
İkinci El Zaman, son yıllarda okuduğum en etkileyici kitap, sıradan insanların acılarını, özlemlerini, kayıplarını dile getirişindeki samimiyet beni hüzünlendirdi, gerçek bir insanlık dramı, özellikle hassas okurlar için göz yaşartıcı gerçeklikler barındırıyor.
S.S.C.B’de insanlar nasıl yaşardı, iyi bir yaşamları var mıydı, merak ettiğiniz olmuştur ben de hep merak eder ve komünizm dönemini objektif bir anlatımla okumak isterdim. Ve çevirisini beklediğimiz Svetlana Aleksiyeviç’e Nobel Edebiyat Ödülü ‘kazandıran’ eseri İkinci El Zaman yayınlandı.
Öncelikle şunu belirtmek isterim ki, yazar Aleksiyeviç anti-komünist ve liberal fikirleriyle tanınan biri ve onun tarafından anlatılacak Sovyet yaşamına dair her şeyi kılı kırk yaran bir titizlikle ele almak gerektiğini düşünürüm fakat İkinci El Zaman’da yazar anlatıcıdan ziyade dinleyen konumunda arada bazen ses verse de kitap ‘Kızıl İç Kısımda On Hikaye’ ile ‘İç Kısmı Olmayan On Hikaye’ olarak sıradan insanlar kendi hikayelerini anlatıyor.
‘Söz veriyorum –iki hikaye olacak. Soğukkanlı bir tarihçi olarak kalmak istiyorum, elinde meşalesi olan bir tarihçi değil. Bırakalım zaman yargıç olsun..’
Ruslar, Çeçenler, Ukraynalılar, Tacikler, Moldovalılar, Gürcüler, Azeriler, Türkmenler vs kısaca Sovyet İnsanı, ‘kızıl insan’ son 20-30 yılda hepimizden daha farklı yaşadı çok daha farklı. Etnikçiliğin, milliyetçiliğin ve kapitalizmin nasıl bir bela olduğu yaşayarak ve ölerek ve parçalanarak öğrendiler. Daha dün beraber oturdukları sofradaki komşularının ertesi gün Tacik olduğunu öğrendiler, Beyaz Rus olduğu, Kazak olduğu elinde palayla gözü dönmüş bir şekilde onları kesmeye geldiğinde öğrendiler. Rusya’nın sadece Ruslara ait olduğu. Bu onlar için inanılmaz bir yıkım oldu çünkü komünizmde ‘tüm insanların kardeş ve insanların özlerinde iyilik’ olduğunu ezberlemişlerdi oysa şuan ki durum çok başkaydı. Onlar bu dünyanın insanı değillerdi!
‘Soyvet dönemi… Sözün kutsal, büyülü bir statüsü vardı.’
90 yıllarda Sovyet halkları daha yaşanabilir bir ülke istedikleri için Gorbaçov’u ve Yeltsin’i desteklemişlerdi, salam yemek için, parlak eşyalar için, demokrasi için ama Prestroyka’nın nasıl bir düzmece olduğunu acı bir şekilde yaşayarak farkına vardılar, zaten kitap boyunca bunu hissedeceksiniz, insanlar öykülerini anlatırken satır aralarından şunu bağırıyorlar ;‘böyle olsun istememiştik’ ama belki de istediler;
‘Birileri benden daha kötü sosis yiyorsa, bu beni ilgilendirmez. Siz hepiniz istemiştiniz kapitalizmin gelmesini. Hayal etmiştiniz! Sizi kandırdılar diye bağırmayın…’
İkinci El Zaman, son yıllarda okuduğum en etkileyici kitap, sıradan insanların acılarını, özlemlerini, kayıplarını dile getirişindeki samimiyet beni hüzünlendirdi, gerçek bir insanlık dramı, özellikle hassas okurlar için göz yaşartıcı gerçeklikler barındırıyor.
‘Tanrı kimseyi S.S.B.C’de doğup Rusya’da yaşamaya mecbur bırakmasın.’
