TÜM YÖNLERİYLE MİZAH

Merendith, komedinin kadınları “şirin aptallar” olmaktan çıkarıp hayran kalınacak zekalara yüceltme bakımından hayati rol oynadığını dile getiriyor.

Terry Eagleton, Marksist edebiyat kuramıyla ilgili çalışmalarıyla bilinen ünlü bir edebiyat kuramcısıdır. Özellikle “Eleştiri ve İdeoloji”, “Edebiyat Kuramı” , “Marksizm ve Edebiyat Eleştirisi” adlı kitaplarıyla tanınan yazar; aynı zamanda akademisyendir. Bugün hala Manchester Üniversitesinde çalışmaktadır.

Mizah hem günlük yaşamda hem de pek çok sanat eserinde duygu ve düşüncelerin ifadesi noktasında etkili bir yöntem olarak karşımıza çıkıyor. Peki, mizahı etkili yapan nedir? Hangi düşünsel süreçler sonucunda oluşur? Dil ile nasıl bir ilişki kurar? Bu sorular ekseninde mizahı ele alan Eagleton; “Mizah” adlı kitabını ilk kez 2019 yılında yayımlamış. Beş bölümden oluşan bu kitapta yazar; mizahın ne olduğunu, onu oluşturan unsurları ve mizahla ilgili farklı görüşleri ele alıyor. Mizahın tarihsel konumuna ve politikayla ilişkisine de değinen Terry Eagleton, kitaba kahkahanın çeşitleriyle başlayıp biyolojik ve psikolojik boyutlarını irdeliyor. Gülme türlerinin sosyal sınıflarla ve bulunulan konumla bağını ifade ediyor.  Yazar; kahkahanın kültürel bir anlam taşıdığını, pek çok sosyal kod içerip toplumsal kurallarla bağlantılı olduğunu dile getiriyor. 

Mizahın psikolojik zeminiyle ve bilişsel boyutuyla ilgilenen Eagleton; Freud’un görüşlerine sık sık başvuruyor. Freud’a göre şakalar, sosyal engellemeler için harcadığımız enerjinin özgür bırakılmasıdır. Aslında “süper ego”nun “id” karşısındaki yenilgisidir. Davranışları sınırlandırıp baskıcı bir unsur olan “süper ego” mizahın kabiliyeti karşısında çaresizleşir. İdin bağımsızlığı fiziksel ve ruhsal rahatlama imkânı verir. Şakanın insanı özgürleştirmesi onun kabulünü sağlar. İnsanı rahatlatan şakalar gülme eylemiyle içsel bir uzlaşmayı beraberinde getirir. Mizah; dilsel düzlemden hareketle geleneğe, ahlaka ve mevcut düzene başkaldırabilmenin bir yolu oluyor. Güldürme ihtimalinin varlığı şakanın kabullenilmesini kolaylaştırıyor. 

Kitapta mizahın çatışma, tezatlık, uyumsuzluk gibi kavramlar üzerine kurulu olduğu yönünde pek çok görüş yer alıyor. Tezatlığın yarattığı uyumsuzluk bazı zihinsel süreçler sonucu kahkahaya dönüşüyor. Uyumsuzluğun oluşturduğu gerilim mizahın çıkış noktası olurken bazı anlayışlara göre de uyumsuzluk mizah için yeterli değildir. Mizah; bir anda oluşan algısal, kavramsal ve duyusal değişiklikler sonucunda ortaya çıkar. Tuhaf, sıra dışı olana güleriz çünkü zihinsel rutinimiz bozulur.

“Mizah” adlı bu çalışmadaki bazı görüşler mizahın güldürme için şart olmadığını, zekâyı içermesinin yeterli olduğunu belirtirken kimileri ise akıl ile bağını koparmasıyla meydana geldiğini belirtiyor. Gerçeklikten kısa süreli bir kopuş mizahı yeşertiyor. Böylece mizahın her zaman güldürmeyi değil de var olan mevcut durumu değiştirmeyi merkeze alan bir yapıya sahip olduğunu anlıyoruz. İşlevsel olmadığı yönündeki görüşlerin aksine hiciv kullanarak sosyal reform gerçekleştirebildiğine dair fikirler de kitapta kendine yer buluyor. 

Eagleton; bu eserinde Aristo, Cicero, Hobbes ve Bergson gibi isimlerin fikirlerine ve eserlerinden alıntılara da sıkça yer veriyor. Mizahla ilgili oluşturulan teorilerden söz ediyor. Mizahın tarihsel süreçteki mevcut durumunu da ele alan yazar; Orta Çağ’da kahkahanın yaşamın dışına nasıl itildiğine değiniyor. Komedinin iktidarın gücünü azaltması ve düzene başkaldıran yapısı nedeniyle tehdit gibi algılandığını ifade ediyor. Ciddiyetin bozulması, kahkahanın insan zihnini raydan çıkarması kitlelerin kontrolünün de güçleşmesi anlamına geliyor. Mizahın devlet hâkimiyetinin kuvvetini azaltan bir unsura dönüşebilmesi ihtimali mizahı ve gülmeyi yasak etmenin “haklı” gerekçeleri olsa gerek! Modern çağa kadar komediye karşı duruş sergilemenin Püritanizm tarihiyle ilgili olduğunu ifade eden bilgilere yer veren yazar, Meredith’in komediyle cinsiyet eşitliği arasında ilişki kurmasından da söz ediyor. Meredith, cinsel eşitlik olmadan gerçek bir medeniyetin olamayacağını, medeniyetin olmadığı yerde de komedinin olmayacağını belirtiyor. Kadınların köleliğe indirgendiği yerde komedinin ilkel olma eğilimi gösterdiğini dile getiriyor. 

Kitapta mizahın etkili bir iletişim aracı olduğunu, sosyal ilişkiler için önemli bir sembol niteliği taşıdığını ifade eden yargılar da yer alıyor. Öte yandan bazı bakış açılarına göre mizah bizi empati duygusundan kurtarır. Ölüm, hastalık ya da başka zorlu durumlar içinde bulunan kişilerle mizahi bir ilişki kurmak onların duygularını göz ardı etmeyi beraberinde getirir. Kahkaha ızdıraptan korunmanın bir yolu olur. Zorluğun üstesinden gelebilmek için mizahtan destek almak yaşamın katlanılabilirlik eşiğini yükseltir. 

Kitap boyunca mizahla ilgili pek çok farklı teori, görüş ve bakış açısı söz konusu ama hepsinde öne çıkan özelliklerin mizahın uyumsuzluk, tezat, sıradanlığı bozma, düzeni değiştirme, risk, cesaret ve kontrolden çıkma gibi duygu ve durumlarla ilgili olduğunu gösteriyor. 

Mizahın felsefi bir düzlemde ele alındığı bu kitap; mizah üzerinde düşünmeyi ve mizahın işlevselliğinin boyutlarını fark etmeyi sağlıyor. 

  • Mizah
  • Yazar: Terry Eagleton
  • Çeviri: Melih Pekdemir
  • Türü: İnceleme
  • Baskı Yılı: 2019
  • Sayfa Sayısı: 160 Sayfa
  • Yayınevi: AyrıntıYayınları

 

 

Burcu Karakoç
Latest posts by Burcu Karakoç (see all)
Vinkmag ad

FACEBOOK YORUMLARI

Yorum

Read Previous

Netflix Türkiye mayıs programı belli oldu

Read Next

ZAMANIN BİR UCUNU DİĞER UCUNA TEYELLEMEK

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Lütfen gördüğünüz rakamları bitişik olarak yazınız! *