Murat S. Dural’dan 11 Kitapla Eylül Okumaları, 11 İnceleme…

Değerli dostlar, sonbaharın gelişi ile birlikte cam kenarlarında kahve yudumlayıp nice kitabın hışırdayan sayfalarında dolaşma vakti geldi. Hepinize şimdiden güzel bir mevsim, tadı damağınızda kalacak çay ve kahveler, kitaplar diliyorum.

Geçtiğimiz ay okuma imkanı bulabildiğim kitaplardan konuşmaya başlayalım mı, ne dersiniz?

1.Kaçan Ayna – Giovanni Papini

İlk kitap “Kaçan Ayna”… Giovanni Papini’nin Kırmızı Kedi Yayınları’nda yeniden çevrilip çıkan harika “Babil Kitaplığı Serisi”nde yer alıyor. Her kitabını, öyküsünü okudukça daha da sevdiğim son dönemde kazandığım en büyük yazar Papini kuşkusuz. Poe gibi karanlık üstadı, Nietzsche kadar iyi dekadan filozof… Okurken içimden “inanamıyorum bunu nasıl böyle açıklamış, bu nasıl tarif, yazım/düşünce gücü!” demeden duramadım. Üzücü olan okumadığım tek kitabı “Gog” kaldı. En sevdiğim ve bence Papini’nin manifestosu “Bitik Adam”dan önce ilk okuyacaklar için “Kaçan Ayna”yı muhakkak öneririm. Sonra “Bitik Adam” ve ardından “Düşsel Konçerto Cilt 1.

2. Düşsel Konçerto Cilt 2 – Giovanni Papini

Papini’ye MonoKL Yayınları’ndan çıkan harika eserlerden bir diğeri, “Düşsel Konçerto –Cilt 2” ile devam edebiliriz. Papini saf bir deha. İnsan ve ürettiği, yaptığı her şey ile derdi olan bir karşıt. Yukarıda da söylediğim gibi “Bitik Adam” ve öykülerinden oluşan “Düşsel Konçerto – Cilt 1” benim için değişilmez, dönüp dönüp bakacağım kitaplar. Yazın ve düşünsel çizgisinin Poe ve Nietzsche ile benzetilmesi kesinlikle yanlış değil. “Düşsel Konçerto – Cilt 2” ise bence bu iki kitabın ve “Kaçan Ayna”nın ardında kalıyor. Bunun nedeni bana içerik olarak daha fazla yorucu, felsefi anlatılara yönelmiş olması gibi gelmesi. Papini okumak kaçırılmayacak bir fırsat. Sırada romanı “Gog” var. Hemen okumaya niyetleydim ama “Cilt 2” beni köklerime kadar sarstı. Ara vereceğim. Dediğim gibi bu okuma çok yorucu. Ama zaten Papini okuyacaksanız zihninizi serbest bırakmalısınız. Nietzsche’nin dediği gibi ancak o zaman uçurumların keyfine varacaksınız.

3. Kasap: Kafesteki Kuş – Selçuk Ören

İlk çizgi roman Selçuk Ören’in yazıp çizdiği, Uğur Ünsoy ve Ethem Onur’un çizgileri ile destek verdiği “Kasap” serisinin ikinci kitabı “Kasap: Kafesteki Kuş”. Yine başından sonuna bir kurgu ve çizgi sanatı harikası. “Şehzade Yangını” ve şimdi “Kasap” serisi ile hayal dünyamızı genişleten Selçuk Ören yeniden karşımızda. Söyleyecek fazla söz bulamıyorum. Çok güzel. Sırtlan Yayınları’nı özellikle yerli yazar / çizerlere verdiği destek için tekrardan tebrik ederim. “Kasap” serisinin ikinci kitabı özelinde bir şeyler söylemem gerekirse; aksiyonu bol, akışkan, nefis çizimlerle dolu diyebilirim. Tek bir kötü tarafı var. Elime aldım ve tek oturuşta bitirdim. Kopmak mümkün değil. Her Selçuk Ören eserinde olduğu, söylediğim gibi; “BU KİTAP KISA!” Çizer dostlarımızın yazar ve çizerken nasıl büyük efor harcadıklarını biliyorum. Kolay değil. Her seferinde o lezzet bitmesin istiyorum. Müptelası olacağınıza eminim.

