
Murat S. Dural aylık olarak yaptığı okumaları Kitap Eki takipçileri için değerlendirmeye devam ediyor.
Merhabalar,
Bu ay da okuduğum kitaplar konusunda “Eleştiri” değil ancak şahsi değerlendirmelerim sayılabilecek yorumlarımla bir kez daha karşınızdayım. Geçen ay ki yazımda da bahsettiğim gibi roman ve biyografi çalışmalarım, bunun yanında İstanbul Üniversitesi Bilimkurgu ve Fantazya Kulübü’müz ve özellikle Fantazya ve Bilimkurgu Sanatları Derneği (FABİSAD)’miz kapsamındaki çalışmalarım yoğunlaşarak devam ediyor. Kitap okuma performansımın yılın sonuna yaklaşırken azalarak devam ettiğini üzülerek belirtmeliyim. Sanırım iyi bir tatile ihtiyacım var.
Sözü uzatmadan, sizi daha fazla sıkmadan geçen ay neler okuduğuma geçsem daha iyi olur sanırım;
Uğursuz Bir Şey Geliyor Bu Yana – Ray Bradbury
“Uğursuz Bir Şey Geliyor Bu Yana” çok merak ettiğim bir kitaptı. Açık konuşmak gerekirse ismi gotik, tekinsiz edebiyat ile ilgilenenler için müthiş şeyler vaat ediyor… Bir Ray Bradbury eseri olması ayrıca önemli. Ama içine girince hiç tahmin etmediğim derecede zor bir okuma yaptığımı belirtmeliyim. Bradbury’nin “Cadılar Bayramı” kitabını çok beğenmiştim, ama “Uğursuz Bir Şey Geliyor Bu Yana” isminin ve Hamdi Akçay imzalı muhteşem kapağının altında eziliyor sanki. İthaki Yayınları’nın yabancı eserler yayın ekibinin Karanlık Kitaplık Serisi’ni çıkarmaya başlaması bence bir milat. İster istemez her kitapta beklenti artıyor. İlk 150 sayfa küçük bir kasabada yaşayan iki çocuğun zihnine girmeye çalışmak, atıfları anlamaya çabalamak, yoğun bir ormanda yol bulmaya girişmek gibiydi. Faulkner’den bekleyeceğimiz zihin akışı, yerel kafa karışıklıkları ile dolu. Peki 150’den sonra ne oluyor? Metin açılıyor, mekan, karakter, zaman açıklığa kavuşuyor, kahraman ve anti-kahramanlar saflarını belli ediyor, çatışma, varlık-yokluk düşüncesi derinleşiyor. Ancak final de dahil bence eserin katarsisi, yani zirve yapan finali gözümüzde küçülüyor. Bilemiyorum, kitabı okuyan bir kaç arkadaşımla daha konuştum. Onlar da çok zorlandıklarını söylediler. Ray Bradbury eseri olması, İthaki Yabancı Edebiyat ekibinin harika çalışması, emeği için alınabilecek bir kitap ama okurken her şeyin güllük gülistanlık olmayacağını bilerek bu mücadeleye girişin.
Yürek Burgusu – Henry James
İthaki’den yeni çıkmaya başlayan “Karanlık Kitaplık” serisinden bir başka kitap, ne mutlu ki İthaki gibi değerli bir yayınevinden bu derece güzel “yabancı” eserler çıkarken “yerli” eser sayısı giderek azalıyor, yerli fantastik, bilimkurgu, korku edebiyatı artık yok denecek kadar az. Henry James’in “Yürek Burgusu”nu gördüğümde önce şaşırdım ve ardından hemen raftan çekip aldım. Diline bu derece hakim, cümlelerindeki ahenk bu derece çarpıcı bir yazarın gotik bir romanını okumak gerçekten son derece besleyiciydi. Fantastik ve edebiyat üzerine yazılmış en iyi ve derin kuram kitaplarından (hala anlayamadığım çok yeri olmasına rağmen) biri Todorov’un “Fantastik” isimli eseridir. “Yürek Burgusu” eserinin dilimize kazandırılmasında büyük emeği olan sevgili Alican Saygı Ortanca işte Todorov’un bu eserinin neredeyse tamamen Henry James’in kitabı üzerine kurulduğunu, kitabın devir değiştiren bir yapısı olduğunu söylemişti. Kurgusu, akışkanlığı, iki cümlede bir insanı soktuğu gerilim gerçekten deneyimlenmesi gereken bir şey. Tabi bu arada Alican başta olmak üzere Emre Aygün’ün düzeltisini, Egemen Özkan’ın çevirisini, Melis Oflas’ın redaksiyonunu ve Hamdi Akçay’ın müthiş kapak tasarımını da unutmamak, tebrik etmek lazım.
