Bu yıl altıncı kez gerçekleştirilen Gio Ödülleri’nin öykü kategorisinde ödüle layık görülen eser DEX’ten yayınlanan Yurdagül Şahin imzalı Av kitabı oldu.
Her yıl Türkiye’nin Fantastik, Bilim-Kurgu ve Korku üreticilerinin bir araya geldiği, türün ülkemizdeki gelişimini, sanatçıların korunmasını ve bilinirliklerinin yükselmesini, okur ve takipçi kitlesinin artırılmasını, daha nitelikli eserlerin ortaya çıkmasını ve hayal gücünün öneminin anlatılmasını amaçlayan bir Fantazya ve Bilimkurgu Sanatları Derneği (FABİSAD) tarafından gerçekleştirilen Gio Ödülleri 12 Aralık akşamı sahiplerini buldu.
Bu yıl altıncı kez gerçekleştirilen Gio Ödülleri’nin öykü kategorisinde ödüle layık görülen eser DEX’ten yayınlanan Yurdagül Şahin imzalı Av kitabı oldu. Şahin’in günlük hayatımızın içinden yola çıkıp doğaüstünün tekinsiz dehlizlerine dalan hikayeleri üzerine konuştuk.
-
İlk kitabınız Av ile FABİSAD’ın (Fantazya ve Bilimkurgu Sanatları Derneği) Gio Öykü Kitabı Ödülü’nü aldınız. Öncelikle buradan başlamak isterim. İlk kitapla böyle bir ödül almak nasıl hissettirdi, nelere yol açacak sizce?
Fantazya ve Bilimkurgu Sanatları Derneği’nin (FABİSAD) Giovanni Scognamillo anısına düzenlediği GİO ödülleri yarışması öykü kitabı dalında, ilk öykü kitabım Av’la en iyi öykü kitabı ödülü almaktan büyük bir mutluluk ve onur duydum. Çıta çok yükseldi tabi, önemli olan bunu devam ettirmek ve hep yukarılarda tutmak, bu anlamda ödülün itici bir güç olduğunu, olumlu bir baskı yarattığını, daha çok çalışma, daha iyi üretme sorumluluğu ve cesareti verdiğini söyleyebilirim.
-
Av aslında birbirine benzemez öykülerden oluşuyor, bilimkurgu da psikolojik gerilim de fantastik kurgu da var. Yerli edebiyatta çok da yönelinen bir tür değildir, nasıl yazmaya başladınız bu türlerde? Bu türleri okumayı sever misiniz örneğin?
Ben kendimi önce çok iyi bir okur sonra yazar olarak tanımlıyorum. Yazmaktan yorulduğumda okuyarak, okumaktan yorulduğumda yazarak dinlenirim. Bazen hangisi daha öncelikli karıştırıyorum. Edebiyatın her türünü okumayı ve yazmayı seviyorum. Örneğin, kral kelebeklerinin göç yolculuğunu anlattığım Yönbulucu isminde 2017 yılında yayımlanmış bir çocuk romanım da var.
Av öykü kitabım nasıl ortaya çıktı kısaca bahsedeyim. 2016 GİO ödülleri yarışmasında, yayımlanmamış öykü dalında öyküm finale kaldı, Başarı Ödülü aldım. Yaratmak için cesaret gerekiyorsa sanatın fantastik, bilimkurgu ve korku türlerinde yaratmak için biraz daha fazla cesaret gerekiyor bana göre. Bu anlamda ödül almak, onaylanmak iyi geldi. Ama onaylanmanın ötesinde ödül gecesinde yaşadığım atmosfer çok güzeldi, tanıştığım insanlar, dünyayı algılayışları, hayata bakış açıları çok farklıydı, o gece bir farkındalık gecesi oldu benim için, aidiyet hissettim. O güne kadar bu türlerin yazarı olarak görmüyordum kendimi.
