
Dergimizi kadrolaşmaktan uzak tutuyoruz bunun için de dergideki yapıları mümkün olduğunca dinamik tutarak değişimi sağlıyoruz. Yaptığımız haftalık toplantılarda ekipteki herkesin karar mekanizmalarına eşit katılımını amaçlayarak kolektif ruhu ve organik yapıyı koruyoruz.
Kitap Eki, 16 Temmuz’dan itibaren her ay bir dosya konusu, her hafta dosya kapsamındaki röportajlar, incelemeler ve videolarla yayında. İlk dosya konumuzu, çocuk edebiyatı üzerine, “Yetişkinlerin Dünyasında Çocuk Edebiyatı” başlığı ile hazırlamaya karar vermiştik. İkinci dosyamız ise polisiye edebiyat üzerine “Edebiyatta Suç ve Suçlu”, üçüncü dosyamız ise “Edebiyatta Hayal Gücü ve Bilim kurgu” başlığı ile yayınlandı. Dördüncü dosyamızı ise kampüslere, üniversitelere açılmaya karar vererek ve “Kampüslerde Üretim: Üniversite Yayınları” başlığı ile hazırladık.
Boğaziçi Üniversitesi Edebiyat Kulübü‘nün iki aylık yayını olan Pan Dergi, bu dosya kapsamında yer vermek istediğimiz önemli bir edebiyat dergisi. Bu nedenle derginin editör ekibi ile üniversiteyi, üretimi ve edebiyatı konuştuğumuz, dolu dolu bir röportaj yaptık. Keyifli okumalar dileriz.
Öncelikle sizleri biraz tanıyalım. Nasıl bir araya geldiniz, Pan dergiyi çıkarma ve derginin ismini Pan koyma fikri nasıl oluştu?
Sorunuza cevap vermeye derginin ismiyle başlayacak olursak; dergimizin ismi Pan, Yunanca’da bütün, tüm anlamına gelen ön ekten geliyor. Bu ismi seçmemizin nedeni Boğaziçi Üniversitesi içinden yahut dışından edebiyat ve sanat alanında bir şeyler üretmek isteyen herkese imkân sağlayarak kapsayıcı olmak. İlk olarak Boğaziçi Üniversitesi Edebiyat Kulübü’nün çatısı altında yayınlanan Aşiyan dergisi vardı. Anlaşmazlıklardan dolayı bu dergi yayın hayatına son verdikten sonra, kadrodaki yeni yapılanma ile beraber farklı bir platform arayışına girildi. Konsept illüstrasyon, yenilikçi ve özgün içerikle genişletildikten sonra Pan Dergi adı altında kulübün yeni bir yayın organı ortaya çıkmış oldu.
Dergide hangi konulara ne kadar yer veriyorsunuz? Örneğin, sinema gibi edebiyat dışı konular yer alıyor mu, dergi ekibiyle neler okuyor, neler tartışıyorsunuz? Kısacası bir Pan sayısı nasıl hazırlanıyor?
İlk olarak dosya konusunu belirliyoruz. Dosya konusu belirlenirken de üyelerimiz önceden yaptıkları araştırmaları kaynak alarak haftalık toplantılarımızda seçmiş oldukları konuları öneri olarak sunuyorlar. Sunumlardan özgün olan ve üzerine çalışma yapabileceğimiz konuları seçerek zaman kaybetmeden okumalara başlıyoruz. Okumalar genellikle teorik metinlerle başlıyor, sonrasında kurmaca metinlerle devam ediyor. Bu okumalar üzerine yapılan tartışmalardan yola çıkarak üyelerimiz sayı için içerik üretebiliyor. Aynı zamanda yaptığımız okumalar bizi edebiyat dışı alanlara da yönlendiriyor. Yeri geldiğinde dosya konusu bağlamında filmler izliyoruz atölyeler yapıyoruz. Örneğin; “Çocuk ve Edebiyat” sayısında Elgiz müzesi iş birliğinde çocuklarla “Hikaye ve Çizim Atölyesi” düzenlemiştik. Özetle biz çalışmalarımızı edebiyat odaklı yürütsek de destekleyici nitelikte diğer sanat dallarını da dahil etmeye çalışıyoruz.
Üniversitelerdeki üretim faaliyetlerini nasıl görüyorsunuz? Boğaziçi Üniversitesi’nde Pan haricinde düzenli yayın çıkaran bir oluşum var mı?
Üniversiteler özgür düşüncenin ve farklı seslerin var olması gereken özerk kurumlardır. Bu bağlamda üniversiteler içerisinde yapılan üretim faaliyetlerinin desteklenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Boğaziçi Üniversitesi’nde de birçok kulüp ve topluluk çalışmalarını dergi, bülten ya da fanzin formatlarında yayınlıyorlar. Biz de dergi ekibi olarak bu yayınlardan mümkün olduğunca yararlanmaya çalışıyoruz.
Üniversite yönetimi ya da hocaları bu tip çalışmalara gerek maliyet gerekse dağıtım açısından ne ölçüde destek çıkıyor? Öğrencilik koşullarında bir dergiyi düzenli şekilde çıkarabilmek gerçekten çok zor olmalı.