…
‘Genel olarak, sosyalizmden memnundum: Ne aşırı zengin vardı, ne yoksul… Berduş ve evsiz de yoktu…İhtiyarlar emekli maaşlarıyla yaşabilirdi, sokaktan şişeleri, artıkları toplamazlardı. Gözünün içine bakmazlardı, ellerini açıp durmazlardı.. Perestroyka ne çok insanı öldürdü, saymak lazım…’
Sosyalizmde eğitim görmüş, yaşamış, okumuş mühendis, doktor, öğretmen, bilim adamı, işçi vs. para nasıl kazanılır, nasıl kısa yoldan zengin olunur, bilmiyordu okullarda onlara bunu öğretmediler. Nasıl paylaşırız, nasıl üretiriz, nasıl kalkınırız kardeşlik nedir, eşitlik nedir bunu biliyorlardı ama gün geldi ve dünya başlarına yıkıldı, dışarıda yeni bir dünya vardı ve buranın dilini bilmiyorlardı. Yeni dünyaya adapte olmaları çok kolay olmadı ağır sancılı bir süreç ve kan gölüne dönmüş bir ülke oysa 1917 Ekim’inde nasıl da ışıl ışıldı Moskova, şimdiyse ara sokaklarında faşistler Tacik avında..
İkinci El Zaman bir edebiyat senfonisi, yazar maestro ustalığıyla orkestradaki tüm çalgıları eşit biçimde kullanarak harika bir eski zaman müziği çıkartmış ortaya. İnsanın saf öyküsü! Acısı, kayıpları, yitirilen umutları.
Her hikaye birbirinden trajik olsa de beni en etkileyen 63 yaşındaki Şaşka’nın intiharıdır. S.S.C.B. yıkıldıktan sonra ütopyalarını, bir nevi geleceklerini kaybedenler intihar etmeye başladı ki o yıllarda önemli sayıda insan; kendini asarak, gazla zehirleyerek, bileklerini keserek kendi hayatına son verdi. Şaşka bunun için daha farklı bir yöntem kullandı, evinin önünde üzerine aseton dökerek kendini yaktı, görgü tanıkları ah bile demeden sessizce tamamen yanmayı beklediği söylediler. Şaşka’nın kendini yakması ülkede infiale yol açtı ve intiharları daha da artırdı ve Şaşka ölmeden önce bir not bırakmıştı; ‘Torunları iyi yetiştirin. Hoşça kalın.’ O bir komünisti, inanmadığı bir dünyayı sessizce protesto edip çekip gitti.
Sosyalizm işgüzar bürokrat ve siyasiler eliyle ne kadar yozlaştırılsa da vahşi kapitalizminden daha insancıl olduğu apaçık bir gerçek olarak önümüzde duruyor.
Svetlana Aleksiyeviç, yaşanan onca şeyin, tarihin tozlu sayfalarına giremeyecek hayat öykülerinin, uçsuz bucaksız çöllerde, steplerde kaybolmasına izin vermemiş titizlikle oya oya işleyip dünya edebiyatına dâhil edip yargılamayı zamana bıraksa da değerlendirmeyi okuyucuya bırakmış; Lenin’in Rusya’sından Putin’in Rusya’sına insana dair gerçek öyküler..
Buradan teşekkürlerimizi sunuyoruz.
- İkinci El Zaman
- Kızıl İnsanın Sonu
- Yazar: Svetlana Aleksiyeviç
- Çeviri: Sabri Gürses
- Türü: Araştırma
- Baskı Yılı: Ekim 2016
- Sayfa Sayısı: 524 Sayfa
- Yayınevi: KAFKA Yayınevi / Epsilon Yayıncılık
- Kahve Sade, Hikaye Orta Şekerli Olsun; Kahvehane Hikayeleri - 29 Nisan 2018
- ‘O Kitabı Geri Getirmezsen Tek Umudun Cehennemin Azabı Olsun’ - 17 Şubat 2018
- Türk Sağı’nın Dört Silahşörü - 20 Temmuz 2017