“Ülkemizde gerçekleşen şeyler, üniversitelerin dışında olup bitmiyor.”

Ozan Barış Akdoğdu; “Dergimiz gerçekten İTÜ öğrencisinin emeğinin ürünü. Yazıları, tasarımı, maliyeti, dağıtımı… Her başlıkta yoğun emek veriyoruz. Zor oluyor ama bizim için yaptığımız işin anlamı büyük.

Kitap Eki, 16 Temmuz’dan itibaren her ay bir dosya konusu, her hafta dosya kapsamındaki röportajlar, incelemeler ve videolarla yayında. İlk dosya konumuzu, çocuk edebiyatı üzerine, “Yetişkinlerin Dünyasında Çocuk Edebiyatı” başlığı ile hazırlamaya karar vermiştik. İkinci dosyamız ise polisiye edebiyat üzerine “Edebiyatta Suç ve Suçlu”, üçüncü dosyamız ise “Edebiyatta Hayal Gücü ve Bilim kurgu” başlığı ile yayınlandı. Dördüncü dosyamızı ise kampüslere, üniversitelere açılmaya karar verdik ve “Kampüslerde Üretim: Üniversite Yayınları” başlığı ile hazırladık.

Bu dosyadaki ilk durağımız, İstanbul Teknik Üniversitesi öğrencilerinin hazırladığı bilimden politikaya ve kültür sanata uzanan geniş çerçeveli bir dergi: Perspektif. Teknik üniversite öğrencilerinin sosyal bilimler, kültür, sanat ya da politika alanında ilgisiz olduğu düşüncesini yıkmak amacıyla dosyanın ilk röportajını Perspektif ekibinden Ozan Barış Akdoğdu ile gerçekleştirdik. Keyifli okumalar dileriz.

Öncelikle sizleri biraz tanıyalım. Nasıl bir araya geldiniz ve Perspektif dergiyi çıkarma fikri nasıl oluştu?

Merhabalar. Öncelikle perspektifimizi anlatmamız için bize yer verdiğiniz için teşekkür ederek başlayalım. Perspektif dergisinde emek veren öğrenciler İTÜ’de belli başlı ortak sorunlar gören öğrenciler. Her birimiz ayrı bir kulüp faaliyetinde yer alıyorduk ve bu faaliyetleri gerçekleştirirken okulun sosyal-kültürel alanlarının daralması-daraltılması sorunuyla karşılaşıyorduk. Bir araya gelip neler yapabileceğimizi konuşunca İTÜ’ye yönelik bir dergi çıkartma fikri doğdu. Bahsettiğimiz sorunları biraz açarsak, üniversitemizde sosyal bilimler bölümlerinin olmaması çevremizde bu alanlara hakim arkadaşlarımızın az olmasına sebep oluyor. Bu da okulumuzda düşünsel üretimi büyük oranda sınırlıyor. Öğrencilerin bir araya gelip bu disiplinlere yönelik üretimlerde bulunmasını, üniversitemizde gelişkin bir kültürün oluşması için olmazsa olmaz bir unsur olarak görüyoruz.

Başka bir problem ise özellikle son bir kaç senedir kulüplerin çalışma alanlarının ciddi bir şekilde daraltılması. Üniversite yönetiminin kulüplere dair takındığı politika genel olarak kariyer kulüplerini destekleme, öğrencileri bu kulüplere özendirme şeklinde oluyor. Henüz hazırlık öğrencisi olan arkadaşlarımızın dersliklerinin yanında çok büyük bütçeli etkinlikler yapılıyor. Daha bölümünde ders almaya başlamamış öğrenciler mesleklerini tanımadan bu etkinliklerde staj vb. vaatlerle çalıştırılıyor. Bunun önünü kesmek istiyoruz. Arkadaşlarımıza bir kurum olarak üniversitenin aslında ne karakterde olması gerektiğini anlatmaya çalışıyoruz.

İşin bir başka boyutu ise yönetimin iktidar belirlenimli bir karakterde olması. Bu tahmin edeceğiniz gibi kültür-sanat ve muhalif siyaset topluluklarının alanını mümkün olduğunca daraltmaya çalışmaları anlamına geliyor. Kulüplerin davetlileri ve etkinlikleri çok sıkı bir incelemeden geçiyor ve genellikle bu alanlardaki çalışmalara çeşitli bahanelerle izin verilmiyor hatta doğrudan engelleniyor.

