Sanat, Hayat ve Livaneli

Zülfü Livaneli’yle, Orta Zekâlılar Cenneti’nden yola çıkan bir söyleşi gerçekleştirdik. Edebiyat üzerine, yani hayata dair çeşitli konularda konuştuk.

Livaneli, 60’ların sonlarında yayıncılığa başladı. Kitaplarla iç içe bir hayat yaşamayı, romanlar yazmayı planlıyordu. Ama yayınevi kapatıldı, yayımladığı kitaplar toplatılıp kaybedildi, kendisi de tutuklandı. Birkaç yıl sonrası için hazırlık yaptığı romancılık hayatının 30 yıl gecikmeyle başlayacağını bilemezdi elbette. Sahte pasaportla, kısa süreli bir gurbet kararıyla çıktığı yurt dışı günleri yıllarca sürdü. Yüreğinden taşan umutları ve kaygılarıyla birlikte yanında götürdüğü Anadolu ezgilerini evrensel bileşimlere ulaştırdı. Hiç de öyle bir hedefi olmadığı halde, müzisyen olarak kitleselleşti. Kendisi yoktu ama müzikleri yurdun her yanındaydı. O günlerde, bir de yazılar gönderiyordu memlekete. İlk yazılarını İsmail Cem’in yayın organı Politika’da yazıyordu.

Yıllar geçip de İstanbul’a yerleştikten sonra düzenli köşe yazarlığına başladı. Kısa sürede periyotları sıklaştı ve çeşitli gazetelerde, 20 yıldan uzun süre haftada 5 gün yazdı. Orta Zekâlılar Cenneti kitabı, bu yazılardan seçilerek hazırlandı. Farklı yıllarda yazılmış benzer paragrafların sadeleştirilerek derlendiği, yazıların konularına göre bir araya getirildiği bir kitap.

Peki, Orta Zekâlılar Cenneti’ne “Bir köşe yazarının kitabı” denebilir mi?

Kendisine “köşe yazarı” denmesini de “siyasetçi” denmesini de kabul etmiyor. Bu, toplumsal sorunlardan uzak durduğu anlamına gelmiyor elbette. En başından beri, varlığını politik bir sanatçı olarak sürdürüyor. Ama vurguluyor; “politikacı” değil, “sanatçı”!

Livaneli’nin dünya görüşünü yansıtması bakımından, kitaptaki diktatörlük meselesiyle ilgili yazılar üzerinde durulabilir. Ve bu yazıların gündelik sınırları aşan, on yıllar sonra da geçerliliğini sürdüren “düşünce yazıları” niteliği de incelenebilir.

Diktatörlük olgusu, her şeyden önce iktidar konumuyla ilişkilendiriliyor bu yazılarda. Bunun ille de büyük bir iktidar olması gerekmiyor. Evde çocuğuna karşı bir baba, sokakta karşısına kedi çıkan bir adam da diktatör niteliğinde olabiliyor. Muhalefetsiz, denetimsiz iktidarın sağlıklı bir durum yaratamayacağı açık.

Fakat günlük gazetelerde böyle düşünce yazıları fazla güncel biçimde anlaşılabiliyor. Hatta bunca yıl sonra da güncel bir konu gibi okunabiliyor. Kitapta tarihsiz olarak yayımlandığını da göz önüne alırsak, “AKP diktatörlüğü” ile ilişkilendirilerek okunabilir bu yazılar. Oysa AKP’den çok önce yazılmıştı.

Yıllar boyunca Livaneli’nin en etkili biçimde ele aldığı, dolayısıyla kitapta da öne çıkan konulardan biri “başarı.” Birçok okurun düşüncelerinde artık yer etmiş bir söz: “Başarı bir virüstür.”

Demek ki, hayata sadece “başarı” penceresinden bakınca algılar bozuluyor. Başarısızlık nasıl bir kişi veya yapıtın niteliği için ölçüt kabul edilemezse, “yan ürün” olarak ortaya çıkan kendiliğinden bir başarı da hor görülemez. Daha doğrusu, çok zaman halka ulaşan sanatçılara yönelik dile getirilen fesatça duyguları, başarı kavramına karşı tavır almakla karıştırmamak gerekiyor.

Livaneli’yle buluşup da romanlarını konuşmadan olur mu? Son romanı, Konstantiniyye Oteli…

Edebiyat eleştirisinin öneminden söz ediyor. Anlaşılmak için yapıtlar üretiyor ama bir yandan da “Beni bu kadar kolay anlamayın” diyor.

Edebiyat ve hayat! Marquez’den Yaşar Kemal’e… Tamamlamak üzere olduğu bir kitap çalışmasından da söz ediyor.

Yaşar Abi… Yaşar Kemal, verdiği onca umut, ürettiği onca güzelliğin yanı sıra, son gününe kadar bir belirlemesini dile getirmekten de hiç vazgeçmedi: Bu memleket bir kültür çölü. Livaneli, Yaşar Kemal’in “Edebiyat konuşmaya hasretim” sözünü aktarıyor.

Ve en açık sorumuza aldığımız en içten yanıtla bitiriyoruz söyleşimizi.

 

  • Orta Zekâlılar Cenneti
  • Zülfü Livaneli
  • Doğan Kitap
  • Aralık 2015
  • 461 sayfa

 

  • Konstantiniyye Oteli
  • Zülfü Livaneli
  • Doğan Kitap
  • Mayıs 2015
  • 480 sayfa

 

 

 

Zafer Köse
Latest posts by Zafer Köse (see all)
Vinkmag ad

FACEBOOK YORUMLARI

Yorum

Read Previous

Kemal Varol; Jar, Haw ve Ucunda Ölüm Var

Read Next

Bilim ve Mutfak

2 Comments

  • Merhabalar Zafer Bey,
    Öncelikle böyle bir sohbet için çok teşekkür ederiz.
    Yalnız eleştiri bölümüyle ilgili video sayfada, birden fazla kez eklenmiş.
    Bilginize.
    Saygılarımla

  • Zafer bey,merhaba.Livaneliyle bütünleşmiş bir yazarsınız.Livaneli ile söyleşi başlığını görünce heyecanla okudum.Çok güzel bir çalışma olmuş.Emeğinize sağlık.Çok teşekkür ederim…

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Lütfen gördüğünüz rakamları bitişik olarak yazınız! *