Susmayan Karanlık Özgürleşen İrade

lent Çallı, Duman Otel’de kurtulmak istenen bir hesaplaşmanın, geçmişteki İstanbul’dan, Duman Otel’de olanlardan ve en çok da Galip Işık’tan sıyrılamayan Emin’in hikâyesini anlatıyor.

Tanrı’nın mutlak varlığı, iyiliği, kusursuzluğu ve gücü temele alındığında kötülüğün varlığı için haklı bir sebep bulabilir miyiz? Kötülük vardır. O halde Tanrı yok mu? Ya da Tanrı var, Tanrı’nın kötülüğü yok etmeye gücü de var ama bize, özgür iradeye sahip varlıklara, başka bir fırsat mı sunmakta? Özgür irade kötülük olmadan olmazsa, Tanrı kötülüklere özgür irademizi kullanabilelim diye izin mi verir? Yani seçimlerimizin iyi sonuçlarına ulaşabilmek, rahatlayabilmek için mi aynı zamanda sırtımıza binen, elimize, adımlarımıza, zihnimize bulaşan kötülükler? Tuhaf… Uzun soluklu felsefe yolcuğuna devam etmekte olan kötülük problemi tartışmaları bir ağacı diri tutan kök misali güçlü duruyor Duman Otelde. Elbet biz de payımızı alıyoruz bu ziyaretten.

Duman Otel’i okurken eski yapısını neredeyse tamamıyla yitirmiş Sultanahmet ve çevresinde kimi zaman rüzgârla karışık bir yağmurla kimi zaman bileğe kadar karla dolaşıyoruz. Bu gezintide ana karakterin, Sultanahmet’te bir otelde resepsiyonist olarak çalışan Emin’in payı büyük. Emin geceleri çalışıyor otelde, karanlık ve sessizlik çökmüşken. Geceleri tüm otel onun sanki. Ah, bir de fare Hakikat var. Bir türlü kimsenin yakalayamadığı, herkesten önce her yere giren, Emin ile sıkı paylaşımları olan Hakikat. Bazen belli aralıklarla bir korku beliriyor Emin’in içinde, böyle zamanlarda şimşekler çakıyor kafasında. Nadir, aydınlık bir an. Bıkıyor sürekli gecenin karanlığında siyah çuvalın içindeki yükle Sarayburnu’na gelmekten ve onu atıp, tekrar başa dönmekten. Bunu yapmaktan başka seçeneği yok gibi. Emin’de kayıp olanı, gülüşüyle onu eriten Nurdan’ın kayıp kocasını bulma arzusu da var, besleniyor bu vakitlerde ondan. Gecenin sonunda içinde bir şeyler beliriyor. Gözünün önünden unutup hatırladığı anlar geçiyor ve yine böyle bir gecede tekrar unutacağı tekrar hatırlayacağı şeyler. Aslında hep, güzelliğinin içinde gizem taşıyan, bir anda yitip havaya karışacak toz tanesi gibi olan Nurdan ile birlikte arıyorlar kayıp olanı. Garip bir yol arkadaşlığı onlarınki. Emin Nurdan ile yolculuğunu sürdürürken bir şeyler anımsıyor, dedesinden kalan ve daha sonraları annesiyle babasının işlettiği Duman Otel’i ve Galip Işık’ı. Sürekli ve parça parça… Duman Otel’in hikâyesi işte bu noktada hiddetleniyor. Kayıp olanın peşine düşüldüğünde. Emin’e olanlar; Platon’a göre ruhun ölümsüzlüğünü taşıyan insan için öğrenmek, eskiden bilinen bir şeyi hatırlamak mı yoksa? (anemnesis) Pekâlâ geçmişten hatırladıkları muğlak ve sallantıda anımsamalar. Ortaya çıkan ve yok olan, doğru algılamanın, göreceli gerçekliklerin dünyası ve sürekli olan, asıl gerçekliğin, “idealar”ın dünyası sunuluyor önümüze ustaca. Emin’in dünyası- yaşadığı dünya- da idealar dünyasına benziyor, ondan pay alıyor (metheksis). Duman Otel’de idealar dünyası, pay alma ve anımsama ile Emin ve geçmişi arasındaki bağ karşımızda öylece duruyor, neyin gerçekten var olduğu sorusuna değin, sımsıkı ve dirençli. Yine unutuyordum, Hakikat de bizimle tabii ki.

