Yanan Kütüphaneden Doğan Kitap

Yangın sayesinde ortaya çıkan el yazmaları, Nureddin Sevin’in bir akrabası tarafından gazeteci Ergin Konuksever’e veriliyor ve çevrilmesinden 45 sene sonra Yapı Kredi Yayınları tarafından yayımlanıyor..

1990’lı yıllardaki Saraybosna savaşı sırasında camları kırık evinde soğuktan donarak ölen bir şair vardır.. Adı bilinmeyen bu şairden uzun zaman haber alamayan arkadaşları evine giderler.. Kapı açılmayınca kırmak zorunda kaldıkları evin içinde gördükleri manzara karşısında diken diken olan tüyleri soğuktan taş kesilir.. Çünkü, şairin ayakkabıları bile ayağında değildir.. Sonradan anlaşılmıştır ki soğuktan donmamak için yakmıştır onları ama, evinin duvarları kitap dolu olan şair, bir tek kitabını bile yakmamıştır soğuktan donacağını bile bile.. 1996 yılının Aralık ayında, savaş sırasında 35. Saraybosna Şiir Günleri’ne katılan Akgün Akova, anlattığı bu olayı şu cümleyle bitiriyor:

“Ne yazık ki kitapları yakanların sağ kaldığı ve kendilerini haklı gösterdiği; kitapları yakmayanların ise nesli tükenen canlılar gibi yok olduğu bir dünyada yaşıyoruz.”

Doğu’da Anka, Sirenk, Simurg, Zümrüd, Zümrüdüanka, Tuğrul, Anka-yı Mugrib, Hüma Kuşu; Batıda ise Phoenix adlarıyla anılan masal kuşunun kırmızı ve altın renkleri vardır, sesi de güzeldir ama, daima tektir ve erkektir.. Ömrünün sonu gelince bahar ağacı dallarından yaptığı yuvasını ateşe vererek kendisini yakar.. Böylece yeni bir anka dünyaya gelir..

İşte yanan, yakılan her kitap da benzer bir şekilde yeni bir kitabın ortaya çıkışını sağlayabilir.. Nasıl mı?

Tiyatro adamı ve yazar Nureddin Sevin’in Rumeli Hisarı’ndaki evinde çıkan yangın, pek çok değerli kitabın bulunduğu kütüphanesini de duman eder.. Savrulan küller boğazın sularına ulaşsa da iki paket kitabın ateşten nasıl kurtulduğunu kimseler anlayamaz.. Yangın söndükten sonra tavan arasında bulunan bu iki paket kitap arasında bir de el yazması vardır.. Turgenyev’in El Kapısında adlı kitabının Türkçe çevirisidir bu el yazması ve bir de metnin sonuna eklenmiş portre çizimi bulunmaktadır..

Metne iliştirilmiş bir başka el yazısında da şunlar yazıyordur: “Aziz Adnan Bey, büyük şair Orhan’ın 1949’da benim için çevirdiği piyesi sunuyorum. Selam ve sevgilerle, M. Ertuğrul.”

Muhsin Ertuğrul’un Adnan Veli’ye yazdığı bu notta bahsi geçen ‘büyük şair Orhan’ elbette ki Orhan Veli’dir.. 1949 yılında Devlet Tiyatrosu’nda genel müdür olan Muhsin Ertuğrul, özel olarak çevirmesini istemiştir Orhan Veli’den bu oyunu.. 1951 yılında da Devlet Tiyatrosu’ndan ayrılarak İstanbul’daki Küçük Sahne’nin başına geçmiştir.. Ne var ki her iki tiyatroda da oynanmasını sağlayamamıştır bu oyunun.. Orhan Veli’nin ölümünden sonra Adnan Veli’ye verilen dosyanın, Nureddin Sevin’in evinin tavan arasına gidiş macerası ise bilinmiyor..

Yangın sayesinde ortaya çıkan el yazmaları, Nureddin Sevin’in bir akrabası tarafından gazeteci Ergin Konuksever’e veriliyor ve çevrilmesinden 45 sene sonra Yapı Kredi Yayınları tarafından yayımlanıyor..

Sizin için hangisi daha değerlidir bilmiyorum ama, Nureddin Sevin’in kütüphanesinin yanmasına hiç üzülemiyorum..

  • El Kapısında
  • Turgenyev
  • Çeviren: Orhan Veli Kanık
  • Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları
  • Baskı Tarihi: 2010
  • Sayfa yapısı: 116 sayfa
M. Şeref Özsoy
Vinkmag ad

FACEBOOK YORUMLARI

Yorum

Read Previous

Murat Bozok seçti: En iyi 5 yemek kitabı

Read Next

Çocuk Kitapları yazarı Miyase Sertbarut ile söyleşi

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Lütfen gördüğünüz rakamları bitişik olarak yazınız! *