
İşte, bu büyük şairin hayatın her anına, her alanına dokunan şiirleri var. Öyle, laf ola beri gele değil, gerçekten şiir hepsi.
Müştak Erenus, “nasıl oluyor da çok şiir yazıyorsunuz” diye soracak olmuş, Dağlarca, peçeteyi uzatmış, “yaz bir sözcük” demiş… O sözcüğe, hemen oracıkta bir şiir türetmiş. Şiir kelimesiyle iyiyi kasteden bir şair Fazıl Hüsnü Dağlarca. Dolu, dopdolu biri… Şiir yaşayan, şiir soluyan biri. Zihinsel bir bakıştan geçirip sıraya koyuyor.
Dağlarca, şiirin doğal olduğunu, çıplak olarak yazıldığını söylüyor. Oysa düzyazı için insanın giyindiğini, dolayısıyla çıplaklığını yitirdiğini söylüyor.
İşte, bu büyük şairin -kıymetini bilmiş miyiz, bilememiş miyiz siz karar verin- hayatın her anına, her alanına dokunan şiirleri var. Öyle, laf ola beri gele değil, gerçekten şiir hepsi.
“Kürek toprağı
Kaldırır altüst eder
Yürek
Geleceği”
Şansa çevirdiğim sayfadaydı bu şiir. İnkar edebilir misiniz taşıdığı duyarlılığı, anlamlılığı…
“Seni görmediğim gün
Beni kim görse
Görür
Bende seni”
Özellikle de gençlere…
Şairleri “aşkiya” olarak tanımlıyor bir arkadaşım… Bizim kuşak, zamanında yaşayamadığı için aşkı gönlünce, bu dizeler aşk/aşık olarak görülüyor bana. Oysa birçok alt anlam çıkarılabilir, bambaşka duygular süzülebilir, tabii istenirse.
Toplumsal anlamıyla değil, ama bireysel olarak çekip çıkarabilir şiir insanı içinde bulunduğu zor durumdan. Mutlu ise daha da büyütür mutluluğunu. Katlanır sevinçler şiirler.
Etikle yoğurulmuş…
“Şiirin bir ahlakı vardır” diyor bir röportajında, Emre Kongar’a, 2006 yılında. Dizelerin içinde insanın kurtuluşunun da, aydınlanmasının da bulunduğunu ifade ediyor. Dağlarca’ya göre, kötü şiir ve/veya (tam ise eğer) kötü yazı olmaz, olamaz.
Muhakkak ki siz ne alıyorsanız, ne süzüyorsanız odur o şiir. Bu gün bunu, yarın başka bir şeyi, bambaşka bir anlamlılığı çıkarabilirsiniz. Şiirin yaşaması da bu zaten.
“Anılarınla su gibisin
Sende yıkandılar mı ellerim ayaklarım
Açarlar
Seni çiçek”
İlk dizesi bile yetiyor aslında okuyanı alıp götürmeye, yepyeni dünyalara gitmeye…
“Anladım
Kuşların neden iki kanadı var
Kimse bir değil ki
Evrende”
Siz de gelin, iki olalım… kuşların kanatları gibi. Yaşadığımızı bilelim.
![]()
|
- Hayata bir de bu “pencere”den bak!… - 9 Nisan 2020
- BİTMEYEN AŞK: İSTANBUL - 7 Aralık 2019
- Türkiye’nin Çilingir Sofrası: Rakı Gastronomisi - 3 Aralık 2019