Bilimkurgu edebiyatının yeni bir atılım yaptığı 60’lar döneminde yazılmış olan, bu dönemle birlikte Sovyet bilimkurgu edebiyatını da anlamamızı sağlayacak önemli bir eser Tanrı Olmak Zor İş.
1953’te Stalin’in ölümünün ardından; Sovyet bilimkurgu yazarları üzerindeki kısıtlamalar yavaş yavaş kalkmaya başlarken, bu zamana kadar; Sovyetler Birliği’nin teknolojik mucizelerinin hayalini kurmakla sınırlanan yazarlar, komünist bir geleceğe dair daha fazla fikir üretme özgürlüğüne kavuştular.[1]
1957’de uzaya fırlatılan ve Sovyetlerin uzay yarışında önemli bir hamle yapmasını sağlayan Sputnik uydusu, bilimkurgunun hayal ettiği gelecek ile gerçekleşmekte olan teknolojik gelişmeler arasındaki açının düşünüldüğü kadar fazla olmadığını ortaya koydu. Henüz insanlık; Mars’a gidememiş ya da uzayda kolonileşememiş olsa da, bir anda tüm bu hayaller, gerçekleşmesi muhtemel bir hal almış duruma gelmişti. Bunun tam karşısında; insanlığın daha iyi bir dünyada yaşaması idealine dair ahlaki ve felsefi çıkarımlar yapılması ise giderek zorlaşıyordu.
Ortaçağ karanlığının aydınlar üzerindeki baskısı
Tanrı Olmak Zor İş’in (Hard to Be a God) yazıldığı döneme ise; sanatsal gidişata yaşanan bir olay damgasını vurur. 1962 Aralık ayında, Nikita Kruşçev ziyaret ettiği modern sanat galerisinde gördüklerinin ardından büyük bir öfkeye kapılır. Sanatta soyutluğa ve biçimciliğe, basının da katkısıyla savaş açılır. Özellikle modern sanatçılar, bu öfkeden nasibini alırken, sanatın denetimine dair toplantılar yapılır. Anlatılanların detayları kitabın sonsözünü yazan Boris Strugatski’nin kendi anlatımından öğrenmeniz mümkün. Ancak şu bir gerçek ki; planlama aşamasında Üç Silahşörlar tadında eğlenceli bir olay örgüsüne sahip olması istenen kitap, faklı bir gezegende yaşanan Ortaçağ karanlığının aydınlar üzerindeki baskısını anlatan bir kitaba dönüşür.
Yukarıda bahsedilen olaylara karşı eleştirelliklerini sergilemiş olsalar da, komünizmin gerçekleşmesinin uzak bir hayale dönüştüğünün kabul edilmeye başlandığı bir dönemde, yeni bir toplumun kurulacağını dair inançlarını yitirmemişlerdir. Bu sebeple, uygulamada gördükleri hataların düzelmesi amacıyla, sanatçı sorumluluğunu kitapları aracılığıyla yerine getirmeyi seçmişlerdi.
İthaki Yayınları’nın Bilim Kurgu Klasikleri serisinden çıkan üçüncü Strugatski Kardeşler kitabı olan Tanrı Olmak Zor İş, ortak çalışan kardeşlerin erken dönem eserlerinden biri olma özelliğine sahip. Boris ve Arkadi kardeşler; özellikle batılı eleştirmenler tarafından farkedilmeden geçirdikleri uzun yıllar sonrası, 60’lar bilimkurgu edebiyatının en önemli isimleri olarak, artık kabul görmüş durumdalar. Özellikle; ahlaki ve felsefi konulara dair yaklaşımları ve bilimkurgu edebiyatına kattıkları derinlik, türün gelişmesi açısından, onları önemli isimler haline getiriyor. Bunun yanı sıra; kendilerine has hikaye anlatım biçimleri, ilginç karakterler ve yaratıcı olaylar tüm kitaplarında karşımıza çıkmakta.
Rusya’da halen en çok okunan kitaplardan
Tanrı Olmak Zor İş kitabı ise; Rusya’da halen en çok okunan kitaplardan biri olmayı devam ettiriyor. İnsanlığın komünizme geçeli çok olduğu bir dünyada geçen kitap, bu dünya sakinlerinin başka gezegenlere gözlemci göndermesini ve yaşananları konu alıyor. Kahramanımız Anton/Don Rumata’nın uzun süredir casusluk yaptığı gezegende, henüz ortaçağ yaşanmaktadır ve ilerlemenin yaşanabilmesi için bir altüst oluş ihtimali pek yakın gözükmemektedir. Don Rumata kurallar gereği, olayların akışını değiştirecek müdahaleler yapamazken, kitap okuması sebebiyle idam edilenlerin katledilişine de sessiz kalmamaya karar verir. Burada tanrı, dünyadan gelen komünarlardan başkası değildir. Mazlumların kaderi kendi ellerinde midir? Yoksa kendi ellerinden çok, tanrının elinde mi?
Bilimkurgu edebiyatının yeni bir atılım yaptığı 60’lar döneminde yazılmış olan, bu dönemle birlikte Sovyet bilimkurgu edebiyatını da anlamamızı sağlayacak önemli bir eser Tanrı Olmak Zor İş. Ortaçağ temalı, fantastik dünyaların revaçta olduğu günümüzde, özgün ve bir o kadar derinlikli bir kitap okumak için iyi bir seçim.
[1] A TRANSLATION OF THE STORY “THE WISH MACHINE” BY ARKADII AND BORIS STRUGATSKl WITH AN INTRODUCTION TO THEIR WORKS – By Sandra Lynn Hambrecht May 1985
|
- Gelecekte Geçen Bir Polisiye: Değiştirilmiş Karbon - 24 Mart 2018
- Asimov’dan epik bir gelecek kurgusu: Vakıf - 1 Aralık 2017
- Tanrıya bir meydan okuma: Tanrı Olmak Zor İş - 9 Ekim 2017
FACEBOOK YORUMLARI