Büyük bir şevkle, bazen de korkarak devam ettiği yolculuğunda Duman Otel’de geçirdiği çocukluğunu, ailesini ve olanları düşününce içini kemiren şeyi durduramıyor Emin. Karanlığa her seferinde aynı öfkeyle koşuyor. Gözleri, aradığı Nurdan’ı görüyor koridorda. Bir kulağı da Hakikat’in dediklerinde. 204 numaraya ince bir titizlikle hazırlanıyor, yerler, duvarlar zifirî. Herkes sustuğunda siyah çuvalını, Nurdan’ı ve Hakikat’i alıp giriyor içeri. Sonrası… Gerçek mi? Bir tür oyun mu? Yoksa bunları düşünmek manasız, sadece ödenmemiş bir hesabı kapatıp büyük iyiliklere kucak açmak, rahatlamak, kurtulmak mı? Ya da  “ağacın tohumundaki erek misali kendi ereğine göre payına düşeni” almak belki de. Bir ağaç henüz sandal haline gelmemiş olsa da onda sandal olma imkânının gizil halde, kuvve halinde bulunması misali Emin’in varlığı, böyle bir varlığa dönüşmesi, biraz da Platon’un sevgili öğrencisinin öne sürdüğü; bir şeyin gerçeklik ve varlık kazanmasını form kazanmasına, formun o şeyde gerçekleşmiş olmasına bağlama düşüncesi gibi. Emin “olacağı şeyi henüz olmamış, yani henüz kendi ereğine göre form kazanmamış ama bunu kazanma gücüne ya da imkânına sahip”ti. Şimdi değil. Çünkü artık bir şeye dönüştü. Olan oldu. Sonuçta kötülük vardı, demiştik. Duman Otel’ in en etkileyici yanlarından biri, daha önce bahsettiğimiz gibi felsefedeki kötülük problemini okuyucuya Emin karakteri üzerinden sessizce fakat bir o kadar da güçlü bırakması. Öte yandan, kimi insanın yaşamında var olan, kiminin sadece kendine sakladığı kiminin ise hiç fark etmediği sorular ne yüzeyde duruyor ne de çok derinde. Okuyucuya mutlak doğru ya da mutlak yanlışın ötesinde hatta dışında bir yorumlama ve sorgulama penceresi aralıyor sayfalarında. Kendi adıma açılan bu pencereden bakmak, yazarın imgeleme gücü ve akıcı diliyle birlikte daha da keyif verici ve tek nefeslik.

lent Çallı, Duman Otel’de kurtulmak istenen bir hesaplaşmanın, geçmişteki İstanbul’dan, Duman Otel’de olanlardan ve en çok da Galip Işık’tan sıyrılamayan Emin’in hikâyesini anlatıyor. Gerçek ile gerçek dışılığın arasındaki gizli ağın felsefeden örüldüğü roman,  sürükleyici çağrışımları ve anlatımındaki yetkinlik ile bize her kapıyı açan anahtarı, karanlığı, gerçekleşmemiş arzuları, günahları ve dahasını usulca takdim ediyor. Yağmur, fırtına, kar ve uğultular hemen ensenizde, fakat gündelik hayatta karşılaştığınızın dışında, muzip ve hikâyenin kendi içinden betimlemelerle farklı bir atmosferde, farklı bir etki yaratıyor. Bülent Çallı’nın kaleminde, olağanın içinde soluk bulduğu, olağandışının içine incelikle sızıyor. Böyle bir üslup okuyucuyu baştan sona Duman Otel’in coşkulu düşüncelerine itiyor. Karanlıktan başlayarak…

  • Duman Otel
  • Yazar: Bülent Çallı
  • Türü: Roman
  • Baskı Yılı: Mart 2017
  • Sayfa Sayısı: 154 Sayfa
  • Yayınevi: İletişim Yayınları

Latest posts by Gizem Güner (see all)
Vinkmag ad

FACEBOOK YORUMLARI

Yorum

Read Previous

Notos’un Nisan-Mayıs sayısı 1000’e yakın satış noktasında

Read Next

Özgürlükten Kaçış

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Lütfen gördüğünüz rakamları bitişik olarak yazınız! *

Follow On Instagram