Dilşad Gündoğan
Sıcak Kafa okuyucuyla yeni buluşan, ele aldığı konuyla ise pek ilginç bir roman. Konuşma yoluyla bulaşan ve insanları “abuklamaya” sürükleyerek hayatı altüst eden kurgusal bir hastalığın etrafında şekillenen bu ütopik romanda mantıklı konuşma yeteneklerini kaybeden
Dilşad Gündoğan
Aşk, şarap, sevgili… Hayyam bu üç temayla anıldığı kadar sivri dili ve eleştirileriyle de dikkatleri üstünde toplayan, bir gün kitap ve şarap parası ödenirken bir başka gün ise boynunun vurulması istenen bir yüce şair… Kendi
Dilşad Gündoğan
Seyahat etmek… Kuşkusuz en eğlenceli faaliyetlerden biri. Yeni yerler keşfetmek, yeni insanlar tanımak ve bir çok anı biriktirmek işin eğlenceli kısmını oluştururken konaklamak ise mecburiyet teşkil ediyor çoğu zaman. Kimileri lüks ve konforlu yerler tercih
Dilşad Gündoğan
Kaan Arslanoğlu ile yaptığımız bu söyleşinin konusunu ise bir süre önce insanbu.com'da tefrika olarak yayınlamaya başladığı romanı Karabasan ve Uyanış oluşturuyor. Tefrika… artık pek karşılaşmıyoruz tefrika ile; süreli yayınlarda kısım kısım yayımlanan, birbirini tamamlayan bölümlerden
Dilşad Gündoğan
Herkesin, edebiyatla en ilgisiz olan kişinin bile illa ki aklında yer eden, ruhuna dokunan bir dize olduğunu düşünmüşümdür hep. Herkesin sevdiği bir şiir vardır. Benim de var. Fakat yalnızca sevdiğim değil sarılmak istediğim, oturup çay
Dilşad Gündoğan
Konuşma yoluyla bulaşan ve insanları “abuklamaya” sürükleyerek hayatı altüst eden kurgusal bir hastalığın etrafında şekillenen bu ütopik romanda günümüzde de sorun teşkil eden birkaç nokta dikkat çekiyor. Sıcak Kafa bu ay okuyucuyla buluşan pek yeni,
Dilşad Gündoğan
Nilüfer Belediyesi, Yılın Yazarı etkinliklerini 16-17 Aralık 2016 tarihlerinde Nazım Hikmet Kültürevi’nde düzenlenecek "Bir Edebiyat Adası: Yaşar Kemal Sempozyumu” ile sonlandırıyor. Yaşar Kemal… “İnsan, evrende gövdesi kadar değil, yüreği kadar yer kaplar.” diyen 92 yıllık
Dilşad Gündoğan
Fazıl Say’ın büyük bir özveri, konsantrasyon ve koordinasyon gerektiren bu eseri başyapıt niteliğinde ve kesinlikle izlenmeye değer. Yıl 2009… Hem geç keşfetmenin pişmanlığını hem de böylesine muazzam bir eserle tanışmanın mutluluğunu aynı anda yaşıyorum. Günlerce