Zorbaların Elinde

 

Everest Yayınları’ndan çıkan Zorbaların Elinde romanı sonbahara girmeye çok az bir zaman kalmışken elinize alıp büyük bir heyecanla okuyabileceğiniz bir roman.

Karanlığı, karanlık atmosferi yaratış şekli o kadar kendine özgü ki; kuşağının ve sonraki kuşakların en büyük hikaye anlatıcısı kendisi. Yarattığı karakterlerin tekinsizliği, mekanların genişliği ve apansız gelişen olayların bütünlüğü şaşırtmanın da ötesine geçiyor çoğu zaman.

Ekran Resmi 2016-09-01 23.52.44

Kendisi Flannery O’Connor. Gotik edebiyatın baş yazarı. Güney Amerika gotik unsurlarının; inançlarının, rutininin, sıkılan insanlarının, karanlığın, baş edilemez bir tekinsizliğin, ifade bulmuş şekli. İyiliklerin cezasız kalmayacağı bir dünya onunkisi. Bu bile başlı başına çekici kılıyor yazdıklarını; yarattığı edebiyatı benzersiz bir hale getiriyor.

Flannery O’Connor’ın Zorbaların Elinde romanının ilk paragrafını okurken; yine eşsiz bir O’Connor hikayesini ellerimin arasında tuttuğumu hissediyorum.

“Francis Marion Tarwater mezar kazmayı bitiremeyecek kadar sarhoş olduğunda ve işi, testisine içki doldurmaya gelen, Buford Munson adındaki zenci bitirmek zorunda kaldığında, yani hala kahvaltı masasında oturmakta olan cesedi sürükleyip düzgün ve Hıristiyanlığa uygun bir biçimde gömdüğü, mezarın başına Kurtarıcı’nın işaretini çakıp köpeklerin eşelememesi için üzerini yeterince toprakla örttüğünde Trawater’ın dayısı öleli yalnızca yarım gün olmuştu.”

Karşımızda on dört yaşında ve yetim Francis Marion Tarwater var. Koyu bir inanç öğretisine maruz kalarak dayısı ihtiyar Tarwater tarafından yetiştirilmiş. Büyük dayı onu eğitmekle kalmamış, hayattaki diğer akrabası, kendisinin de yeğeni olan Rayber adındaki öğretmenin elinden de kurtarmıştır. Çünkü Rayber kendisi gibi despot, dini hurafelere inanan, kuralcı biri değildir. Yaşlı dayıya göre Tarwater’in kaderinde peygamber olmak vardır. İlk görevi dahi hazırdır. Öğretmenin oğlunu vaftiz etmek. Fakat yaşlı dayı ölür ve Tarwater kendini diğer tüm çocuklar gibi normal bir hayat sürmesini isteyen ve kafasına zorla sokulan dini öğretileri kurtulmasını isteyen öğretmeni Rayber’ın kapısında bulur.

Tabii ki yaşlı dayı ölünce işler hemen yolunda gitmeyecektir. Roman zaten buradan sonra ivme kazanarak ilerler. Tarwater için bir müddet sonra kafasının içinde dayısının söyledikleri bir yanda diğer yanda günlük hayatın normalliği ve hiçbir şeyin kendisine öğretildiği gibi olmayışı; yani Tarwater’ın gündelik hayatla uhrevi hayatın birbirini tutmayan haliyle savaşmaya başlamasıyla oluşan ikilemlerin arasında kalışı olayları en karanlık olan taraflara çekecektir.

Flannery O’Connor’ın insanın içindeki (bilinçaltındaki) o tekinsiz insanı ortaya çıkarış ve anlatış şekli yine eşsiz. Çok koyu Katolik inancıyla yetişmiş olan O’Connor’ın dini hurafeleri, inanç meselesini, insanın bu dünya ile öteki dünya arasında kalış ikilemlerini saptamasındaki ustalık okunmaya değer.

Buraya romanın son paragrafını da yazasım var fakat o kadar güzel bir paragraf ki; yazarsam romanın tümünü yazmaktan farkı kalmaz. O yüzden Everest Yayınları’ndan çıkan Zorbaların Elinde romanı sonbahara girmeye çok az bir zaman kalmışken elinize alıp büyük bir heyecanla okuyabileceğiniz bir roman.

  • Zorbaların Elinde
  • Yazar: Flannery O’Connor
  • Çeviri: Püren Özgören
  • Türü: Roman
  • Baskı Yılı: Ağustos 2016
  • Sayfa Sayısı: 206 Sayfa
  • Yayınevi: Everest Yayınları




Aynur Kulak
Vinkmag ad

Read Previous

İnşaat Ya Resulullah

Read Next

Erdal Öz Edebiyat Ödülü sahibini buluyor

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Lütfen gördüğünüz rakamları bitişik olarak yazınız! *