İnsanın içinde ve dışında her yerde barışı, esenliği, dinginliği, sağlığı, huzuru egemen kılacak erdemli yolu arayanlar için başyapıt Lao Tzu’nun güldestesi.
Araştırmacılar son yıllarda insanın değişen çevresi ile yerinde sayan içdünyası arasındaki uçurumun büyüklüğü karşısında ne yapması gerektiğini araştırıyor. Psikoloji, psikiyatri uçurumun yarattığı sıkıntıları çözmeye çalışırken toplumbilimciler bireyi parçası olduğu toplumla birlikte sıçratma çabasında.
Felsefe, sanat, din, bilim düğümleri çözmeye uğraşırken insanın içindeki yıkıcılıktan, kanlı savaşlardan nasıl kurtulabiliriz sorusunu sormaya bile fırsat vermiyor yaşam. Hayat hızlandırıldıkça insanın aklı yüreği yetişemiyor, yoruluyor, işlevini yitiriyor.
Soruların yanıtı, sorunların çözümü internetteki arama motorlarında da bulunamıyor. Labirent gibi. İlerledikçe başka açmaz, çıkmaz ya da ayartıcı yerlerde buluyor insan kendini. İnsan zihninin bir yere bağlanma ve bir yere bağlanamama gibi bir özelliği var. Önemli bir konuda yapılan bir konuşmaya “içim daraldı” diyerek nokta koyan insan öldüren eğlence televizyon, internet, cep telefonuna yapışık yaşıyor.
Yolunu ve erdemini yitiren insanlığa dünyaya bir sesleniş Lao Tzu’nun Tao Te Ching adlı yapıtı. Bir bilene sormak isteyenler için kaynak olduğu kadar devlet adamlarına, işadamlarına, liderlere de öğütler var.
Önce nereden nereye geldiğimizi özetliyor bize Lao Tzu: “En eski zamanlarda halk bilmezdi iktidardakilerin varlığını. Sonraki çağda ise onları sevdiler ve övdüler. Sonra da onlardan korktular, sonra onlardan nefret ettiler. İktidardakilerin Yol’a inancı yetersiz olduğunda, halk onların inançlı olmasını ister. Eski iktidarlar ne kadar kararsızdı, sözleri üzerine kurduklarının önemini susarak gösterdiler. İşleri yapıldı, görevleri başarıldı, tüm insanlar da ‘Biz kendi benliğimize sahibiz’ diye haykırdı.”
Bu noktada atılan düğüm bireyi, yöneteni “ben her şeyi biliyorum” tuzağına düşürünce sıkıntılar, sorunlar başlıyor. Lao Tzu’ya göre, bilgeliğimizden vazgeçip zekâmızı bir kenara bırakabilseydik, halkın kazancı yüzlerce kez daha fazla olurdu. İyiliğimizden vazgeçip cömertliğimizi bir kenara bırakabilseydik, insanlar yeniden nazik evlatlar olurdu. Hünerimizden vazgeçip kazancı bir kenara bıraksaydık, ne hırsız kalırdı ne haydut. Yönetimde bu üç yöntem eski ve seçkin olsalar da başarısız sayıldı. O nedenle basit düşünüp doğru yolu izlemeli, bencilliği bırakıp ve arzularından vazgeçmeliyiz.
Dünyada ülkelerin en çok harcama yaptığı yıkıcı yok edici savaş araçlarına karşı çıkıyor Lao Tzu. Çünkü silahlar ne kadar güzel olsa da kötülüğün aracıdır, tüm canlıların düşmanıdır. Bu yüzden Yol’u takip edenlerin silahtan uzak olacağını ifade ediyor. Üstün kişi genelde solunu en onurlu parçası sayar ama savaş zamanında onurlu olan sağıdır. Bu keskin silahlar kötülüğün aracıdır, üstün kişinin değil. Üstün kişi onu ancak gerçekten gerektiğinde kullanır. Huzur ve sükunet ödülüdür onun, silahla gelen zaferi sevmez. Bunu sevmek katliamdan mutlu olmak anlamına gelir ve katliamdan mutlu olan kişi arzularına ulaşamaz. Coşkulu günlerde sol taraf üstündür, yas günlerinde ise sağ taraftır üstün olan. Ordunun ikinci komutanı solda durur, başkomutan ise sağda. Tıpkı cenazede olduğu gibi sıralanırlar. İnsanları öldüren büyük bir acıyla onlar için gözyaşı dökmeli, savaşta zafer kazanan da cenazedeki gibi yerini almalı.
Yıllarca imparatorluğun tarihçisi ve kütüphanecisi olan Lao Tzu öfke, kızgınlık, küsme, hırçınlık duygularına kapılmadan bilge kişinin ne yapması gerektiğini de anlatıyor. Ona göre bilge kişi (hükümdar) insanlara hükmetmek için sözleriyle onların altında kalır. Onlara öncülük etmek için arkada durur. Bu sayede onlara üstün gelse de insanlar onu yük olarak görmez. Onların önünde olsa da bu insanlara zarar vermez. Böylece tüm dünya onu yüceltir, bıkmadan usanmadan. Çünkü o kimseyle kavga etmez, bu yüzden kimse de onunla kavga etmek istemez.
İnsanın içinde ve dışında her yerde barışı, esenliği, dinginliği, sağlığı, huzuru egemen kılacak erdemli yolu arayanlar için başyapıt Lao Tzu’nun güldestesi. Güzelliği, kokusu erdemli yolu seçenleri selamlarken dikenleri uyarıyor zarar vermek isteyenleri.
|
- Yolunu ve erdemini yitiren insanlığa bir sesleniş - 11 Eylül 2017
FACEBOOK YORUMLARI