Dergimiz İTÜ’lü öğrencilere özgürce kendilerini ifade edebilecekleri, beraber düşünsel üretimlerde bulunabilecekleri bir ortam yaratmaya çalışıyor.

Perspektif’i biraz daha ayrıntılı konuşabilir miyiz? Dergide hangi konulara ne kadar yer veriyorsunuz, dergi ekibiyle neler okuyor, neler tartışıyorsunuz? Kısacası bir Perspektif sayısı nasıl hazırlanıyor?

Perspektif’e emek veren öğrenciler düzenli aralıklarla bir araya gelip derginin yeni sayısında ne tür yazılara yer verilmesi gerektiğini tartışıyor. Buna göre de bazen bireysel bazen ekipler halinde okumalar vs belirleniyor. Okul ve ülke gündemine yönelik yazılarımız mutlaka dergimizde yer alıyor. Bunun dışında bilimsel ve kültürel alanda da yazılara yer veriyoruz. Gün geçtikçe bu başlıklardaki yazar sayımız artıyor.

Çeşitli yazılarımızı anarak belki daha iyi anlatabilir değindiğimiz konuları. Okulumuzda bir kadın tacize uğradığında dergimizde bu konuyu ülke gündemiyle de bağlayan bir yazıya yer vermiştik. Evrimin müfredattan kaldırılması tartışılırken sayfalarımızı evrime de ayırdık. Laiklik mevzu bahis olduğunda okuldaki örneklerden hareketle, laikliğin tarihsel anlamına ve ülkemizdeki güncel zemine de değen bir yazıya yer verdik. Ülkede gerçekleşenler üniversitenin dışında olup bitmiyor. Üniversitelerde de karşılığı illa ki oluyor. Bunun bilinciyle hareket ediyoruz. Ayrıca okulumuzdaki topluluklara da kendilerini ifade etmeleri için yer ayırıyor dayanışmayı büyütüyoruz.

Bunun dışında ekibimiz bilimsel yazılardan edebi denemelere kadar geniş bir çerçevede üretiyor. Sayfalarımızı karıştırırken yapay zeka tartışmalarından spor üzerine yazılara, diller üzerine çalışmalardan şiirlere kadar özgün üretimlere rastlayabilirsiniz.

Kapaklarımızdan da bahsetmek isteriz. Her sayımızın arka kapağını İTÜ’lü ilerici şahsiyetlere ayırıyoruz. Bu aydınları İTÜ’lü arkadaşlarımızla tanıştırmak okulumuzun “Asırlardır Çağdaş!” olan sloganını hatırlatmak bizim için çok önemli.

Teknik bir üniversitede bir politika ya da kültür dergisi çıkarmanın zorlukları oluyor mu?

Zorluklar elbette oluyor ama bu sorunları da aşacak yöntemler illaki gelişiyor. Karşılaştığımız sorunlar aslında genelde biraz önce özetlediğimiz sorunlar. Onun dışında öğrencilerin teknik üniversitede böyle bir dergiye olan ilgisi gerçekten çok fazla. Sosyal disiplinlerden beslenmek gerçekten bir mühendislik öğrencisi için ihtiyaç.

Üniversite yönetimi ya da hocaları bu tip çalışmalara gerek maliyet gerekse dağıtım açısından ne ölçüde destek çıkıyor? Öğrencilik koşullarında bir dergiyi düzenli şekilde çıkarabilmek gerçekten çok zor olmalı.

Dergimizin basımında okuldan herhangi bir destek almıyoruz. Yayın politikamız gereği dergiyi arkadaşlarımıza bedava ulaştırıyoruz. Bunu sağalmak için zaman zaman hocalarımızdan destek alıyoruz , zaman zaman başka işlere girip çalışıyoruz. Dergimiz gerçekten İTÜ öğrencisinin emeğinin ürünü. Yazıları, tasarımı, maliyeti, dağıtımı… Her başlıkta yoğun emek veriyoruz. Zor oluyor ama bizim için yaptığımız işin anlamı büyük. Dağıtım sırasında çok fazla öğrenciye değiyoruz. Gittikçe büyüyen bir toplamız. Bu da gün geçtikçe dergimizin daha kolay çıkmasına sebep oluyor. Dergi hazırlıkları sırasında adeta seferberlik ilan ediyoruz ama dergi basılıp elimize geçtiğinde tüm emeğimize değiyor doğrusu.

