Yirmi İki Yıl Sonra Yeniden Raflarda: Son Tiryaki

Müfit Özdeş, Son Tiryaki’de yer alan öyküleri tatlandırırken baharat olarak sıklıkla özgürlüğü ve yasaklardan kaçışı kullanmış.

İlk defa 1996 yılında yayımlanan Son Tiryaki, geride bıraktığımız yılın kasım ayında Metis Yayınları etiketiyle yeniden raflarla buluştu. Eserin yeni baskısına sekiz tane de öykü eklenmiş.

Bilim kurgu türünde eserler üretmek

“Yalnız tek korkusu vardı: Ya kendisini ‘halka inen aydın’ olmaktan çıkarıp, ‘bilimkurgu yazarı’ diye ne idüğü belirsiz bir kategoriye yerleştiriverirlerse!” (syf. 138) Satır aralarını ziyaret etmeden evvel kitaptaki bu alıntıya yer vermek istedim. Bu sözler; halk arasında evsiz ve ayyaş diye nitelenen, Dünya’yı kurtarmak için başka bir gezegenden geldiğini iddia eden ve Nostura takma adıyla bilinen bir kişinin anlattıklarına ilgi duyan bir yazara ait. Nostura’nın anlattıklarıyla bir kurgu oluşturup kitap yazma fikrine kapılan yazarın büyük bir endişesi var; ‘bilim kurgu yazarı’ olarak tanınmak. Geride bıraktığımız yıllarda, ülkemizde de benzer kaygıları bilim kurgu türünde yazmaya heveslenen birçok kişi yaşamıştır. Ancak son yıllarda söz konusu türe ilgi artmaktadır. Nitekim Son Tiryaki’nin yeni baskısı, kitabı yıllardır sahaflarda arayan okurlar tarafından ilgiyle karşılandı.

Okuduğum kitapları rafa kaldırdığımda sık sık göz göze geliriz ve her biri de damağımda kalmış farklı bir tadı çağrıştırır. Son Tiryaki’yi okuyup kendisine ayırdığım yerine yerleştirdiğimde yüzümde bir tebessüm belirdi ve biliyorum ki, bundan sonra her bakışmamızda aynı ifadeyle karşılık vereceğim esere. Nedenini öğrenmek, öykülerin içeriği hakkında bilgi edinmek isterseniz şöyle buyurun; bir sonraki başlığa geçelim.

Periler, teleportörler, evrim, uzaylılar, cinler, Külkedisi, mizah, distopya…

Eserdeki yirmi üç öykü yer yer bilim kurgu ve fantazya arasındaki çizginin üzerinde geziniyor, hayal gücünün sınırlarını zorluyor. Öyküler birbirinden bağımsız ve bir öyküden diğerine geçerken nasıl bir dünyayla karşılaşacağınızı tahmin etmek hayli güç. Bir yanıyla büyük patlamayla buluşan bir öykü okurken, hemen sonra Külkedisi’yle karşılaşabiliyorsunuz. Biz Külkedisi’yle karşılaşmış olmanın yarattığı şaşkınlığı ve öykünün nereye bağlanacağını düşünürken, Külkedisi de elinde Kaptan Kirk’ün ışın tabancasını pek tabii taşıyor olabilir ve tüm bunlardan sonra da hâlen bilimkurgu sınırlarının içerisinde kalmayı başarabiliriz.

Son Tiryaki’yi okurken birbirinden fersah fersah uzak birçok ögenin harmanlandığı, başka başka öykülerle buluşuyorsunuz ancak öykülerin hemen hepsinde gülümsemenize neden olan ortak bir nokta var: Müfit Özdeş’in toplum yapısını işlerken kullandığı incelikli üslup ve tam da yerine oturan mizahi dokundurmalar. Bu noktada kitabın ruhunu çok iyi anlattığını düşündüğüm arka kapak yazısındaki bir ifadeye yer vermek istiyorum.

“Son Tiryaki’nin masal-bilimkurgu evreninde tanışacaklarınızdan bazıları. ‘Hardcore’ bilimkurgudan peri masalına, Aziz Nesin hikâyelerinin tadını andıran ve son derece Türkiye’ye özgü mizahi bilimkurgu öykülerinden karanlık bir anti-ütopyaya kadar değişik alt türlerde yirmi üç öykü.”

Özgürlük ve Kaçış

Müfit Özdeş, Son Tiryaki’de yer alan öyküleri tatlandırırken baharat olarak sıklıkla özgürlüğü ve yasaklardan kaçışı kullanmış. Söz konusu iki unsuru barındıran öykülerden biri de eserle aynı adı taşıyor. Son Tiryaki’de sigaranın tamamen yasaklanması için son adımlarını atan dünyamızdayız ve Selim adındaki bir tütün bağımlısının sigaranın özgürce içilebildiği başka bir gezegene göç etme kararıyla başlayan serüvenini okuyoruz. Sayfaları çevirip, öykünün son satırlarına geldiğimizde ise Selim’i kendi dünyasından gitmeye zorlayan gücün aslında tütün bağımlılığından çok daha farklı bir şey olduğunu görüyoruz: Özgürlüğe kaçış. Özgürlüğe kaçış teması, eserdeki birçok öykünün de ruhuna dokunuyor.

Gördüklerinize, duyduklarınıza inanın!

Bilim kurgu türünde üretilmiş eserleri okurken aslında geleceğe yönelik olası senaryolarla karşılaştığımızı düşünüyorum. Tam da bu nedenle, bilim kurgunun herkes tarafından okunması gereken bir tür olduğuna inanıyorum. Günlük yaşamdan kesitler sunan edebî eserler kadar sahiciler.

Günbegün gazetelerdeki haberleri takip edenlerin bile şaşırmaktan vazgeçemedikleri bir dönemde yaşıyoruz. Her yeni gün, acısıyla tatlısıyla bambaşka yaşanmışlıkları öğrenmemize neden oluyor. Son Tiryaki’deki öykülerin satır aralarına gizlenenler de şaşırtan ama “Neden olmasın?” diye de düşündüren ayrıntıları barındırıyor ve tam da o anda kara mizah filizleniyor.

Evinize geldiğinizde cumhurbaşkanını bulaşıklarınızı yıkarken görmeniz; bir padişahın “Benim ülkemde neden telgrafın tellerine kuşlar konmuyor?” sorusuyla kafayı bozması; belki de Dünya’yı kurtarmak niyetiyle gezegenimize gelmiş bir uzaylının ‘ayyaş’ diye anılması; farklı bir gezegenden yolculuğa çıkmış iki yolcunun hayatını kurtaracak nesnenin, evine gitmekte olan Hacı Emmi’nin elinde olması…

Okuduklarınız tuhaf mı geldi? Bugünün ve yarının haberlerine bir kez daha bakın. “Olmaz.” demeyin, çünkü olabilir. Zira “Olmaz.” dediklerimiz ansızın ya da peyderpey hayatımızın bir parçası olmadı mı? Bundan sonra da olacaktır.

  • Son Tiryaki
  • Yazar: Müfit Özdeş
  • Türü: Bilim kurgu
  • Baskı Yılı: 2018
  • Sayfa Sayısı: 224 Sayfa
  • Yayınevi: Metis Yayınevi
Özge Arıkal Gönül
Vinkmag ad

Read Previous

Uzun Bir Anlatının İlk Cümlesi: Pazartesi Sendromu

Read Next

Sakin ve Lirik

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Lütfen gördüğünüz rakamları bitişik olarak yazınız! *