Bir Manik Depresifin Günlüğü

İmkansızı Arayan Adam, hem bipolar hastalığını yakından tanımak isteyenler için hem de ruh sağlığı profesyonelleri için mutlaka okunması gereken başarılı bir psikolojik roman niteliğinde.

Manik depresif bozukluk, güncel adıyla bipolar bozukluk, ciddi bir beyin hastalığıdır. Kimi zaman sanatçı hastalığı olarak da anılır. Örneğin Virginia Woolf ve Van Gogh’un bipolar hastası oldukları bilinmektedir. Jim Carrey, Mel Gibson, Catherine Zeta Jones, Kurt Cobain, Sinead O’Conner ise bipolar hastası olduğunu açıklayan ünlülerden bazılarıdır. Hastalığın mani evresinin yaratıcılığı desteklediği aşikar olsa da kontrol altına alınmadığı takdirde kişide ve çevresinde riskler oluşturur. Bu ciddi hastalığın, günümüzde etkin tedavi yöntemleri mevcuttur ve düzenli tedavi olduğu takdirde riskler azaltılmaktadır.

Günümüzde noksanlıklar olsa da geçmişle kıyasladığımızda psikiyatrinin son elli yıl içerisinde devrim yaptığını söyleyebiliriz. Geçmişte akıl hastalarının yaşadığı ızdıraplar sıklıkla filmlere, romanlara, hikayelere konu olmuştur. Geçtiğimiz yıl Washington Post  tarafından yılın en iyi kitabı olarak seçilen; İmkansızı Arayan Adam, ülkemizde Beyaz Baykuş Yayınları tarafından baskılandı. Kitap, bir manik depresifin günlüğünden oluşuyor. 1930’lu yıllarda başarılı bir doktor olan Perry Baird bir manik depresif hastasıdır. 1940’lı yıllarda hastalığı sebebiyle çeşitli akıl hastanelerinde yatıyor ve zorlu tedavi süreçlerinden geçiyor. Perry Baird hastanede yattığı zamanlarda günlükler tutmuştur ve dostlarına mektuplar yazmıştır. Babası hastaneye ilk yatışını yaptığında henüz altı yaşında olan Mimi Baird, babasını uzun seneler görememiş ve babasız büyümek zorunda kalmıştır. Aradan seneler geçip, torun sahibi olduktan sonra 2013 yılında babasının el yazması notlarının eline geçmesiyle bu kitabı yazmaya karar verir. Eve Claxton ile beraber  el yazmalarını düzenleyip “İmkansızı Arayan Adam”ı kaleme alırlar.  Bu psikolojik roman, hastalığı sebebiyle işini, evini, mesleğini ve hatta zihnini kaybeden, bir zamanların başarılı dermatoloğu, Harvard Mezunu Perry Baird’in hazin hikayesidir.

Perry Baird hastalığı sebebiyle defalarca hastanede yatar; soğuk çarşaf tedavisinden, deli gömleğine, yapay ensülin komasından, elektroşok tedavisine hatta lobotomi dahil birçok yönteme maruz kalır. Ancak istenen olumlu sonuç bir türlü alınamaz.  Hastalığının da bilincinde olan Perry Baird, hastalığa tedavi yöntemlerini bireysel olarak da bulmaya çalışır. Hastalığın böbrek üstü bezlerinden salgılanan hormonlarla ilgili olabileceğini düşünür ve bu konuda bazı çalışmalar yapar. Ancak nükseden mani atakları çalışmalarını tamamlamaya izin vermez. Baird’in çocukluğundan itibaren parlak olan başarılı kariyeri, hastalığın ortaya çıkışıyla beraber düşüşe geçer. Her şeyini birer birer kaybeder ve malesef bir türlü iyileşemez. Çünkü 1940’lı yıllarda hastalığın etkin tedavi yöntemi henüz keşfedilmemişti. Hastalığın biyokimyasal bir nedenden kaynaklandığı bilinmiyordu. Hastalar Baird’in günlüğünde detaylı bir şekilde açıkladığı acılı tedavi yöntemlerine maruz kalıyordu. Tedavi amaçlı uygulanan bu tekniklerin, hastalar için gerçek bir işkence olduğunu,  Baird’in notlarını okuyunca acı bir şekilde idrak ediyoruz. Kitapta Baird’in günlüklerinin yanısıra, doktorların Baird için tuttuğu notlar da yer alıyor. Böylece yaşanan süreci çift taraflı değerlendirme şansına sahip oluyoruz; hem hasta hem de doktor cephesinden.  Çok zeki ve çok bilgili bir insanın manideyken algısının ne denli bozulduğunu ve gerçekleri çarpık algıladığına tanık oluyoruz.

“Kendimi harika hissediyordum ama huzursuzdum, beynim ve vücudum hummalı bir faaliyet içindeydi, sabırsızdım. Şeytani bir enerji beni ele geçirmişti. Akut mani atağı başlamıştı.”

“Hızlı ama anlaşılır konuşuyordu, ruh hali de hızla değişiyordu. Konuşkan ve aşırı üretkendi. Jestler yaparak konuşuyor, arada yüzünü buruşturuyordu. Mobilyaların üzerine tırmanıyordu. Enerji patlaması yaşadığı günlerden birinde önündeki masayı fırlatıp attı. “

Kitap iki ana bölümden oluşuyor, ilk bölümde  Perry Baird’in hastaneye yatış süreci, orada kendi tuttuğu günlükler ile hastane doktorlarının hastayla ilgili aldığı notlar anlatılıyor. İkinci bölümde ise Mimi Baird kendi yaşamına dönüyor; babasız geçen yıllarını, annesiyle ilişkilerini,  babasının yaşamını nasıl keşfetmeye karar verdiğini ve sonrasında yaşananları anlatıyor.

İmkansızı Arayan Adam, hem bipolar hastalığını yakından tanımak isteyenler için hem de ruh sağlığı profesyonelleri için mutlaka okunması gereken başarılı bir psikolojik roman niteliğinde.

  • İmkansızı Arayan Adam
  • Yazar: Mimi Baird-Eva Claxton
  • Türü: Psikolojik Roman
  • Sayfa Sayısı: 221 Sayfa
  • Baskı Yılı: Haziran 2016
  • Yayınevi: Beyaz Baykuş Yayınları
Neslihan Korkmaz
Latest posts by Neslihan Korkmaz (see all)
Vinkmag ad

FACEBOOK YORUMLARI

Yorum

Read Previous

Evrensel Basım Yayın’ın hesaplarına el koyuldu!

Read Next

Katran Karası Bir Kuşak

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Lütfen gördüğünüz rakamları bitişik olarak yazınız! *