
Kır Çiçeği Yayınları, 0-7 yaş arası çocuklar için resimli kitaplar alanında dünyadaki zenginliği ve çeşitliliği çocuklarımıza getirmek amacıyla, Mayıs 2007’de kuruldu.
Resimli kitaplar, metin ile resimlerin ortak bir anlatım aracı oluşturdukları bir tür. Bu eğlenceli kitaplar çocukları eğlendirir ve okumayı sevdirirken, bir yandan da üzüntü, öfke, kıskançlık, gibi duygularını anlamalarına ve anlatmalarına, büyürken karşılaştıkları sorunlarla başa çıkmalarına ve korkularını yenmelerine yardımcı oluyorlar. Onlara hoşgörü, barış, dayanışma, dostluk gibi değerleri anlatıyorlar.
İşte bu ilkelerle yayıncılık yapan Kır Çiçeği Yayınları, 0-7 yaş arası çocuklar için resimli kitaplar alanında dünyadaki zenginliği ve çeşitliliği çocuklarımıza getirmek amacıyla, Mayıs 2007’de kuruldu.
KitapEki.com yazarı Gamze Sürcan, Kır Çiçeği Yayınları etiketiyle yayımlanan 5 çocuk kitabını inceledi…
OLIVER – BIRGITTA SIF
Oliver, benim küçük yalnız dostum. Sanırım onu kimsenin anlamadığını düşünüyor. Bunun için de kendini diğer herkesten farklı hissediyor ve her şeyi tek başına yapmaya çalışıyor. Bu, onun maceralara atılmasına engel olmuyor tabi ki; çünkü yanında oyuncak dostları ve sonsuz hayal gücü var ama yine de bir şeyler eksik değil mi? Bu kitabı aslında biraz çekingen, utangaç, diğer insanların kendinden farklı olduğunu düşünen çocuklarımıza okumalı. Bizim küçük çocuklarımız, aslında herkesin farklı olduğundan dolayı dünyanın güzel bir yer olduğunu ve insanlarla dost olabilmek için onlara birer şans vermenin gerçekten önemli bir adım olduğunu öğrenmeli. Birgitta Sif’i bir yıldır sosyal medyadan takip ediyorum. İzlandalı ve iki küçük güzel kızı var. Çizimleri o kadar güzel ki insanın içini bir sıcaklık duygusu kaplıyor. Yazarın bu kitabı ile ilgili en güzel şeylerden biri de resimleri takip edip kitabı bitirdikten sonra tekrar başa döndüğünüzde, kitabın sonunda Oliver’ın bulduğu yeni arkadaşı Olivia’nın aslında ilk sayfadan beri onun hep yakınında olduğunu gördüğümüz andır. Biz bile bunu sonradan fark ediyoruz. Aslında farklı ya da yalnız değiliz, sadece önümüzdeki güzellikleri ve arkadaşlıkları göremediğimiz için çoğu zaman birçok şeyi geç fark edebiliyoruz. Yıllardır kütüphanemizde duran ama fırsat verip de hiç okumadığımız, uzun süre sonra okuduğumuzda ise aslında muhteşem olduğunu anladığımız güzel bir kitap gibi. Herkesin bir gün Olivia’sını bulması dileğiyle…
EN GÜÇLÜ KİM? – MARIO RAMOS
Ah şu kendini beğenmiş güçlü kötü kurttan çektiğimiz nedir? Her masalda karşımıza çıkıyor. İşte bu kitap da aynı tip klasik bir kötü kurt masalı gibi başlıyor. Bizim kurdumuz kendini çok güçlü buluyor ve tam da ormanda bir geziye çıkmışken gördüğü tüm hayvanları durduruyor ve soruyor: “En güçlü kim?” Tabi ki tüm hayvanlar korkudan kurdun kendisinin en güçlü olduğunu söylüyor, lakin en sonunda kurdun karşısına minik minicik kurbağamsı bir yaratık çıkıyor ve ona en güçlünün kurt değil de “kendi annesi” olduğunu söylüyor. Size bu küçük yaratığın annesinin kim olduğunu söylemeyeceğim, sürpriz olsun ama şunu diyebilirim ki bizim kurdun gücünden eser kalmıyor ve birden küçücük çok nazik bir kurda dönüşüveriyor. Görseniz hem de nasıl usulcacık duruyor. Bu kitaptaki kurdun davranışları üzerine, özellikle zorbalık ve kabalık üzerine çok tartışılabilir. Bunu hayatta hep yaşıyoruz. Burada bir “anne” vasıtasıyla çocuğumuza empati kurmayı öğretebiliriz. Yaptığımız hataları fark etmek büyümenin çok önemli bir parçası olsa gerek değil mi?
