfa
  • Yayınevi: April Yayıncılık
Vinkmag ad

FACEBOOK YORUMLARI

Yorum

Read Previous

George Saunders kitaplarını okuma zamanı!

Read Next

Türkiye’nin yakın tarihi; “Unutmalar Şehri”

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Lütfen gördüğünüz rakamları bitişik olarak yazınız! *