Sonuçta Hepimiz Yapıyoruz :)

Çocukken bize doğal gelen ya da tabu olarak kabul edilmeyen pek çok konu yaşımızın ilerlemesi ile birlikte birer tabuya, başkalarının önünde kesinlikle konuşulmaması gereken mevzulara dönüşebiliyor.

Çocukların gelişim dönemlerinde hem bizzat kendileri için hem de aileleri için dönüm noktası sayılabilecek belli başlı mihenk taşları vardır. İlk emekleme, ilk yürüyüş, ilk konuşma gibi eylemlerin en sancılıları sayılabilecek bezden kurtulma yani çocuğa tuvalet alışkanlığı kazandırma çalışmaları ise çocuk açısından da, çocuğa bakan yetişkinler açısından da yüksek dayanıklılık gücü gerektiren bir süreç denebilir sanırım.

Çocukken bize doğal gelen ya da tabu olarak kabul edilmeyen pek çok konu yaşımızın ilerlemesi ile birlikte birer tabuya, başkalarının önünde kesinlikle konuşulmaması gereken mevzulara dönüşebiliyor. Bir bebeğin gaz çıkarması, kakasını düzenli yapması vs dört gözle beklenen ve maaile kutlama sebebi sayılan eylemlerken, belli bir yaştan itibaren yasak, ayıp ya da dalga konusu listesine giriveriyor. Bu zorlu süreçte, uzmanlar tarafından da desteklenen “çocuğun üstüne gitmeme” durumunu biraz da olsa kolaylaştırabilmek için, öncelikle çocuğu bu fikre alıştırabilmek önemli sanırım. Yapılacak konuşmalar, oynanacak oyunlar, gerçekleştirilecek alıştırmaların yanında kitaplar da oldukça önem taşıyor. Son zamanlarda bu alanda yazılmış kitapların da çoğalmasından mütevellit, bu yazının konusu da kaka ve çocuklara yönelik yazılmış kaka kitapları.

İlk kitap Jaume Copons tarafından yazılan ve Tekir Kitap’tan çıkan Kaka Hakkında Bildiğim Her Şey. Minik karakterimiz kendi ağzından çevresindeki herkesin kaka yaptığını anlatarak başlıyor. Annesi, babası, kardeşi, büyükannesi, büyükbabası vs derken hayvanların da kaka yapmasına değinerek devam ediyor. Mercé Gali’nin oldukça eğlenceli çizimleri eşliğinde su aygırlarının, kuşların, köpeklerin, kedilerin vs pek çok hayvanın nasıl kaka yaptıklarını da öğreniyoruz. Kimi sokağın ortasına, kimi kumuna, kimi yüksekten isabet ettirerek, kimi minik minik pek çok kaka çeşidine şahit oluyoruz. Sonra da “Peki ya sen, ben, biz?” sorusuyla kaka yapmanın aşamalarını ve ne yapılması gerektiğini tüm gerçekliği ile anlatıyor. Zaman zaman çok zorlanmanın da, bazen uzun süre oturup sadece pırt yapmanın da normal olduğu ve tüm bu eylemlerin aslında vücudumuzu ne kadar rahatlattığını da yine harika çizimler eşliğinde anlatıyor. Bir çocuk kakasının çevresindekileri nasıl da sevindirdiğine de kısaca değinerek bitiriyor. Kitabın son sayfasında klozetin de pislikle bağdaştırılmayıp çiçekler açan bir saksı gibi resmedilmesi çok hoşuma giden ayrıntılardan biri oldu.

Bir dönemin kült TV çocuk programı olan Susam Sokağı’nın da metin yazarlığını yapmış olan Jaume Copons’un Mehmet Çilingir tarafından Türkçeye kazandırılmış bu kitabı 11 farklı dile de çevrilmiş.

Bilgi Yayınevinden çıkan ve Yağmur Artukmaç ile Pınar Çakır Aksu tarafından yazılan Teo’nun Kaka Kitabı ise, ilk kitaba göre daha didaktik bir dille, daha öğretici ve mesaja yönelik bir içeriğe sahip. Kakayı bir süreç içerisinde ele alıyor. Oyun oynarken kakası gelen ve tuvalete yapmak istemeyen Teoman’ın belli bir süre içerisinde nasıl tuvalete alıştığını anlattığı için çocukların empati kurması açısından kolaylık sağlayabilir. Anlatılan hikâye, çevresinde bu yaşlarda çocuk olan pek çok insanın şahit olduğu olayları kapsıyor. Anne tuvalete yaptırmak istiyor, çocuk istemiyor, arkadaşlar arasından kakasını tuvalete yapanlar, beze yapanlar vs derken çocuğun ciddi ciddi tuvalete yapmayı sorgulamaya başlaması güzel bir şekilde anlatılıyor. Kakamızı tutmamızın vücudumuzda yarattığı etkilere de çok basit bir dille değinildiği kitap tabi ki mutlu sonla bitiyor ve Teo kakasını tuvalete yapmaya başlıyor. Diğer kitapta olduğu gibi burada da ailece kutlamalar işin olmazsa olmazı. Hikâye bittikten sonra, en arkada “Ne zaman başlamalı?”, “Nasıl başlamalı?”, “Neler Yapılmalı?”, “Ne zaman endişe duyulmalı?” gibi bu işi en sağlıklı şekilde halledebilmek üzere yetişkinlere yönelik bilgiler de sunuluyor.

