Saramago aşk, nefret, kıskançlık, kibir, acıma üzerinden, suç, adalet ve ceza gibi çok tanıdık kavramları, insanlık tarihinin kara lekelerini, katliamları ve savaşları ele alır.
Bize öğretilenler gerçekten öğretildikleri gibi miydi? Hepsine kuşkuyla tekrar mı bakmalıydık? Dünyaca ünlü Portekizli yazar Jose Saramago “Kabil” ile yapılması zor olanı yapıp dinler tarihinin kalıplarını neredeyse ters yüz ediyor, inançlarını, inanılanı sorguluyor. Bildiğimiz ilk andan itibaren alıp yeniden yazıyor. Kitapla tarih sayfalarında, Adem ile Havva’nın yaratıldıkları ana kadar uzanıp, isimlerini dini öğretilerden de bildiğimiz pek çok karakterle karşılaşıyoruz. Ancak hikayeler bu kez daha önce anlatılanlardan başka bir biçimde seyretmekte.
Saramago romana ana karakter olarak insanlığın lanetlenmiş ismini seçer: Kabil. Adem ile Havva’nın oğlu Kabil’i, kardeşi Habil’in, hatta dünyanın ilk katili olma kötü ünüyle biliriz. Kabil kıskançlıkla kardeşini öldürür ve “Efendi” tarafından, alnında cinayetin işareti kara leke ile yollarda gezinmeye mahkum edilir. Bu gezinti sırasında ilk söylencelerle karşılaşır, Kabil’i daha iyi tanırız; Öfke duyacağımız, eleştireceğimiz, önüne gelen her fırsatta kötülük yapmaya devam eden değil; tersine, seçim yapması gerektiğinde vicdanından yana bakan biridir O. Efendi’yi sorgulamaktan, eleştirmekten de geri durmaz.
Yazar aşk, nefret, kıskançlık, kibir, acıma üzerinden, suç, adalet ve ceza gibi çok tanıdık kavramları, insanlık tarihinin kara lekelerini, katliamları ve savaşları ele alır. Zaman zaman en bilinen, kabul gören söylencelere , “neden başka türlü olmadı” sorusuyla yaklaşır; örneğin Efendi sıradan, herhangi bir şey gibi İbrahim’den oğlunu öldürmesini istediğinde, Eyüp’ün inancını sınamak için başına felaketler getirdiğinde, savaş karlı bir iş olarak sayılmaya başladığında. Her fırsatta, kabullenemediği o soruyu sormaktan kendini alı koyamaz; masumlar neden öldü? İki seçenek sunar; yüz binlerce kişinin ölümünden sorumlu biri hiç bir şey olmamış gibi davranabiliyorsa ya eylemlerinin bilincinde olmayan bir delidir ya da sadece kötüdür. Cevabı da şeytan ile suç ortaklığı yapan, kibirli ve kıskanç bir “Efendi” portresi çizerek kendisi verir. O, yenmesini yasakladığı meyvanın ağacını getirip orta yere dikecek kadar öngörüsüz ve Arşimet prensibini bilmeyecek kadar cahil biridir üstelik.
Modern dünyaya hakim erkek egemenliğin dinler tarihindeki yerine de işaret eder Saramago; Havva Adem’e itaat etmediğinde kendini tanıyamayacak kadar şaşırır, Efendi Havva’yı cezalandırmak için onu kocasının hakimiyetine tabi kılar, Adem kıskançtır ve değişmez gerçek her koşulda baş kurbanın kadın olmasıdır. Adem’in ilk karısı olduğuna inanılan, Cennet’i ve Adem’i kendi iradesiyle terk eden Lilith’e de adını kullanarak gönderme yapar.
Aşırıya, abartıya kaçmayan, sade ve ironik anlatımı Saramago’nun söylemek istediğini rahatlıkla fark etmemizi sağlar. Bu sayede kalıplaşmış söylenceler de ciddiyetini enikonu kaybeder. Kabil’i sadece Saramago’nun muazzam anlatımı için bile okuyabilirsiniz ama başka bir dünyanın hayalini kuruyor, siz de “Başkaldırıyı seçenlere şükürler olsun çünkü yeryüzünün krallığı onların olacaktır” diye düşünüyorsanız, sakın zaman kaybetmeyin.
- Kabil
- Yazar: Jose Saramago
- Türü: Roman
- Çeviren: Işık Ergüden
- Basım Tarihi: 2016
- Sayfa Sayısı: 152
- Yayınevi: Kırmızı Kedi Yayınevi
- “Burada Kalmak” ister misiniz? - 12 Temmuz 2018
- Sadeliğin güzelliği: Bir Kırık Segah - 16 Haziran 2018
- Toni Morrison’dan cesur bir adım; Sula - 10 Haziran 2018
FACEBOOK YORUMLARI