Kör Baykuş – Sâdık Hidayet
Sevgili dost, yazar Göktuğ Canbaba’nın önerisi ile başladığım, karanlığına hayran kaldığım bir eser oldu “Kör Baykuş”. Eğer almaya niyet ederseniz özellikle “Özel – çizimli – Baskı”sını sorun. Muhtemelen bulamayacaksınız. Ama inanın kitap Sâdık Hidayet’in inanılmaz, depresif hayat hikayesi ile öylesine örtüşüyor ki ister istemez etrafınız kararıyor. İranlı yazarı ya da eserini nasıl tanımlayabileceğimi bilemiyorum. Her cümlesi yaşanan ve içselleştirilmiş karanlığı solutuyor okura. Kısa bir kitap diyebilirsiniz ama öyle değil durum, ezildiğinizi, karakterin sıkıntılarını, gerçek mi paranoya mı olduğunu anlayamadığınız durumları beraber yükleniyorsunuz. “Kör Baykuş” kör edici derecede başarılı, atmosferini solutan bir eser. Bir ara gözlerinizin karardığını, bir görme engelli gibi etrafınızı ellerinizle dokunarak anlamaya çalıştığınızı hissettiriyor. Zor ama zor olduğu kadar güzel. Peki ya Yapı Kredi Yayınları? Yerli edebiyatta fantazya türlerini “yok” saydığını “dosya kabul manfestosu”na yazan ama yurtdışı fantazyaya bayılan Yapı Kredi Yayınları’nı yabancı edebiyata ve yabancı yazarlara verdiği destekten dolayı kutlarım.
Mezarlık Kitabı – Neil Gaiman
Bir Neil Gaiman romanı çizgi romana bu kadar iyi uyarlanabilir. Üstelik henüz sadece birinci cilt yayımlanmış durumda. Biter bitmez editörünü, çevirmenini aradım; ikinci cilt için güzel haberler geliyor. Başta P. Craig Russell’ın emeği, çizimleri ve diğer çizerlerle müthiş özgün bir çalışma olmuş. İthaki Yayınları’ndan Tuğçe Nida Sevin’in yayına hazırladığı, Alican Saygı Ortanca’nın çevirdiği, düzeltilerini Ömer Ezer’in, kapağını Şükrü Karakoç’un yaptığı kitap çizgi roman severler için evdeki kütüphanelerin en güzel rafında yerini almalı. Diyalogları çok başarılı, kurguladığı dünya bir mezarlık üzerinden süper eşleştirilmiş, çok iyi. İlk defa böylesi bir fikir, kurgu ile karşılaşıyorum. Fazlasıyla hoşlandım.
Sandman 5. Cilt – Sen Oyunu – Neil Gaiman
“Sandman 5. Cilt – “Sen Oyunu” Neil Gaiman’ın efsanevi Sandman Serisi’nin 5. kitabı. Bence önceki fasiküllerin gerisinde kalıyor. Ama o bir “Sandman” cildi ve heyecanla beklenmeyi, elinize aldığınızda hemen okunmayı fazlasıyla hak ediyor. İthaki Yayınları’ndan çıkan kitabı çok daha değerli kılan ise bence açık ara en iyi yabancı fantastik sanatlarda dilimize müthiş eserler kazandıran çevirmen Elif Ersavcı, yayın sorumlusu ve dizi editörü Alican Saygı Ortanca, Emre Aygün ve Ömer Ezer. Böylesi bir ekibin edebiyatımıza kazandırılan yabancı eserlerdeki yeri her zaman beş yıldızla ifadelendirilebilir. Çizgi romana gelecek olursak; fazlasıyla “Oz Büyücüsü” ve “Alice Harikalar Diyarı’nda” izlencesi var. Karakterler önceki fasiküllere göre üç değil, sanki silik birer iki boyutlu. Derinlik yok. Ama bunun yanında her zamanki gibi şaşırtıcı Gaiman hayal gücü işi başında. Onun tekinsiz, sürprizlerle dolu cümlelerini takip etmeyi seviyorum. Sonuç olarak, dediğim gibi diğer ciltlere göre düşük bir seviyede olabilir ama Sandman seviyorsanız tabii ki kaçırmamanız gereken bir kitap daha.
Sayıklamalarıma son verirken “Hayal gücü özgürleştirir” demek istiyorum. Okumak ve yazmak, üretmek ve çoğaltıp dağıtmak bizleri yarınlar için daha da güçlü kılacak.
Sevgilerimle,
https://twitter.com/MuratDural
https://www.facebook.com/murat.dural.33
https://www.instagram.com/muratsdural/
https://www.goodreads.com/author/show/16048476.Murat_S_Dural
https://www.linkedin.com/in/murat-s-dural-b7718530/
- Murat S. Dural Kasım 2018 Okumaları - 11 Aralık 2018
- Murat S. Dural Ekim 2018 Okumaları - 5 Kasım 2018
- Murat S. Dural Ağustos – Eylül 2018 Okumaları - 5 Ekim 2018
FACEBOOK YORUMLARI