Mitlerden doğan bir günlük

Japon yazar Natsuno Kirino’dan memleketinin mitlerinden, yerel hikâyelerinden, coğrafi yapısından beslenen fantastik bir roman. ‘Tanrıça Günlüğü’, kadın-erkek ilişkilerindeki evrensel durumları farklı bir dille anlatıyor.

Japon yaratılış miti; ‘yang’ ve ‘yin’i de oluşturan gökyüzünde beliren tanrılar arasından, ‘yaratım işi’ ile görevlendirilen bir çift tanrıdan bahseder. İzanami (kadın) ve İzanaki (erkek) birlikte karayı, doğayı ve diğer tanrıları doğurur. Yolları, ateş tanrısını doğurduktan sonra ölen İzanami’nin, ‘Ölüler Diyarı’na mahkûm olmasıyla ayrılır. Ölüler Diyarı’nın kapısında kavga eden çift birbirine lanet ederek ayrılır. Ölüler Diyarı’nın tanrıçası İzanami “kocasının yaşadığı dünyadan her gün bin can alacağını”, kocası İzanaki ise ona inat “her gün 1500 yeni cana hayat vereceğini” söyler.

Natsuno Kirino imzalı ‘Tanrıça Günlüğü’ bizi Japon tanrısı İzanami’nin sonsuzluk boyunca, buraya mahkûm olan sayısız huzursuz ruhla birlikte yaşadığı ‘Karanlıklar Diyarı’na götürecek. Ama önce, Namima adlı genç kadının, çok çok uzaklardaki adasına konuk olacağız. Kirino’nun memleketine özgü coğrafi koşulları, yerel anlatıları, ying-yang öğretisini ve mitolojik öyküleri kurgulayarak anlattığı ‘Tanrıça Günlüğü’, içinden kadın-erkek ilişkileri, aşk, ihanet, intikam, öfke, ölüm, yaşam geçen, özünde zamansız ve mekânsız bir anlatı…

İsminin anlamı ‘dalgaların-ortasındaki-kadın’ olan Namima, ana adadan kürekle ulaşması neredeyse altı ay süren, uzak, ıssız, gözyaşı şeklinde bir adada yaşıyor. Küçücük ama en doğuda olduğu için, tanrıların ilk ayak bastığına inanılan ve bu nedenle de kutsal sayılan bir ada burası. Namima anlattıkça göreceğiz: İlk bakışta hükmün kadınlarda olduğu, anaerkil bir düzen sürdüğü izlenimi veren bu ada; geleneklere ve ritüellere sıkı sıkıya bağlı, halkının her an açlık, yokluk ve katı kurallarla sınandığı bir yer.
Adanın kâhin soyundan gelen en saygın ailesinin küçük kızı olan Namima, güzelliği dillere destan ve çok sevdiği ablası Kamiku’nun gölgesinde yaşar gider. Ta ki Kamiku’nun kâhin olma vakti gelene kadar… Geleneğe göre kâhin abla ‘yang’ ise küçük kızkardeşi ‘yin’dir. Kâhin abla ışık diyarına hükmeden yüce rahibe, ardından gelen kızkardeş ise ölene kadar, tek başına, adanın en batısında, karanlıklar diyarına hükmedecek olan rahibedir.
Namima’yı bekleyen ‘hayatı’ ağabeyi özetler: “Namima, senin adına üzgünüm ama yapabileceğim hiçbir şey yok. Ada kurallarını kimse değiştiremez. Kamiku yalnız yaşamalı, hayatını duaya ve ritüellere adamalı. Sen de ölülerle yaşamak durumundasın. Biz erkekler balık avlamak için deniz açılmalı ve günlerimizi denizi kullanarak geçirmeliyiz. Diğerleri acıkmalı. Bu arada, bize sunulan hayatları yaşarız, ya da çürümek üzere bir kenara atılmış Umigame ailesinin düştüğü duruma düşeriz.”

Lakin Namima, ‘kendisine sunulana’ itaat etmek yerine, âşık olduğu genç Mahito ile birlikte ‘kutsal kaderi’ne karşı koymayı seçer…
Adanın her köşesine işlemiş, kimsenin karşı koymaya cesaret edemediği gelenek zincirini kıran Namima, ihanetle de çok kısa sürede karşılaşacaktır. Elbette ki, ‘isyan’ yoluna birlikte çıktığı erkeğin ihaneti olacaktır bu… Yaşayanların dünyasında huzura ermediği için de yeri artık, Karanlıklar Tanrıçası İzanami’nin dizinin dibidir, burada amaçsızca sürüklenen diğer huzursuz ruhlarla birlikte… Ama öfke ve intikam duygusuyla kıvranan, üstelik geride bir de kız çocuğu bırakmış bir kadındır o aynı zamanda.

Kadınların bitmeyen mücadelesi

Kirino, mitolojiden beslenen ama bu alana en ufak bir ilgi duymayanları bile kolayca avcunun içine alacak bir hikâye kurgulamış. Tanrı çift İzanami ve İzanaki ile ölümlü çift Namima ve Mahito’nun birbirine geçen öyküleri, dünyanın herhangi bir zamanında ve yerinde geçebilecek bir çetrefilli bir aşk öyküsünden o kadar da farklı değil. Dünyadaki her şeyin zıddıyla, eşiyle var olduğunu; aydınlığın ve karanlığın, iyinin ve kötünün birbirini tamamladığını; kıskançlık, öfke, keder, öc alma duygularını yenmenin zorluğunu anımsatan bir öykü. Gerilimli, yer yer gülümseten, karanlık ve gerçekçi bir masal… Hepsinden öte; kadınların her şeyin başından beri, hiç bitmeyen bir mücadele içinde olduğunu ve bunun sonsuza dek süreceğini söyleyen fantastik bir metin!

  • Tanrıça Günlüğü
  • Yazar: Natsuno Kirino
  • Çeviri: Aycan Başoğlu
  • Türü: Roman
  • Baskı Yılı: 2017
  • Sayfa Sayısı: 232 Sayfa
  • Yayınevi: Doğan Kitap

 

Vinkmag ad

FACEBOOK YORUMLARI

Yorum

Read Previous

Kendine Ait Bir Oda

Read Next

İstanbul’da Ekmek ve Özgürlük

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Lütfen gördüğünüz rakamları bitişik olarak yazınız! *