Gazze’nin Dipnotları

Untitled design – 1

İthaki Yayınları tarafından Türkçeye çevrilen Gazze’nin Dipnotları‘nda sıkça gördüğümüz, Sacco’ya görüşmelerinde yardım eden Filistin özgürlük savaşçısı Halit (Khaled)’in sözleriyle bitirelim: “Mesele zafer kazanmak değil, mesele sonuna kadar direnmek.”

Joe Sacco, Maltalı bir çizgi roman gazetecisidir (comics journalist). Aslında bu tanımlama, Joe Sacco’nun bizzat kendi yarattığı bir tanım denebilir. Keza kendisi, gazetecilik tutkusunu klasik şekliyle sıkıcı bulduğu için bir diğer tutkusu olan çizgi romanla birleştiren bir yazardır. Sacco’nun asıl tanınırlığı ise savaş çizgi roman gazeteciliği yaptığı, kendisine çizgi roman alanında en prestijli ödüllerden biri olan Eisner Ödülü’nü kazandırmış eserleri sayesinde olmuştur. Yazarın, ki eserlerinin çizerliğini de kendisi yapmaktadır, en ünlü eserleri Bosna savaşıyla ilgili yazdığı Güvenli Bölge Gorazde (Safe Area Gorazde) ve The Fixer kitapları ile Filistin’e dair yazdığı Filistin (Palestina) ve Gazze’nin Dipnotları (Footnotes in Gazze) kitaplarıdır. Bu yazıda, İthaki Yayınları tarafından Türkçeye çevrilen Gazze’nin Dipnotları kitabını inceleyeceğiz.

Başlarken, kitap Filistin kitabının aksine daha özel olaylara odaklanan iki ana bölüme ayrılmaktadır. Bu bölümlerden biri, 1956 Kasım’ında İsrail’in Han Yunus’ta yaptığı katliam, diğeri ise aynı yıllarda Refahta yapılan bir başka katliamdır. Yazar, yaptığı saha araştırmalarında aslında tesadüfen denk geldiği ve ne BM raporlarında ne de farklı kaynaklarda pek bilgi edinemediği bu olayların peşine düşer; doğrudan bölgeye gidip, dönemi yaşayanlarla röportajlar yaparak — elbette tarihi belgelerdeki sınırlı veriyi de kullanarak — bu çizgi romanı hazırlamaktadır.

Çizimlerden de biraz bahsetmek gerek, keza çizgi romanlarda pek çok okur için en önemli konu budur. Fakat bu kitapta anlatılan konuların ağırlığı gereği, çizimler tabiri caizse rol çalmayacak şekilde kullanılmıştır. Renksiz olan eserde çizimler yerinde ve basit kullanılmıştır. Okuyucunun asıl odağını yazılanlara vermesi sağlanmıştır. Elbette, çizimlerin bu tarz bir kurgusal olmayan eser için en faydalı kısmı, dönemin Gazze’sini ve diğer mekanları bize aktarabiliyor oluşudur. Sacco, özellikle şehir ve harita çizimleriyle Gazze coğrafyasını, mülteci kamplarını ve şehir alanlarını, buraları hayal etmekte hayli zorlanacak batılı okurlara ihtişamlı ve basitçe aktarabilmiştir. Şehir çizimleri için dönemin fotoğraflarını ve Gazzelilerin anlatılarını kendince yorumlayarak harmanladığından önsözde bahsetmektedir. 1956 yılındaki Gazze ve kitabın yazıldığı tarih olan 2000’lerdeki hali arasındaki kentsel farkı da ara ara çarpıcı şekilde göstermekten geri durmamıştır.

İlk bölüm olan Han Yunus katliamı kısmı, 1956 yılında Birleşmiş Milletler rakamlarına göre 275, Filistinlilerin tanıklık ve kaynaklarına göre çok daha fazla kişinin öldürüldüğü, ölenlerin çoğunun genç erkekler olduğu bir katliamı anlatmaktadır. Kitap, yazarın orada geçirdiği kişisel tecrübeler üzerinden anlatılmaktadır. Yaptığı röportajlar ve araştırmalar, Han Yunus’ta yaşadıkları ya da tanıştığı (içlerinde İsrail tarafından aranan Filistinli savaşçıların da olduğu) kişilerle yaptığı sohbetleri içeren bir anı anlatısı şeklinde ilerlemektedir.