4. Karabala: Parçalanmış Yurtlar ve Delicesine Takip – Hikmet Yamansavaşçılar

Hikmet Yamansavaşçılar “Karabala”sı ile silah kuşanıyor, macera tüm hızıyla devam ediyor. Serinin ikinci kitabı “Karabala: Parçalanmış Yurtlar ve Delicesine Takip” yine Gezegen Yayınları vasıtasıyla raflarda yerini almış. Bilmiyorum farkında mısınız ama son bir iki yıldır hem dergi (Yabani Dergi gibi) hem de çizerlerin kişisel eserleriyle dolu, özgün yaratımların üst düzeye ulaştığı, kaliteli bir dönem yaşıyoruz. Gidişat çok daha yerlere varacaklarını gösteriyor. Umuyorum ve diliyorum hayal gücü ülkemiz için gelecekte daha da önemli bir yere varacak. “Karabala” ve sevgili Hikmet Yamansavaşçılar’a gelirsek: efsane büyüyor ve şekilleniyor. Bu sefer Karabala’yı Karabala yapan geçmişe gidiyor ve bugün ile bağlantılar kuruyoruz. Emek, üretkenlik ile bezenmiş kitabı elimden düşürmeden bir oturuşta bitirdim. Gayet iyi. Daha yerel maceralar arayanlara duyurulur. Üçüncü kitabı sabırsızlıkla bekliyorum.

5. Hilal: 2. Kitap – Kenan Yarar

Ve bir efsanenin yeniden canlanışı. Marmara Çizgi’den çıkan, Kenan Yarar’ın harikası bizim karşılıksız aşkımız “Hilal: 2. Kitap” raflarda. Şimdi size kalkıp Kenan Yarar’ı ya da aşkların en güzeli Hilal’i mi öveceğim? Başaramayacağımı bile bile üstelik. İlk kitap çok iyiydi. Ancak ikinci kitabı okuduğunuzda bu sefer mükemmele yaklaştığını görüyorsunuz. Dolu dolu aksiyon, bitmeyen “sonraki sayfaya geçmeliyim hemen” merakı, şiddet, kan, kahkaha gırla. Kesinlikle kaçırılmaması gereken bir çizgi roman. Hilal ve Lucifer (Şeytan)’in müthiş maceraları. Baş yapıt. Bir de olayın diğer tarafı var. Kenan Yarar ile tanıştığım, uzun sohbetlerin içinde olduğum için söylüyorum; dünyanın en tatlı, naif, samimi insanlarından. Fakat önüne kağıt kalem gelince bilinen evrenin en fettan, hırçın zekalarından biri kesiliyor. “Hilal”i okurken durduk yere kahkahalar attım ve hem Kenan Üstat hem de Hilal’e bir kez daha hayran oldum. “Hilal”in yeni basılmış 1. ve 2. kitaplarını okumayanlar çok şey kaçırır.

6. Yakan Sır – Stefan Zweig

Kırmızı Kedi Yayınları’ndan, Stefan Zweig’in usta kaleminden bir başka harika, “Yakan Sır”. Bir Stefan Zweig eseri okuyup yorum yapmak kadar zor bir şey var mı? Belki bir Sabahattin Ali ya da Hermann Hesse kitabı yorumlamak. Bunu pek çok yazar ve eser ile örneklendirebiliriz. “Yakan Sır” küçük bir çocuğun büyüme sancılarını anlatıyor çok güzel bir şekilde aktarıyor. Zaten kısa bir kitap olduğu için daha fazla ayrıntıya girmeyeceğim. Önemli olan Zweig’in küçücük bir çocuğun küçük bir adama dönüşümünü anlattığı o meleke ve ruhsal evrimi. Nefis bir psikolojik anlatı. Gövde gösterisi. Stefan Zweig seviyorsanız Novella uzunluğundaki bu öykü size tat verecektir.

7. Kâbuslar Pazarı – Stephen King

“Kâbuslar Pazarı”… Stephen King’in Altın Kitaplar’dan çıkan son eserlerinden. Bir Stephen King kitabı olmasına rağmen beş üzerinden üç yıldız verebileceğim. Öykülerin bir kısmı gerçekten King standartlarına göre düşük. Ama her öykü öncesinde paylaştığı, o öyküyü var eden, onda oluşan duyguları samimiyetle anlattığı giriş metinleri yok mu, o notlar eserin değerini bir yıldız daha arttırıyor. Dört yıldız! Bu kitap King’in yazmak üzerine kendi hayatını ortaya serdiği müthiş eser “Yazma Sanatı”a eşlik edebilecek en öğretici ikinci kitap olmuş. Yazmakla ilgilenenlerin, özellikle öykü yazmak isteyenlerin tercih edebileceği / etmesi gereken kitaplardan. King seviyorsanız ve onun yazın dünyasını merak ediyorsanız çekinmeden içeri buyurunuz.

