Yevgeni Yevtuşenko

Film senaryosu yazımı, romancı, denemeci, dramacı, senarist, yayıncı, aktör, editör, yönetmen gibi sıfatların tamamına sahip olmak, onun entelektüel birikiminin derecesini anlatmaya yeter, sanırım.

 

18 Temmuz 1932’de Rusya’nın Zima’sında başlayıp, 1 Nisan 2017’de ABD’nin Oklahoma’sında kalp yetmezliğinden sona eren 85 yıllık ömrün sahibi Yevgeni Yevtuşenko, Moskova’da defnedilerek dünyadan ayrıldı ama bıraktığı eserlerle sonsuza dek yaşayacak. Stalin sonrası dönemin muhalif şairler kuşağının önde gelenlerinden Yevtuşenko, tam bir yetenek abidesiydi. Film senaryosu yazımı, romancı, denemeci, dramacı, senarist, yayıncı, aktör, editör, yönetmen gibi sıfatların tamamına sahip olmak, onun entelektüel birikiminin derecesini anlatmaya yeter, sanırım.

KONUŞMA

Cesur bir adamsın diyorlar bana.
                                            Değilim.
Cesaret nedir bilmedim şimdiye kadar,
Yakışıksız olacağını düşündüm yalnız
kendimi başkaları gibi alçaltmanın.
Hangi kurum yerinden oynadı, hani?
Şişirilmiş palavralara nasıl gülünür,
öyle gülüp geçtiler sözlerime.
Yalnız yazdım, kimseyi suçlamadan,
aklıma gelen ne varsa sıraladım,
övdüm övülmesi gerekenleri bir yandan,
bir yandan karaladım yeteneksiz yazarları
(nasıl olsa yapılacaktı bunlar bir gün).
Şimdi cesurum dememi istiyorlar.
Sonunda öcünü alırken bu kötülüklerin
hatırlayıp utanacak çocuklarımız bir zamanlar
cesaret sayıldığını doğruluk denen şeyin.

İki evliliğinden altı oğul sahibi olan şairimizin ilk kitabı, “Stantsiya Zima”dır. Otuz beş bin Ukraynalı Yahudi’nin Nazilerce katledilişine Rusların kayıtsız kalışına isyan ettiği “Babi Yar” şiiri, onun hem dürüstlüğünün göstergesi olmuş hem de dünya genelinde tanınmasına ve saygı duyulan bir şair olmasına vesile olmuştur.

Nazım Hikmet ile arkadaş olan ve ona ithafen “Nazım’ın Yüreği” adlı bir şiir de yazan Yevtuşenko’nun şu sözü kayıtlara geçmiştir; “Nazım iyi bir komünistti. Herkes onun gibi olsaydı, belki ben de komünist olurdum.

1985-1991 arasında Rusya’da uygulamaya sokulan glasnost (açıklık) ve perestroyka (yeniden yapılandırma) politikalarının ülkeyi getirdiği sonuç, 25 Aralık 1991’de Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov’un istifası ve SSCB’nin dağılması olmuştu. SSCB’yi oluşturan ülkeler bağımsızlıklarını ilan ederken, şairimiz bu kaotik ortamdan uzaklaşmayı arzulayarak, ABD’nin Oklahoma eyaletindeki Tulsa Üniversitesi’ne edebiyat dersleri vermeye gitmeyi tercih ediyordu.

Yazıya Yevtuşenko’nun güzel bir şiiriyle başlamıştım, yine güzel bir şiiriyle bitirmek istiyorum. Her iki şiir de, konunun duayeni Ülkü Tamer’in tertemiz çevirisiyle Türkçeleştirilmiştir.

 

GENÇLERE YALAN SÖYLEMEK YANLIŞTIR

Gençlere yalan söylemek yanlıştır.
Yalanların doğru olduğunu göstermek yanlıştır.
Tanrı’nın gökyüzünde oturduğunu, ve yeryüzünde
işlerin yolunda gittiğini söylemek yanlıştır.
Gençler anlar ne demek istediğinizi. Gençler halktır.
Güçlüklerin sayısız olduğunu söyleyin onlara,
yalnız gelecek günleri değil, bırakın da
yaşadıkları günleri de açıkça görsünler.
Engeller vardır deyin, kötülükler vardır.
Varsa var, ne yapalım? Mutlu olamazlar ki
değerini bilmeyenler mutluluğun.
Rastladığınız kusurları bağışlamayın,
tekrarlanırlar sonra, çoğalırlar,
ve ilerde çocuklarımız, öğrencilerimiz
bağışladık diye o kusurları, bizi bağışlamazlar.

Celal Elbir
Latest posts by Celal Elbir (see all)
Vinkmag ad

Read Previous

Yazar Kulin ve Behramoğlu’ndan Gülmen ve Özakça açıklaması: Ölüm gençlere yakışmaz

Read Next

Türk edebiyatının en iyi 100 eseri

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Lütfen gördüğünüz rakamları bitişik olarak yazınız! *