Yalınlığın Dehası, Koca Bıyıklı Yazar; William Saroyan

Amerika’da doğup büyümüş William Saroyan, o güzelim yalın ve naif dili ile Anadolu’yu, savaşı, insanlığı anlatıyor öykülerinde…

Irklara inanmam. Hükümetlere inanmam. Hayatı, dünyadaki milyonların aynı anda yaşadığı tek bir hayat olarak görürüm. Henüz herhangi bir dilde konuşmayı öğrenmemiş bebekler dünya üzerindeki tek ulustur, insan ulusu; gerisi sahte gösteriş, bizim medeniyet dediğimiz nefret, korku ve güçlü olma arzusu… Yetmiş Bin Süryani

Memleket, ırk kavramı neredeyse yok denecek kadar azdır bende. Nereli olduğumu sorduklarında kısa ve manalı bir açıklamam olmadığından olabilir belki de. Anne babamın memleket ve köken meselelerini pek de önemsemeyişleri ve bize benimsetmeye yönelik bir çaba göstermeyişleri de etkili olmuştur, kim bilir. Sonuç olarak benim için önemli olan insandır. Ama bazı tanık olduğum olaylar, özellikle yurtdışına sürgüne gitmek zorunda kalıp da bir sızı halinde memleketini içinde yaşayan, havasını solumuş birine coşku gösteren insanları anlatan kitaplar beni çok etkilemiştir. Aynı kültürün içinde büyümüş, hayatın içindeki benzer basit ritüelleri yapan, benzer hikâyeleri anlatan insanlar bir bağ, bir aidiyet duygusu geliştiriyor sanırım ve doğup büyüdüğü topraklardan uzaklaşmak sanki ipi boşta kalmış bir balon gibi hissetmeye yol açıyor galiba. Hayatımı geçirdiğim şehri bırakın, ilçemden bile başka bir yerde yaşamamış biri olarak bunu tamamen anlamam çok zor. Ama bazı yazarlar var ki okurken inceden size işliyor ve o özlemi hissedebiliyorsunuz.

Çoğunlukla Ermeniler’in gittiği bir yerdi, ama başkaları da gelirdi. Hepsi de eski memleketlerini hatırlayan, dahası seven insanlardı. Orada da aynı buradaki gibi bir araya gelir, tavla, iskambil oynarlardı. O toprakların yemeklerini, rakısını, şarabını, öğleden sonra içilen küçük bir fincan kahveyi çok severlerdi. Hala oraların hikâyelerini anlatır, türküsünü söylerlerdi. Evlerinden binlerce kilometre uzakta, tanıdık kokular aldıkları Arax Kahvehanesi’ne gitmeden yapamazlardı. Ödlekler Cesurdur

William Saroyan, aslında Amerika’da doğmuş, büyümüş ve seneler sonra baba memleketine gitmiş bir Ermeni yazar. Neden özellikle kökenini belirttim derseniz, kendisi bırakın Ermeni olmayı, Amerikalı olmayı bile umursamayan, özünde sadece ve sadece insan olduğunu belirten bir yazar. Ama daha küçücük bir çocukken kaybettiği babasının yadigârı gibi içine işlemiş bir memleket ve köken sevgisi de mevcut. Aras Yayıncılıktan çıkmış olan Ödlekler Cesurdur ve Yetmiş Bin Süryani gerek babasının izini süren, gerekse büyüklerinin özlemlerini anlatan iki harika öykü kitabı.

Bir yandan Fresno’daydık, bir yandan hiçbir yerde. Ölüm içimizden birini yakalamadığı, biz de onu gömüp orada yattığını bilmediğimiz sürece nasıl herhangi bir yere ait olabilirdik ki? Ödlekler Cesurdur

Bitlis’ten Amerika’ya göç etmiş Ermeni bir ailenin, orada doğan ilk ferdi olarak 31 Ağustos 1908’de ‘de Kaliforniya eyaletinin Fresno kasabasında dünyaya gelen Saroyan erken yaşta okulu bırakıp çeşitli işlerde çalışır ama asıl hayali yazar olmaktır. 1934 yılında The Daring Young Man on the Flying Trapeze and Other Stories isimli kitabı yayınlanıp o yılın en çok satan öykü kitabı olduktan sonra sadece yazar olarak yaşamış. 1939 yılında The Time of Your Life oyunuyla Pulitzer Ödülü’nü kazanmış ve ödülü reddetmiş.