Türkiye genelinde ya da diğer üniversite yayınları içinde takip ettiğiniz ya da taktir ettiğiniz başka dergiler var mı?

Bir örnek olarak Bilim ve Gelecek’ten bahsedebiliriz. Geçtiğimiz sayılarımızdan birinde sayfamızda kendilerine yer verdik onlar da bize yazılarımızda kaynak olarak kullanabilmemiz için dergilerinden bir derleme hediye ettiler. Onun dışında diğer üniversitelerde dostumuz olan dergiler var. Yıldız Teknik Üniversite’sinde çıkan Sombrero dergisi kendine bizimkisi gibi bir misyon yüklüyor. Başka bir teknik üniversitede benzer misyonlu bir dergi görmek bizi çok mutlu etmişti.

Üniversitelerde okuduğu kitaplar ya da izlediği filmler üzerine düşünmek ve bir şeyler karalamak isteyen çok sayıda insan var. Hatta biz de Kitap Eki olarak geçtiğimiz günlerde öğrencilere yönelik bir çağrı yaptık ve kapılarımızı kampüslere açtık. Siz bu durumdaki insanlara nasıl ulaşıyorsunuz?

“Facebook” sayfamızdan yaptığımız üretimleri okulumuzun popüler “Facebook” gruplarında paylaşıyoruz. Üretimlerimiz genelde okulumuz özelinde oluyor. Bir bakıma öğrencilerin sesi oluyoruz. Yemekhane fiyatları artıyor ve durumu özetleyen bir görselimiz binlerce etkileşim alıyor mesela.

İkincisi dağıtım aşaması. Üretim aşaması kadar önemli bir aşama. Dergimizi arkadaşlarımıza verirken en az bu röportajdaki kadar misyonumuzdan bahsediyoruz. Aramıza katılanları ve arkadaşları için bir kaç tane daha isteyenleri oluyor. Hem sosyal medya hem alanda dağıtım çalışmalarıyla dergimizi okulun en bilinen çalışması haline getirdiğimizi düşünüyoruz.

Üniversite dergileri söz konusu olduğunda henüz şirketleşmiş ve piyasanın içine tam anlamıyla girmemiş olan yapılar söz konusu oluyor. Bu nedenle kolektif çalışmanın da en çok üniversite yayınlarında kendini gösterdiğini düşünüyorum. Bu konuda bizlere ne söyleyebilirsiniz? Kolektif çalışmanın size ne yararı oldu?

Ekibimizde yer alan her arkadaşımız bu dergide, üniversitesine ve memleketine dair sorunlar gördüğü için emek veriyor. Doğalında çalışmalarımız şirketleşmiş bir yapıdan çok uzak. Kimse bizim ne yazacağımıza karışamıyor. Özgürce yazıyoruz. Bu nedenle sponsor almıyoruz dergiyi dayanışmayla çıkarıyoruz. Dergi ekibimizde herkes istediği ölçüde sorumluluk alabiliyor. Çalışmaları beraberce kurguluyoruz ve burada bahsettiğiniz kolektif çalışma çok işe yarıyor. Sürekli bir beyin fırtınası ortamında okuldaki sorunlara nasıl müdahale edebileceğimizi, nasıl çözümler bulabileceğimizi tartışmanın başarımızın sırrı olduğunu düşünüyoruz.

Son olarak okurlarımıza söylemek istediğiniz bir şey ya da bahsetmek istediğiniz yeni bir proje var mı?

Bizi https://www.facebook.com/perspektifitu/ adresinden takip etmelerini rica ediyoruz. Ayrıca yeni sayımızın çalışmaları başladı. Her türlü desteğe ihtiyacımız var. Bize mesaj atarak iletişime geçtikleri takdirde beraber üretebilir ve yeni bir kültürün oluşması için beraber emek verebiliriz.

Çağla Üren
Vinkmag ad

FACEBOOK YORUMLARI

Yorum

Read Previous

Barış Ödülü’nü alan Margaret Atwood: Tarihsel olarak anlamlı bir dönemde yazmak önemli

Read Next

Çok satan roman için çalıntı suçlaması

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Lütfen gördüğünüz rakamları bitişik olarak yazınız! *