Sizin de söylediğiniz gibi mevcut koşullarda üniversitede dergi çıkarmak çok zor. Biz dergiyi iki ayda bir çıkarmaya gayret etmemize rağmen maddi sıkıntılar nedeniyle bu pek mümkün olmuyor. Örneğin 5. sayımız “Pangender” dergi hazır olmasına rağmen uzunca bir süre okul matbaasında basılmayı bekledi. Bütçe sıkıntıları nedeniyle okul az sayıda (50 adet gibi komik bir sayı) dergi basabileceğimizi söyleyince biz de Beşiktaş Belediye’sinin desteğiyle 2 aylık dergimizi 5 ayda anca çıkartabildik. Bu gibi sıkıntıların yanı sıra hocalarımızın derginin içeriğine dair çok önemli katkılarının olduğunu da belirtmek gerek. Yeri geldiğinde kendi yazılarını vererek yeri geldiğinde de haftalık toplantılarımıza katılarak içeriğimizin genişlemesine katkıda bulundular.
Üniversite öğencilerinin edebiyatla ilişkisi ne durumda peki?
Dergimiz üzerinden konuşursak haftalık toplantılara katılım değişiklik gösterse de içeriğe katkıda bulunma açısından çok fazla ilgi gördüğümüzü söyleyebiliriz. Öğrenciler genel olarak şiir ve hikaye gibi türlerde çok fazla yazı gönderiyorlar. Ancak Edebiyat Kulübü’yle ortak düzenlediğimiz panel ve söyleşi gibi etkinliklere katılım aynı yoğunlukta olmuyor. Genel olarak öğrencilerin okumaya ve yazmaya hevesli olduğunu söyleyebiliriz.
Türkiye genelinde ya da diğer üniversite yayınları içerisinde takip ettiğiniz ya da taktir ettiğiniz başka dergiler var mı?
Pan Dergi’nin bir sayının hazırlanma aşamasında güncel dergilerin incelenmesi ve bunlar üzerine tartışma yürütülmesi gibi bir çalışmamız var. Birkaç spesifik dergiye odaklanmak yerine elimizden geldiğince çok yayını incelemeye çalışıyoruz. Bu yüzden bir ya da birkaç dergi ismi vermemiz çok da doğru olmaz.
Türkiye’deki edebiyat ve dergicilik ortamına dair ne düşünüyorsunuz? Pan ekibi olarak bu gibi konularda bir fikir birliğine sahip misiniz, yoksa ekipte farklı görüşlerde insanlar mı çoğunlukta?
Bu konu dergi içerisinde çokça tartıştığımız konulardan. Elbette ki farklı düşünceler var ancak genel olarak günümüzde dergiciliğin “okur odaklı” ilerlediğini düşünüyoruz. Hem görsel olarak hem edebi içerik olarak birbirine benzeyen ve popüler kültüre hitap eden dergiler üretildiğini görüyoruz. Biz Pan dergi ekibi olarak dergimizi bu dergicilik anlayışının dışında üretmeye çalışıyoruz. Bunu yaparken de özellikle görsel ve edebi içeriğimizin özgün olmasına dikkat ediyoruz. Okuyucuların hem edebi anlamda keyif alacakları hem de edebiyat teorisi hakkında bilgi edinebileceği sayılar üretmeyi amaçlıyoruz.
Üniversitelerde okuduğu kitaplar ya da izlediği filmler üzerine düşünmek ve bir şeyler karalamak isteyen çok sayıda insan var. Hatta biz de Kitap Eki olarak geçtiğimiz günlerde öğrencilere yönelik bir çağrı yaptık ve kapılarımızı kampüslere açtık. Siz bu durumdaki insanlara nasıl ulaşıyorsunuz?
Dergimizin kapıları yazı yazmak isteyen herkese açık. Öncelikle sosyal medyayı aktif kullanmaya çalışıyoruz. Yaptığımız çalışmaları kampüste ve sosyal medya hesaplarımızda duyurarak içerik üretmek isteyen herkesi dergimize yazı göndermeye davet ediyoruz.
Üniversite dergileri söz konusu olduğunda henüz şirketleşmiş ve piyasanın içine tam anlamıyla girmemiş olan yapılar söz konusu oluyor. Bu nedenle kolektif çalışmanın da en çok üniversite yayınlarında kendini gösterdiğini düşünüyorum. Bu konuda bizlere ne söyleyebilirsiniz? Kolektif çalışmanın size ne yararı oldu?
Dergimizi kadrolaşmaktan uzak tutuyoruz bunun için de dergideki yapıları mümkün olduğunca dinamik tutarak değişimi sağlıyoruz. Yaptığımız haftalık toplantılarda ekipteki herkesin karar mekanizmalarına eşit katılımını amaçlayarak kolektif ruhu ve organik yapıyı koruyoruz.
Son olarak okurlarımıza söylemek istediğiniz bir şey ya da bahsetmek istediğiniz yeni bir proje var mı?
Önümüzdeki sayımız “Çocuk ve Edebiyat” yakında okurlarımızla buluşacak. Dergimize dağıtım ağımızdaki kitapçıların yanı sıra www.pandergi.com adresinden de ulaşabilirsiniz. Yazılarınızı editor@pandergi.com ‘a gönderebilirsiniz. Bizi takip etmek için aşağıdaki sosyal medya linklerini kullanabilirsiniz.
pandergi
pan_dergi
pan_dergi
- Sabahattin Ali’nin kitapları artık telifsiz - 3 Ocak 2019
- Ece Erdoğuş Levi her şeyi baştan anlatıyor - 17 Ekim 2018
- Özlem Özdemir yanıtladı: Ekonomik kriz yazarları nasıl etkileyecek? - 28 Eylül 2018