Törenin ertesi günü yazdıklarımı kontrol ettim. Fantastik, bilimkurgu, korku, gerilim türleri kapsamına giren öykülerimi toparladım, üzerinde çalıştım. 2009-2016 yılları arasında yazdığım öykülerden oluşturduğum Av dosyamı yayınevlerine gönderdim. Buradan Av’ı okurlarıyla buluşturan değerli editörüm Senem Kale’ye, DEX Kitap’a, değerli jüri üyelerine ve Fantazya Bilimkurgu Sanatları Derneği’ne tekrar teşekkür ederim.
-
Öykülerinizde sizi en zorlayanı hangisiydi? Peki ya en kolay yazılanı, alıp başını gideni?
Aslında yaratma sürecimi anlatmam biraz zor. Kitaba ismini veren “Av” öyküsü ilk paragraftan başlayarak akmış, kendini yazdırmış, tamamlanıncaya kadar da başka hiç bir şey yapmama, uyumama dahi izin vermemiş bir öyküdür. “Asansör”, “Sıra Dışı Bir Toplantı” ya da “Yeni Bir Tür” öyküleri ise baştan sona olay örgüsünü kurguladığım, sonunu belirleyip o sona doğru paragraf paragraf ilerleyerek tamamladığım öykülerdendir.
“Çizgiler ve Aşk” öyküsü ise tam tersi, aldatılanın aldatanı silip yok etmesinden yola çıkarak sondan başa doğru yazdığım bir öyküdür. Kısacası yazdığım her hikâyenin bir de yazılış öyküsü var. Genel olarak ilham gelmesini beklemeden her gün düzenli olarak yazmaya çalışırım. Yazmak bir öğrenme süreci benim için aynı zamanda, yazdığım konuya göre inceleme yapar, araştırım. Aşkın aldatmanın iki boyutlu dünyada düellosu “Çizgiler ve Aşk” öyküsünde “Gerçeği …… kadar iyi yansıtan” cümlesi içinde kullanacağım ressam ismi için gerçekçilik akımı ressamlarını tarayıp hayatlarını, eserlerini inceleyip öykümün dokusuna genel atmosferine uygun olarak Gustave Courbet’i seçtim örneğin. Ayrıntıları öğrenip detayları düşündükçe kurguladığım öykü atmosferi gerçeğe dönüşmeye, yarattığım karakterler yaşamaya başlar. Yaratma sürecim genel olarak böyle olunca da araştırma sürem yazma süremi hep aşar.
-
Biliyorum ki, bambaşka bir kariyeri sonlandırıp yazmaya başladınız? Neden?
Yazar kimliğimi bir kenara bırakırsak mühendisim, ODTÜ Kimya Mühendisliği bölümünü bitirdim. Uzun süre mühendis olarak çalıştım. Yazmaya ODTÜ’de öğrencilik yıllarımda başladım. İlerleyen yıllarda kimseyle paylaşmayı düşünmeden yazmaya devam ettim. Yazma tutkum gittikçe daha alevlendi ve hayatımın çok büyük bir bölümünü kaplamaya başladı. Baktım yazmadan duramıyorum beni kısıtlayan her şeyi sonlandırıp kendimi yazmaya adadım.
-
Şimdi ceplerinizde neler var, sizden nasıl kitaplar gelecek?
Çocukları ve çocuk edebiyatını çok önemsiyorum, çocuklar için yazmaya devam edeceğim ve yazma serüvenimde edebiyatın fantastik, bilimkurgu, korku-gerilim türleri hep olacak. Daha öncede söylediğim gibi yazmayı seviyorum ve yazının her türünü deniyorum. Okurlarımı şaşırtacak sürprizler de yapabilirim.
|
- Netflix Türkiye mayıs programı belli oldu - 23 Nisan 2022
- Halsey’den İstanbul konseri - 23 Nisan 2022
- Sepultura Türkiye’ye geliyor - 23 Nisan 2022
FACEBOOK YORUMLARI