Bir zamanlar çokça tartışılan ve zaman zaman alevlenen “çocuk kitaplarının pedagog onayından geçmesi” konusuna kesinlikle karşı olduğumu ve böyle bir onayın gereksizliğini savunduğumu daha önce de belirtmiştim. Ancak bunu önemli bulan yetişkinler için kitabın Madalyon Psikiyatri Merkezince onaylandığını ve yazarlarından Pınar Çakır Aksu’nun psikolog olduğunu da iletmiş olayım.

Kaka konusuna dair son kitabımız ise İletişim Yayınlarından çıkan ve Werner Holzwarth tarafından yazılan Kafasına Edeni Bulmaya Çalışan Küçük Köstebeğin Hikâyesi. Günlerden bir gün küçük köstebek kafasını topraktan çıkardığı anda, yuvarlak, kahverengi, şekli sosise benzeyen bir şey kafasına konuveriyor. Başına gelene çok sinirlenen köstebek, kitap boyunca iz sürmeye başlıyor. Tek tek güvercinin, tavşanın, keçinin, ineğin, filin yanına gidip kafasına edenin kendileri olup olmadığını soruyor. Her biri de kendileri olmadığını kanıtlamak üzere, “bak benimki böyle” diyerek hemen oracığa kakalarını yapıveriyorlar. Böylece her bir hayvanda değişen patır patır, pıtır pıtır, krep hamuru gibi ya da yumuşak öbek halinde düşen kakalara şahit oluyoruz. Wolf Erlbruch tarafından çok keyifli bir şekilde resmedilmiş hikâye boyunca, köstebeğin gördüğü hiçbir kakadan iğrenmemesi, hatta sevimli, hayranlık uyandırıcı ve şaşırtıcı bulması da kitabın güzel taraflarından biri.

Daha önceden çocuklara anlatması zor konulardan biri olan ölümü ele aldığı Ördek, Ölüm ve Lâle kitabı ile tanıdığımız yazar Wolf Erlbruch, yukarda bahsedilen diğer kitaplardaki gibi bir insan figürüne yer vermese de, çocukların kakayla eğlenceli bir ilişki kurabilmelerini ve bunu normalleştirebilmelerini sağlayan bayağı komik bir hikâye anlatmış. İlk olarak 2008 yılında basılan kitabın benim elimdeki versiyonu ise hem Türkçe, hem Kürtçe çevirisini barındırıyor.

Aslında bebeklikten çıkmanın, kendi öz iradesini kontrol etmenin ve buna bağlı olarak büyümeye başlamanın da işaretlerinden biri sayılan “kaka söyleme” eylemi için, çocukların üzerine çok fazla gidilmemesi gerektiği biliniyor. Çocukları soğutmamak ya da bu sürece alıştırmak amacıyla bahsettiğim bu üç kitapta da kaka kötü, iğrenç ya da pis bir şey olarak gösterilmiyor. Çocukların bunu normal bir süreç olarak algılamalarını, bu konudaki merak ve endişe duygularını iyi yönetmelerini sağlamak üzere her birinde çok güzel düşünülmüş ayrıntılar mevcut. Kitapların üçü de 2 yaş ve sonrası tüm okuyucular için uygun. Özellikle bu sürece girecek çocuklarla birlikte hem eğlenceli zaman geçirmek hem de bu konuları konuşmaya fırsat yaratmak için birebir diyebilirim.

Keyifli okumalar…

Ebeveynlere Faydacı Puanlama

  • Görsellik:  5 puan, hepsinde de eğlenceli ve hikâyeyi tamamlayıcı çizimler mevcut.
  • Hikâye: 5 puan, çocukların empati kurmalarını sağlayan, merak duygularını gideren hikâyelere sahipler.
  • Eğitici/Öğretici Nitelik: 5 puan, kitapların her biri çocuklarda belli bir konuda farkındalık uyandıran ve bilinçli adım atmalarını sağlayacak nitelikte kitaplar.
  • Hayal Gücü Gelişimi: 5 puan
  • Kültürel Gelişim: 4 puan

  • Kaka Hakkında Bildiğim Her Şey
  • Yazar: Jaume Copons
  • Çizen: Mercé Gali
  • Basım Tarihi: Ekim 2018
  • Sayfa Sayısı: 34 sayfa
  • Yayınevi: Tekir Kitap

  • Teo’nun Kaka Kitabı
  • Yazar: Yağmur Artukmaç & Pınar Çakır Aksu
  • Çizen: Nurbanu Asena
  • Basım Tarihi: 2014
  • Sayfa Sayısı: 24 sayfa
  • Yayınevi: Bilgi Yayınevi

  • Kafasına Edeni Bulmaya Çalışan Küçük Köstebeğin Hikâyesi
  • Yazar: Werner Halzworth
  • Çizen: Wolf Erlbruch
  • Basım Tarihi: 2008
  • Sayfa Sayısı: 24 sayfa
  • Yayınevi: İletişim Yayıncılık
Aynur Kolbay
Latest posts by Aynur Kolbay (see all)
Vinkmag ad

Read Previous

Umuduna Yaşamak

Read Next

Kuvvetli bir roman: Hepsi Bu

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Lütfen gördüğünüz rakamları bitişik olarak yazınız! *