Bu kısmın yazımında, dönemin İsrail Genelkurmay Başkanı’nın baş katipliğini yapan, şimdilerde bir tarihçi olan Mordechai Bar-on, olayların İsrail yönünü anlatmaktadır. Dönemin Filistin Fedai askerlerinden biri başta olmak üzere, yaşı yeten katliamdan sağ çıkmış pek çok Filistinli de olayların iç yüzüne tanıklıklarıyla ışık tutmaktadır. Benim en çok dikkatimi çeken durumlardan biri ise tanıkların ya kadın ya da o dönem çocuk ya da olaylarda vurulmuş ama hayatta kalmayı başarmış erkekler olmalarıdır. O dönem, genç denebilecek hiçbir erkeğe İsrail tarafından yaşam hakkı tanınmamış; ya mermilerin arasından kaçmayı başarmışlar ya da arkadaşlarının, akrabalarının cesetleri arasında öldü sanılıp bırakılmışlardır. Okurken, bir kez daha Filistin’de dünden bugüne süren Siyonist saldırganlığın nasıl hız kesmediği anlaşılmaktadır.

Refah kısmı, yazarın Refah’ta mülteci kampında kalacak bir yer bulmasıyla başlamaktadır. Refah’ın mülteci kampının o yıllarda (2002-2003) İsrail saldırılarıyla nasıl korkunç bir halde olduğunu ama Filistinli çocuklar gözünde bunun nasıl normalleştiğini görmek hayli şaşırtıcıdır. İsrail, sözde sebeplerle evleri yıkıyor, her gün onlarca kişi sokaklarda yaşamaya mecbur bırakılıyor ve hayat böylece akıp gitmektedir. Bu kısımda araştırma yapmak, 1956 yılında yaşanan Refah katliamının izini sürmek somut koşullardan dolayı hayli zor olmuştur. Refahlıların bugün için kaygılanmaktan geçmişi düşünmeye vakitleri olmadığı çok açıktır. Fakat yazar, bir yandan mermilerin arasında yaşarken, bir yandan da dönemin onlarca tanığını bulup onların hatıralarını birbiriyle karşılaştırarak doğruları inşa etmeye çalışmaktadır. 1956’da Refah’ta Filistin askerlerini arayan İsrail askerleri, 20-60 yaş arası yüzlerce Filistinli erkeği öldürmüş, birçoğunu da hapishanelere yollamıştır. Gerideyse “maltamah” yapan kadınlar ve olanları unutamayan çocuklar kalmıştır. Ölmeyen ve hapishaneye gitmekten kurtulan erkekler ise hemen hepsi yaralı ve dövülmüş olarak evlerine dönebilmişlerdir.

Kitabın sonuna gelindiğinde, bizi Mordechai Bar-on ile yapılan röportajın detaylı hali ve diğer belgelere ilişkin detaylar karşılamaktadır. Sonuçta, Sacco’nun araştırmak için yola düştüğü iki katliam, hem tarih için hem de bizler için biraz olsun aydınlanmış olmaktadır. Fakat maalesef Gazze’nin kaderi hala karanlık. Kitabın yayınlandığı 2009 yılından bu yana onlarca katliam, işgal, saldırı sürmeye devam etmektedir. Filistinlilerin direnişi ise tüm bu olumsuzluklara rağmen hepimize umut vermeye devam etmekte ve edecektir. Kitapta sıkça gördüğümüz, Sacco’ya görüşmelerinde yardım eden Filistin özgürlük savaşçısı Halit (Khaled)’in sözleriyle bitirelim: “Mesele zafer kazanmak değil, mesele sonuna kadar direnmek.”

  • Gazze’nin Dipnotları
  • Yazar: Joe Sacco
  • Kategori : Çizgi Roman
  • Sayfa Sayısı: 424
  • Yayınevi : İthaki Yayınları, Ekim 2024
Eren Çağlar Başbağ
Latest posts by Eren Çağlar Başbağ (see all)
Vinkmag ad

Read Previous

İktidarın “zamanına” karşı bir alternatif: Tournier’nin Cuma’sı

Read Next

Özgürlüğe Kesik Bir Avuç Ses; Nevzat Çelik

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Lütfen gördüğünüz rakamları bitişik olarak yazınız! *