Yapı Kredi Yayınları okurları yeni kitaplarla buluşturmayı sürdürüyor. Yalçın Tosun’un Mesafenin Şiddeti, William Faulkner’in İki Hamlede Zafer, Philip Roth’un İnsan Lekesi, Rachel Corbett’in Hayatını Değiştirmelisin kitapları raflarda yerini alıyor.
Mesafenin Şiddeti
“Yine yanaklarım alevlendi. Sevişme lafı en çok bizim gibilere dokunur zaten. Derininde bir yere bir kor üflenmişçesine titreyiverir insan. Durdum bir an, sonra denize çevirdim başımı, ne olursa olsun halden anlayan denize.”
Anne, Baba ve Diğer Ölümcül Şeyler, Peruk Gibi Hüzünlü, Dokunma Dersleri, Bir Nedene Sunuldum ile günümüz öykücülüğünün sevilen yazarları arasına giren Yalçın Tosun, beş yıl aradan sonra, beşinci öykü kitabı Mesafenin Şiddeti ile etkisini gösteriyor.
Çocukluğu, evliliği, aileyi, anneyi ve babayı, hep o kırılgan bakışla, hep bir ergen uyanışıyla ince ince işleyen, doyurucu öykülerden oluşuyor Mesafenin Şiddeti. Yalçın Tosun, mahremin çeperinde özgürce devinen duyuşları, düşünüşleri, düşleri, beklentileri anlatıyor. Gönlün kırıldığı yeri, zihnin sarsıldığı noktayı, —hangi mesafeden olursa olsun— şiddetin göründüğü aralıkları yakalarken anlatıcılığını giderek uçlara taşıyor.
İki Hamlede Zafer
William Faulkner’ın polisiye öykülerini bir araya getiren İki Hamlede Zafer’in merkezinde Savcı Gavin Stevens var: Hem doğup büyüdüğü bölgeyi ve oranın insanını çok iyi tanıyan bir “Güneyli”, hem de Harvard’da ve Heidelberg’de okumuş, eski Yunancadan çeviriler yapan bir entelektüel. Stevens, Faulkner’ın destansı coğrafyası Yoknapatawpha’da işlenen cinayetleri çözerken bu iki dünyayı iyi tanımasından destek alacaktır. Vakaları bir dedikodu havası içinde takip eden bölge halkı ve Stevens’ın yanından ayrılmayan, olayları onun bilinci aracılığıyla izlediğimiz yeniyetmelik çağındaki yeğeni Charles bu öykülerde okura eşlik eder.
Daha önce yayımlanan ilk beş öykünün yanına, Türkçesi ilk kez bu kitapta yer alan ve bir romanın uzunluğuna ve derinliğine sahip son uzun öykünün eklenmesiyle, Faulkner’ın polisiye dünyası Türkçede tamamlanmış oluyor.
Klasik polisiyenin sınırlarını zorlayan bu öykülerde, cinayetleri aydınlatan keskin bir zekânın yanı sıra, bir coğrafyanın ve insanlarının yerelden evrensele uzanan portreleri de var.
“Altı ustaca polisiye öykü, bu sayfalarda can bulmuş insanların öfkesinden de bir şeyler taşıyan bir dille sunuluyor: Hem şiddetli hem denetim altına alınmış, hem gemlenmiş hem de hücum eden bir dille.” -The New York Times
İnsan Lekesi
Clinton’ın oval ofis skandalının ardından çalkalanan Amerika, kendi değerlerinin dahi sorgulandığı büyük bir çatışma atmosferinin etkisinde kalır. Küçük bir Amerikan üniversitesinde dekanlık görevini de yürüten Profesör Coleman, hiçbir ikinci anlam yüklemeden kullandığı bir kelime yüzünden töhmet altında kalır. Üzerine kara çalınmış biri olmanın yarattığı hayret, dizginlenemez bir öfkeye dönüşür. Çözülen Coleman, ardından şaşkınlık uyandıran sırlar bırakacağı yeni bir yaşamın kapısından girer.
Philip Roth’un birbirinden bağımsız romanlardan oluşan Amerika Üçlemesi, Pastoral Amerika ve Bir Komünistle Evlendim’in ardından gelen İnsan Lekesi ile tamamlanıyor. 20. yüzyılın ikinci dönemindeki Amerikan yaşamından farklı kesitler sunan Roth, bugünün dünyasını daha iyi kavramayı arzu edenlere bir yardım eli uzatıyor.
Kelimenin tam anlamı eski güzel günlerini arıyor.
“Roth’un aceleyle yazılmış hissi veren cümleleriyle, zekâ ve tutkuyla örülü romanı haksızlık eder derecede parlak bir roman.” -The Guardian
“Öfkeyle patlayan, fikirlerin uğuldadığı, göz kamaştırıcı dokunuşlarla dolu sıra dışı bir kitap.” -Sunday Telegraph
“Amerika Üçlemesi’nin en dengeli ve insancıl kitabı. Yazarın ele aldığı patlayıcı tema geniş kitlelerce tartışılacak.” -Publishers Weekly
Hayatını Değiştirmelisin – Rainer Maria Rilke ve Auguste Rodin’in Hikâyesi
1902’de Rainer Maria Rilke, ünlü heykeltıraş Auguste Rodin’le ilgili kısa bir kitap yazmak için Paris’e gitti. O zamanlar Rodin altmışlarında, saygı duyulan, tanınmış bir sanatçıydı, Rilke’yse yirmilerinde, tanınmamış bir şair.
Rilke de, Rodin de başarılı birer sanatçı olarak kurumlara, geleneklere, hatta bazen tarihe karşı çıkmak zorundaydı. En büyük yürek acılarını atlatmak için yaratma arzularını kullanmayı öğrenmeleri gerekiyordu. Hayat ve sanat dengesini kurmalıydılar. Tam da bu yüzden Rilke, Rodin’e şu soruyu sormuştu: “Nasıl yaşamalıyım?”
Bu kitap, Paris sokaklarında ustalığa giden yolu bulan iki sanatçının portresi. Aynı zamanda yaratıcılığın ve sanatçının konumunun hiç olmadığı kadar sorgulandığı bir çağın anlatısı. Ve en önemlisi de bir sanatçının ne pahasına olursa olsun eserini ortaya koyması gerektiğinin hikâyesi.
(Kapak foto: DadaKitap)
- Netflix Türkiye mayıs programı belli oldu - 23 Nisan 2022
- Halsey’den İstanbul konseri - 23 Nisan 2022
- Sepultura Türkiye’ye geliyor - 23 Nisan 2022
FACEBOOK YORUMLARI