8. Sefer – Murat Başekim

Murat Başekim’in sabırsızlıkla beklediğimiz novellası “Sefer” İthaki Yayınları imzası ile raflarda. Öncelikle, şaşkınım… Bir novellaya sığdırılmış büyük bir dönüşüm. Yerel ve kuzey toplumlarıyla yoğrulmuş sert, düşündürücü yeni bir “Pal Sokağı Çocukları” destanı. Her şeyi yakan küçük bir kıvılcım. Sadece cesarete kilitlenmiş, yarını düşünmeden alınmış net kararlar. Okumadan ne anlatmak istediğimi anlayamayacaksınız. Tabii çok daha uzun bir roman isteyebiliriz sevgili Murat Başekim’den. Ama üstat böyle uygun görmüş. Hatta bir an, sanki, o 12 çocuk, hatta 13 büyümüşte küçülmüş cengaverin macerasını Türk Edebiyatı’na ve feci durumuna işaret ettiğini bile düşündüm. Yok, o kadarı da değil. Değil mi? Bilmem. 12 sayısı, 13.’cü, “Odin’in Günü”nde başlayıp “Freyja Günü”nde, yedi günde tamamlanan mücadele ve döngü. İnadına çıkılan korkunç, fantastik bir sefer. Ve ada adalar olduğunda geri dönmeyi düşünmeden yeniden sefere çıkanların büyüttüğü direnç, korku kadar cesaretinde bulaşıcı olduğu isyanlar. Bu anlatıda çok daha fazlası var gibi geldi bana. Sanki okuduktan sonra kendini açıyormuş, alt metine şifreli şeyler varmış gibi. O yüzden kuzeyin kadim rünlerine dikkat edin, sadece cesaretinizi kuşanın, elinizi / zihninizi korkak alıştırmayın, okuyun, düşünün ve her ne yapıyorsanız, neyi seviyorsanız şartlar ne kadar zor olursa olsun ona doğru inadına “SEFER”e çıkın.

9. Kara Kedi – Edgar Allan Poe

“Kara Kedi” kitabı Edgar Allan Poe’nun birkaç öyküsü ve Luis Scafari’nin müthiş çizimlerinden oluşuyor. Öğrendiğime göre farklı yazarlar ve öyküleri için de böyle yayınlar var. Bu harika işler için Kolektif Kitap’a teşekkür etmek lazım. Öyküler bildiğimiz Edgar Allan Poe şaheserleri. Ancak bu kitabı çok daha önemli hale getiren bu karanlık cümlelere eşlik eden, eserler kadar güzel, sizi o havanın içine sokan Luis Scafari çizimleri. Bayıldım. Eminim ki Gotik / Karanlık Edebiyat seven okurlar da bu kitaba, kitaplara bayılacak. Bir kitapçıda rastlarsanız muhakkak inceleyin.

10. Kâtip Bartleby – Herman Melville

“Kâtip Bartleby” Herman Melville’in “Babil Kitaplığı” serisinde yer alan, yeniden çevrilip basılan Kırmızı Kedi Yayınları eserlerinden. Başlı başına ilginç bir öykü / novella. Zor yazılıp okunabilecekken ustalıkla örülmüş, harika dillendirilmiş, akışkan bir yapıya sahip. Melville’in üstün yazımı, psikolojiye hakimiyeti, garip ve merakta bırakan tasvir yeteneği gerçekten müthiş. İlk defa Melville okuyacaksanız kiminle karşı karşıya olduğunuzu görmek için harika bir seçim olabilir.

11. Güvercin – Patrick Süskind

Sevgili Hakan Bıçakçı’nın önerisi üzerine Patrick Süskind’in “Güvercin”i okudum. Can Yayınları’ndan çıkan kitap size iyi davranmıyor. Başlı başına psiko-dramatik, kimi zaman traji-komik ama tamamen tuhaf / tekinsiz harika bir kitap. 77 sayfa boyunca beni kilitledi. Bunaldığımı hissederken hep yaşam ve ölümün kenarında tuttu. “Garip” ve gerçekten dil / kurgu / akışkanlık olarak üstün yetide. Sizi yukarı taşıyacak ve sonra yere çakacak güzel bir uzun öykü / novella okumak istiyorsanız ilginizi ve beğeninizi elde edeceğine eminim.

Gelecek ay yeni kitaplarla görüşmek üzere.

Fotoğraf: Ertan Külahcı’nın objektifinden

Murat S. Dural
Vinkmag ad

Read Previous

Kadıköy’de ‘Karikatür Günleri’ başlıyor

Read Next

Küçük, sıradan şeyler

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Lütfen gördüğünüz rakamları bitişik olarak yazınız! *