Ben bir öykücüyüm ve tek bir hikayem var: insan. Bu basit hikayeyi, güzel yazma kurallarını, kompozisyon numaralarını bir kenara bırakarak kendimce anlatmak istiyorum. Yetmiş Bin Süryani

Birçok öykü kitabının yanı sıra roman ve oyun da yazmış olan Saroyan’ın kendine has, yalın, okurla adeta sohbet edercesine rahat ve samimi bir dili var. Öykülerine o tadı veren de Saroyanesk olarak Amerikan edebiyatına geçen bu üslubu ve dili. Genellikle birkaç sayfadan daha uzun olmayan hikâyelerinde çocukken yaşadığı okul ve mahalle anılarını, çevresindeki aile büyüklerini, sürgünü yaşamış bu eski neslin bazen iç sızlatan toprak özlemini ve yazarlık macerasını anlatıyor Saroyan.

“Tut şu dilini!” dedi Miss Daffney. Düpedüz hakarete uğramış olmama rağmen dediğini yaptım ve dilimi sonuna kadar çıkardım, elimle de sıkı sıkı tuttum. Acaba gülecek bir şey çıkar mı diye gözünü bana dikmiş olan sınıftaki diğer bütün Meksikalı, Japon, Ermeni, Yunan, İtalyan, Portekizli ve de sıradan Amerikalı çocuklar bekledikleri fırsat çıkınca kahkahayı patlatıverdiler. Ödlekler Cesurdur

Ama bu hikâyelerinde ince bir mizahla döşenmiş öyle yerler var ki, her ne dramdan bahsederse bahsetsin yüzünüze bir gülümseme kondurabiliyor. Birinci Dünya savaşının hüküm sürdüğü dönemleri anlatırken savaşın anlamsızlığından, bütün ırkların özünde bir olduğundan ve yaşananların saçmalıktan başka bir şey olmadığından dem vuruyor bazen de.

İlk önce vahşi hayvanlardan tedirgin oldular, sonra Kızılderililerden, sonra birbirlerinden korkmaya başladılar. Fransa Almanya’dan; Almanya Fransa’dan, İngiltere’den ve Rusya’dan; Rusya Japonya’dan ve Japonya Çin’den. Ödlekler Cesurdur

Öykülere meraklı olmayabilirsiniz, sıradan bir insanın yaşadıklarını önemsemeyebilirsiniz, memleket sızısı nedir umurunuzda olmayabilir ama William Saroyan’ın yazdıklarını okumamak çok şey kaybettirecektir. Benim favorim olan Ödlekler Cesurdur’dan başlamanızı öneririm, hem de en kısa zamanda…

“Bütün korodaki en iyi ses onun. Bu ses için sadece bir dolar mı yani? Dünyadaki her din böyle bir sese rahat rahat iki dolar verir.” Ödlekler Cesurdur

  • Ödlekler Cesurdur
  • Yazar: William Saroyan
  • Çeviri: Ohannes Kılıçdağı
  • Türü: Öykü
  • Sayfa Sayısı: 139 Sayfa
  • Baskı Yılı: 3. Baskı Ağustos 2016
  • Yayınevi: Aras Yayıncılık

  • Yetmiş Bin Süryani
  • Yazar: William Saroyan
  • Çeviri: Ohannes Kılıçdağı ve Aziz Gökdemir
  • Türü: Öykü
  • Sayfa Sayısı: 191 Sayfa
  • Baskı Yılı: 3. Baskı Ağustos 2016
  • Yayınevi: Aras Yayıncılık

 

Perge Dündar
Latest posts by Perge Dündar (see all)
Vinkmag ad

FACEBOOK YORUMLARI

Yorum

Read Previous

“Sokağa Atılan Her Adım, Yeni Bir Dünya”

Read Next

Mapusane Çeşmesi

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Lütfen gördüğünüz rakamları bitişik olarak yazınız! *

Follow On Instagram