
Serap Yolcu Yavuz, Cumhuriyet Misyonerleri isimli eseriyle önemli bir dönemin önemli bir öznesi olan gençliğin, oluşturulmak istenen yeni toplumda hedeflenen konumuna ışık tutuyor.
Gençlik biyolojik bir canlı olarak her dönem vardı. Ancak özellikle ulusçuluk yüzyılı olan 19. Yüzyılla beraber, kendisine yeni bir anlam yüklenip; bir politik özne olarak yükselişe geçmiştir. Serap Yolcu Yavuz’un doktora tezine dayanan bu çalışması geçtiğimiz aylarda Vakıfbank Kültür Yayınları etiketiyle yayımlandı. Kitap genel olarak Türkiye’de 1930-1946 arası devlet ve elitlerin tasavvur ettiği gençlik ve bu gençliğin inşa süreci hakkında detaylı bilgiler vermektedir.
Serap Yolcu Yavuz Lisans Eğitimini Trakya Üniversitesi’nde tamamladıktan sonra aynı üniversitede master eğitimine devam etmiştir. 2014 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümünde Namık Sinan Turan danışmanlığında doktora çalışmasını tamamlamıştır. 2017 yılından itibaren Trakya Üniversitesi’nde öğretim üyesi olup siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler konularında çeşitli dersler vermektirdir.
Yazar kitabında politik bir özne olarak gençliğin 1930-1946 yılları aralığındaki “angılanışı ve anlamlandırılışı” üzerinde dururken; diğer yandan okuyucuya Cumhuriyet Tarihi üzerine yeniden düşünme yolları sunuyor. Ona göre; “bu dönemde gençlik, değerlerle tanışmadığı için kendini bütünüyle yeni ilkelere adayabilecek bir müttefik, ayrıca bu değerleri taşıyabilecek yetenekte bir güç olarak” görülüyordu.
Kitabın Giriş bölümünde yazar Cumhuriyet’in siyasal elitlerinin gençliği hangi biçimde özneleştirdiğine dikkat çeker. Bu özneleştirme sürecinin tarihi geçmişi, Cumhuriyet Döneminde ilk defa hangi sebeple ve hangi kanalla tartışma konusu olduğuna dair örneklerle açıklamalarda bulunur.
Çalışmanın konusuyla paralel yada yararlanılan kaynaklar hakkında bilgiler veren Yolcu Yavuz, bu kaynaklar hakkında genel bir değerlendirme yaparak şu yorumda bulunur:
“… kavramsal tartışmanın genellikle gençliğin tarihsel görüntüsü sorgulanmadan biyolojik tanımı üzerinde yürütüldüğünü görüyoruz. Oysa gençlik, ona biçilen değere göre dönemden döneme ya da disiplinden disipline değişen anlamlarda kullanılmaktadır. Bu da onun özne olarak kabul edilmesine ya da görmezden gelinmesine neden olmaktadır.” (s.15-16)
Serap Yolcu Yavuz, Cumhuriyetin ilk yıllarında gençlik üzerine yapılan çalışmaları a priori olarak kabul edilen gençlik kavramı üzerinde yürütüldüğünü vurgulayıp, bu eserlerin gençlik kavramını tartışmakla beraber gençliğin inşa boyutunu araştırdıkları için var olan öneminin altını çizer.
Yazarın anlatımıyla “gençlik, bir sosyal yapı olarak ele alınıp modern bir kurgu olarak sorunsallaştırılmıştır”. Yazarın kitapta altını çizdiği asıl mesele gençliğin biyolojik olarak bir yaş aralığı değil; toplum içinde algılanışı ve anlamlandırılışıdır. Bu doğrultuda kitabın oluşmasında hareket noktasının Michel Foucault’nun ‘özne kavramı üzerine getirdiği çözümlemeler olduğunu kaydeder.
Kitabın genel sorularını “gençliğin, iktidar tarafından özneleştirilirken toplum içinde nasıl konumlandırılışı, bu konuma göre nasıl üretildiği ve hangi mekanizmaların kullanıldığı; tüm bu sürecin sonunda nasıl bir gençliğin ortaya çıktığı” şeklinde özetlerken, öncelikli olarak gençlik kavramının inşasını tartışırken aslında “genç/gençlik nedir?”sorusuna yeniden ve yeni cevaplar bulmaya çalışmıştır.
Kitabın birinci bölümünde gençlik kavramı açıklanmaya çalışılmıştır. Devamında eğitim, askerlik gibi kurumların gençliğin özne olarak politik üretimindeki rollerine ışık tutmayı amaçlamıştır. Tarih boyunca gençliğin yüklendiği değişken misyonlar kronolojik olarak anlatılıp, gençliğin hangi dönemde nasıl anlamlandırıldığı anlatılmıştır. Buna göre gençlik; 19. Yüzyıldan itibaren Batılı toplumlar tarafında yeniden tanımlanarak, toplumlumun yeni bir kategorisi olarak görülmeye başlamasıyla birlikte; özellikle 20. Yüzyılla birlikte modern ulus devletlerin inşa sürecinde dinamizmi bakımından hem devletin inşa ettiği bireyler hem de yeni toplumu inşa eden aktörler olarak önem kazanmıştır. ( s.42)
Bununla birlikte dünyadaki gelişmelerin yansıması olarak geç imparatorluk döneminde eğitimle yurttaş üretme fikrinin oluşumu ve erken cumhuriyete kadar ki seyri işlenmiştir. Yeni yaratılan nesil üzerindeki eğitimin rolü ve verilen eğitimle oluşan neslin, ileriki ideolojik işlevlerinin önceden hesaplama çalışılmaları incelenmiştir.
İkinci bölümde geç imparatorluktan, erken cumhuriyete kadarki gençliğin görünür hallerini gençlik eylemleri, ideolojik aygıt olarak kurumlar ve eğitim çerçevesinde yaratılmak istenen yeni gençlik tipi ortaya konulmaya çalışılmıştır.
Kitapta verilen örneklerden hareketle incelemenin sonunda Serap Yolcu Yavuz, başarılı bir şekilde başlayan süreci, iktidarın çizdiği sınır çevresinde bir gençlik oluşturulmak istediği; belirtilen çerçeve aşıldığı takdirde faaliyetlerine son verildiğini aktarır. Bu durumu örneklendirerek ileriye sürülen iddia güçlendirilmeye çalışılır.
Son bölümde ise Çığır, Ülkü, Varlık gibi dönem dergileri incelenerek, edebiyat, tarih, spor, izcilik, sanat gibi alt başlıklarla donatılmak istenen gençlik görüntüsü açıklanmaya çalışılmıştır.
Adı geçen dergilerde sahip olunması istenen niteliklerin çeşitli yollarla gençliğe aktarımı anlatılırken, ayrıca bu aktarım sürecinde kadına çizilen özel konum, algılama ve tanımlama incelenmiştir
Serap Yolcu Yavuz bu eseriyle önemli bir dönemin önemli bir öznesi olan gençliğin, oluşturulmak istenen yeni toplumda hedeflenen konumuna ışık tutuyor.
![]()
|
- TÜRKİYE’DE “VATAN” KAVRAMININ POLİTİK SERÜVENİ - 24 Ekim 2019
- Genç Türkiye’nin İnşasında Gençliğin Konumu: Cumhuriyet Misyonerleri - 4 Ağustos 2019
FACEBOOK YORUMLARI