MÜZİSYEN İNEK SIRMA – GEOFFROY DE PENNART
Bizim Sırma, gerçekten çok iyi bir müzisyen. Kendisi bir de inek tabi, çift toynaklılar takımından, boynuzlugiller familyasının geviş getirenler ailesinden bir memeli hayvan. Verdiği küçük konserlerle ailesini ve arkadaşlarını büyüleyen Sırma, bir gün gazetede büyük şehirde bir müzik yarışmasının düzenleneceğini öğreniyor, bunun üzerine atlıyor bir trene ve bir orkestraya katılmak için doğruca şehre gidiyor. Şehirde yine hemen hevesle gazeteyi açıyor. Orkestrasına eleman arayan bir sürü ilan var, ne güzel! Lakin bir sorun var. Kapısını çaldığı her orkestra onu dış görünüşündeki bir nedenden dolayı orkestraya kabul etmiyor. Bütün bunların müzikle ne ilgisi var ki? İşte böylece, Sırma ve çocuklarımız kitaptan ayrımcılığı öğreniyoruz. Boyumuz, kilomuz, ten rengimiz vs. bunların hepsinin müzikle ve yetenekle ne ilgisi var ki? Sırma sürekli bu soruyu soruyor, hem kendine, hem de çaktırmadan okuyucuya. Sonra da gazeteye kendi ilanını veriyor ve birbirinden çok farklı elemanlarla orkestrasını oluşturuyor ve sonra ne mi oluyor. Tabi ki de birinci! Oliver’ı anlatırken farklılıkların dünyayı güzel bir yer yaptığına değinmiştik hatırlıyor musunuz? İşte bu kitap bize güzel bir örnek daha oldu. Bir de kitabın sonunda yazarın başka bir kitabının resmi var: Kurt geri dönmüş! Bu kitabı her okuduktan sonra dinleyicime sıcak bir gelişme gibi hemen “Kurt geri dönmüş!” diye haber veriyorum. Onlar da merak ve şaşkınlıkla soruyor: “Nereye?” Böylece ben de elime aşağıdaki kitabı alıyorum.
KURT GERİ DÖNMÜŞ – GEOFFROY DE PENNART
Kurt canım, şu bizim kurt, hani masallarda hep kötü kahraman olarak dinlediğimiz bir kurt var ya -hatta yukarıda bile bir örneğini anlatmştım- heh işte o geri dönmüş! Hem de gazetede yazıyor! Herkesi bir panik alıyor. Kimleri mi? Bay tavşanı, üç küçük domuzu, anne keçi ve yedi yavrusunu, küçük kuzuyu, Peter’ı ve kırmızı başlıklı kızı. Bu kahramanlar size tanıdık geldi mi? Eğer çocuklarınıza tanıdık gelmezse hepsinin masalını ayrı ayrı anlatabilirsiniz. İşte bizim bu kahramanların hepsi Bay Tavşan’ın evine sığınıyor ve ev birden o kadar kalabalık ve bir anda öyle eğlenceli bir yer oluyor ki herkes kurdu falan unutuyor hep birlikte keyifli bir yemek için sofra kurmaya başlıyorlar. Fakat tam da o anda kurt geri dönmesin mi? Evet, sevgili okuyucular aynı “Kim Korkar Kırmızı Başlıklı Kızdan?” kitabı gibi kurtların aslında kötü olmadığını anlatan güzel bir kitap daha! Niçin kurtlar kötü, tilkiler kurnaz, ayılar ahmak olmak zorunda ki? Bu Ezop ve La Fontaine zamanında insanlara öğretici masallar yazmak üzere kurulmuş tipler. O zaman bu ders verici masallar için böyle tipler gerekliydi ama şimdi çocuklarımız bunu böyle anlamıyor. Kurtlar kötüdür diye anlıyor ve ondan korkuyorlar. Tabi ki bir hayvanın iyisi ve kötüsü olmaz, hayvan sevgisi böyle bir şey. İşte bu kitapla çocuklarımızda oluşturulmuş bu önyargıyı yıkıyoruz. Kitaptaki kahramanlar kurdu iyi olması ve onlara hikayeler anlatması koşuluyla yanlarına sofraya davet ediyorlar. Kurt da kabul ediyor ve hep birlikte neşeli güzel bir yemek geçiriyorlar. İşte böylece kurt iyi bir kahraman olarak yeni masallara geri dönüyor.
NEYSE Kİ, NE YAZIK Kİ – MICHAEL FOREMAN
Ne yazık ki Milo’nun ananesi şemsiyesini Milo’larda unutmuş. Neyse ki Milo’nun annesi şemsiyeyi Milo’ya veriyor ve onu ananesine götürmesini istiyor. Ne yazık ki yolda Milo’nun karşına korsanlardan, uzaylılara bir sürü engel çıkıyor. Neyse ki Milo hepsini alt ediyor ve şemsiyeyi ananesine ulaştırabiliyor. Ne yazık ki kitabı okumadınız sanırım. Neyse ki çok şanlısınız ki bu yazıyı okudunuz ve kitabın nasıl yazıldığını ve neyi anlattığını yazımdan anlandınız 🙂
- Çocuklar İçin 5 Kitap… - 23 Haziran 2017
- Hep Kitap’tan Çocuklara 5 Kitap Önerisi - 27 Nisan 2017
- Büyüklere BİT Kitap Önerisi - 13 Nisan 2017
FACEBOOK YORUMLARI