
Fatih Yaşlı eserinde dört ideologun ‘ütopyaları’ üzerinden Türkçü faşizmden İslamcılığa Türk Sağı’nın ‘devlet tasarımlarını’ inceliyor.
Tarihi zamanlardan geçiyoruz, ülke tarihinde eşi benzeri görülmemiş zamanlardan. Yeni rejim inşası gözlerimiz önünde şekilleniyor, izliyoruz. Şaşkınlık içindeyiz; ’bu adamlar kim, nerede büyüdüler ve nasıl bu hale geldiler?’ bilmiyoruz, en büyük hatamızda bu oldu, onları tanımamak. Türk sağına şekil veren, onu yoğuran ve entelektüel anlamda buna çaba gösteren hepi topu üç beş kişi onları dahi tanımıyoruz. Neyse ki bu ülkenin aydınları var, Fatih Yaşlı gibi, yazıyor öğreniyoruz.
‘Bu çalışmanın temel meselesi, Nihal Atsız, Necip Fazıl, Nurettin Topçu ve Ahmet Arvasi üzerinden sözünü ettiğim antikomünist mutabakatın düşünsel temellerini, yani Türkiye’deki ‘karşı devrimci’ düşünceyi analiz etmektir.’
Fatih Yaşlı, Türkçü Faşizmden ‘Türk-İslam Ülküsü’ne isimli kitabı Türk sağına entelektüel anlamda yön veren dört ideolog üzerinden Türkçü-İslamcı ideolojiyi analiz ediyor.
Dört ana başlık olarak ayrılmış çalışma Türk faşizminin en önemli ideologlarından Nihal Atsız’la başlıyor ve onun disiplinle ilgili düşüncelerini okuduğunuzda karşımızdaki kitlenin karar verme sürecini daha iyi anlayabiliyoruz;
‘Disiplin körü körüne itattır ve körükörüne itaatta en büyük yaratıcı şuur gizlidir. Buhranlı anda, ölümün karşısında, tartışmakla hiçbir güçlük çözülemez. İtaat edilen yanlış karar bile, tartışılan doğru karardan verimlidir..’
Yine Türk muhafazakârlığının önde gelen fikir adamı Nurettin Topçu muhafazakârlığı şöyle tanımlıyor;
‘…gelecekten hala herhangi bir medet ummaz; onun peşine düştüğü şey ‘yaratılacak’ olan değil, sadece ve sadece geri alınacak olan bir ‘gelecek’tir. Bu nedenle o geleceği kurmaktan söz eden bir anarşistten ya da sosyalistten farklı olarak geleceği kurtarmaktan söz eder.’
Geleceği ‘kurmak’ ya da ‘kurtarmak’. Ne kadar basit ve yalın değil mi, birileri ‘kuruyor’ diğerleri ‘kurtarıyor’, devrimcilikle muhafazakarlığın temel ayrımı.
Sırada hemen hemen tüm yaşamını antikomünizm üzerine inşa etmiş Necip Fazıl var;
‘Kanunların temel mantığına zıt olarak komünistlik bahsinde asolan ‘beraat-i zimmet’ değil, peşin mahkumiyettir. Komünistlikten her fert, yalnız bu mevzuda, suçunun tespitini mahkemeden beklemek yerine, suçsuz olduğunu bizzat ispat etmekle mükelleftir.’
Yasaların, hukukun nasıl bükülebileceği ne güzel anlatıyor! Yine ilerleyen sayfalarda ‘Komünizma İhtisas Mahkemeleri’ adında bir nevi engizisyon mahkemeleri öneriyor ki değme naziyi kıskandıracak cinsten fikirler.
Ve son olarak sıra ülkücü hareketin İslamileşmesi ve Seyyid Ahmet Arvasi geliyor.
Yine yazar Türkiye liberalizminin ülke tarihini okurken düştüğü temel hatayı belirtip maddeci tarih anlayışı üzerinden -farklılıklar olsa dahi- Osmanlı/Türkiye tarihini okumanın mümkün olduğunu gösteriyor.
Fatih Yaşlı eserinde dört ideologun ‘ütopyaları’ üzerinden Türkçü faşizmden İslamcılığa Türk Sağı’nın ‘devlet tasarımlarını’ incelerken, ideologların esas olarak antikomünizmleri ve komünizme karşı yazdıklarını temel alıp incelemesini bu boyutla sınırlı tutuyor ki böylelikle kitap genel okuyucuya da hitap ediyor.
Mevcut gündemde atlanmaması gereken bu önemli çalışmayı mutlaka okuyunuz.
Ve son olarak Yordam Kitap’a ve bu eserle tanışmamı sağlayan Günnur Aksakal’a teşekkürlerimi sunuyorum.
![]()
|
- Kahve Sade, Hikaye Orta Şekerli Olsun; Kahvehane Hikayeleri - 29 Nisan 2018
- ‘O Kitabı Geri Getirmezsen Tek Umudun Cehennemin Azabı Olsun’ - 17 Şubat 2018
- Türk Sağı’nın Dört Silahşörü - 20 Temmuz 2017
FACEBOOK YORUMLARI