
Fırtınadaki Arı isimli çalışmanın, Türkiye’de mühendislerin mevcut durumunu gözler önüne sermenin yanında ve ötesinde, mühendislerin ve odaların daha eşit, özgür ve emekten yana yarınlar mücadelesine ciddi bir katkı yapacağını düşünüyorum.
“Örümcek işini dokumaya benzer şekilde gördüğü gibi, arı da peteğini
yapmada pek çok mimarı utandırır. Ne var ki, en kötü mimarı, en iyi arıdan
ayıran şey, mimarın yapıtını gerçekten kurmadan onu imgesinde kurabilmesidir”
Karl MARX. Kapital I
Ülkenin yaratıcı güçleri arasında yer alan mühendisler, insanlığın ortak mirası olan bilim ve teknolojinin toplumsal ihtiyaçlar doğrultusunda geliştirilmesi ve kullanılmasının aktörleridir.
2014 yılı idi, mühendislerin çatı örgütü TMMOB (Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği) o yıla kadar beş cilt halinde Mühendislik ve Mimarlık Öyküleri serisini yayınlamıştı. Altıncı cildin hazırlıkları yapılırken dizinin koordinatörü sevgili Mahmut Kiper benden diziyi değerlendiren bir monografi istemişti. Kabul ettim. Önce beş cildi okudum. Sonra altın cildin hazırlık dosyasını inceledim. Ve makaleyi yazdım. Adı, ‘Kapanış’tı. O yazıyı bitirirken şu satırları not etmiştim:
“Başlıktaki kapanış akla önce artık sanayileşmenin ve Cumhuriyetin kuruluş ve 1960 sonrası dönemde izlediği sanayileşme politikalarının bittiğini ve o dönemin kapandığını çağrıştırsa da belki de ‘kapanan’ bize 1980’den beri dünyanın küreselleştiğini, bırakınız yapsınlar-bırakınız geçsinlerden başka iktisat anlayışı kalmadığını ve bu ideolojik bir tercihken buna karşı çıkmanın ideolojik bir tavır olduğunu söyleyen borsa-faiz-döviz iktisadının; bir başka söyleyişle “inşaat ya resullallah” diyen, üretmeyen al-satçı iktisat anlayışının ‘kapanış’ıdır…”
Gamze Yücesan-Özdemir Hocamın bu yeni kitabı, bir anlamda ‘kapanış’ sonrasını günümüze taşıyor. TMMOB bünyesinde gerçekleştirilen bu araştırma, Türkiye’de mühendislerin fabrikadaki, toplumsal hayattaki ve kentteki deneyimlerine ışık tutuyor. Mühendislere, kendi tarihlerini anımsatmayı, bugünü anlamlandırmayı ve geleceğe yönelik adımlarını atarken düşünme fırsatı yaratıyor. Kitap, mühendisler üzerine yapılan sosyal araştırmalardaki hakim eğilimler üzerine ciddi bir literatür zenginliğini önümüze sererken, Türkiye’de kapsamlı bir saha araştırmasına dayanıyor.
Fırtınadaki Arı
Fırtınadaki Arı: Mühendisin Hayatı giriş ve sonuç bölümleri hariç beş ana bölümden oluşuyor:
Tarihsel Maddecilik ve Mühendisi Sınıflarla Düşünmek, Etnografik Araştırma ve Sahadan Notlar’da oluşan Giriş’i takiben;
Bölüm I
Mühendise Işık Tutmak: Üretim Sürecindeki Konum: Praksis mi Poesis mi? Sınıfsal Konum: Orta Sınıf Mensubu mu Proleter mi? Toplumsal Hayattaki Konum: Özne mi Fail mi? Geçmişten Günümüze Mühendis, Bugünün Sanayi ve Mühendislik Coğrafyası.
Bölüm II
Emek Piyasasında:Farklı Yaşlar, Farklı Kültürler; Yerel Üniversiteden Sanayiye; İntörn Mühendis; Paternalizmin Gölgesinde; İstihdam ve İşsizlik Arasında Belirsizleşen Sınır
Piyasa Gerçekleri; Riskli Değil Geleneksel Tasarruf; Sürüklenme, Kurumsallaşmamış Borç Yükü.
Bölümü III
Fabrikada: Analitik Zihin mi Sanayinin Gerekleri mi?; T Cetveli ile Sahada Olmak; Ustabaşı mı Mühendis mi?; Zamanın ve Mekanın Örgütlenmesi; Kendi Fabrikasını Kurmak ;Gelecek Kaygısı
Bölüm IV
Kentte: Aynı Kentte Doğmak, Okumak, Çalışmak; Çok Çalışıp Az Yaşamak; Aile Evi, Apartman Dairesi; Sola Dönüş Yasak; Yeni Mühendis, Kent Hakkı.
Beşinci Bölüm, Toplumsal ve Siyasal Hayatta başlığını taşıyor. Parçalanan Kolektif Deneyim; Yanlış Zamanlarda Mühendis Olmak; Yabancılaşma; Değersizleşme; Kanaatkarlaşma; Oda, Örgütlenme, Kuşaklararası Aşınma.
Sonuç Bölümünün alt başlıkları da; Mühendisin Toplumsal Öyküsü; Emek Rejimlerinde Mühendis; Mühendis Tipolojileri.
Gamze Hoca bu kapsamlı ve emek yüklü araştırmasını ciddi sorunların olduğu bir toplumsal arka planda, sanayide çalışan mühendisin hayatını anlatırken kimi sorular soruyor. Mühendis ilerleme, aydınlanma, sanayileşme, kalkınma gibi kimi kavramların içinde olduğu bir anlatımın dışına çıkıldığında bile bu anlatımın ağırlığından tümüyle sıyrılamıyor.
- Mühendisler şimdi neredeler?
- Sert rüzgârlar kıyıları basmış, gelecek için kaygılar artmışken adları bu topraklarda hep umutla anılan mühendisler nerede?
- Aydınlanmanın, sanayileşmenin, ilerlemenin, kalkınmanın Türkiye’sinin mahir elleri şimdi ne yapmaktalar?
- Yurtsever ve ilerici mühendisler fabrikalarda neler deneyimliyor?
- Toplumsal, siyasal ve kültürel olarak nasıl konumlanıyorlar?
- İdeolojileri nasıl şekilleniyor?
- Bugünkü koşullarda hâlâ vasıf ve yaratıcılığa sahipler mi?
- Memleketi baştanbaşa yeniden kurabilmeyi hedefliyorlar mı? Yoksa fırtınaya mı kapıldılar?
Bu çalışmanın, Türkiye’de mühendislerin mevcut durumunu gözler önüne sermenin yanında ve ötesinde, mühendislerin ve odaların daha eşit, özgür ve emekten yana yarınlar mücadelesine ciddi bir katkı yapacağını düşünüyorum.
Emeğinize, aklınıza, yüreğinize sağlık Gamze Hocam….
![]()
|
OKUMA ÖNERİSİ
- Ülkenin Yaratıcı Güçleri Mühendisler: Fırtınadaki Arı - 1 Mart 2020
- Ayaküstü İzmir Lezzetleri - 9 Ağustos 2018
- Su’yu Okumak - 2 Ağustos 2018
FACEBOOK YORUMLARI