Görünmez Goril’de okurları da deneye katıyor Chabris ve Daniel Simons. Şu sözcükleri okuyun: Yatak, dinlenmek, uyanık, yorgun, rüya, şekerleme, battaniye, uyuklamak, horlamak, kestirmek, esnemek, huzur, dinginlik, uyuşuk, yatmak.
Harvard Üniversitesi’nde psikoloji dersi verdikleri öğrencilerle basit bir deney yapan Christopher Chabris ve Daniel Simons dünya çapında ün kazandı. Deneyleri psikoloji derslerine eklendi. Kitaplarda, dergilerde işlenen deney müzelerde sergilendi, önemli televizyon programlarına konu oldu. Deneyin bu denli popüler olmasının nedeni dünyayı nasıl gördüğümüze -ve neyi görmediğimize- dair beklenmedik ve derin bir gerçeği komik bir şekilde açığa çıkartmasıydı. Görünmez Goril hayatlarımızı derinden etkileyen altı gündelik “Dikkat, bellek, özgüven, bilgi, sebep ve potansiyel yanılsamaları” hakkındaydı.
Yanılsamaların bizi ne zaman ve niçin etkilediğini, insan ilişiklerinde nelere yol açtıklarını ve yarattıkları etkiyi nasıl aşabileceğimizi veya azaltabileceğimizi araştıran Chabris ve Simons’a göre, gündelik yanılsamalar da benzer şekilde kalıcıdır; inançlarımızın ve sezgilerimizin kusurlu olduğunu bilsek de, değişime karşı inatla direneceklerdir. Onlara gündelik yanılsamalar deniliyor çünkü gerçekten gündelik davranışlarımızı etkiliyorlar. Direksiyondayken cep telefonuyla konuştuğumuz ama hâlâ yola yeterince dikkatimizi verdiğimize inandığımız her seferinde bu yanılsamaların birinden etkileniyoruz demektir. Geçmişini yanlış hatırlayan birinin yalan söylediğini her varsaydığımızda bir yanılsamaya kapılmışızdır. En özgüvenli görünen kişiyi her seferinde takım lideri olarak seçerken bir yanılsama bizi etkilemiştir. Yeni bir projeye başlarken onun ne zaman biteceğini bildiğimizi her söylediğimizde yanılsama yaşarız. Hatta insan davranışı alanında gündelik yanılsamaların etkilemediği hemen hiçbir şey olmadığını ifade ediyor yazarlar.
Geçinmek için psikoloji deneyleri tasarlayan ve yürüten profesörler olarak, zihnin doğası üzerinde ne kadar çok çalışsalar da, bu yanılsamaların kendi hayatlarımızdaki etkisini de o kadar çok gördüklerini fark eden Chabris ve Simons, kendi zihnimizin işleyişine bir nevi x-ışınıyla bakmayı öğrenebileceğimizi savunuyor. Bu kitabı okuyanların perdenin ardındaki kişiyi biraz daha net görebileceğini, düşüncelerini ve inançlarını yönlendiren bazı küçük dişlileri ve makaraları fark edeceğini, gündelik yanılsamaları öğrendikten sonra dünyaya daha farklı bakacaklarını ve dünya hakkındaki düşüncelerinin daha berrak olacağını söylüyor.
Aktör olarak öğrencileri, mekân olarak da psikoloji binasının geçici olarak boşaltılmış bir katını kullanan Chabris ve Simons bir dakikadan kısa süren bir film çekti. İki takıma ayrılmış biri beyaz, diğeri siyah tişört giyen insanlar etrafta dolanarak birbirlerine basket topu atıyorlardı. Deney başladı. Gönüllülerden beyaz tişörtlü oyuncuların attığı pasları içlerinden saymaları, siyah giyen oyuncuların paslarını ise saymamaları istendi. (Deneye katılmak isteyen okurları www.theinvisiblegorilla.com adresine çağırıyorlar). Deneklere önce kaç pas saydıkları soruldu. Aslında, pas sayısının bir önemi yoktu: “Pas sayma görevinin amacı insanları ekrandaki hareketi dikkatle izlemeyi gerektirecek bir şeyle meşgul etmekti, yani pas sayma yeteneğiyle ilgilenmiyorduk. Gerçekte başka bir şeyi test ediyorduk: Filmin yarısına doğru goril kostümü giymiş bir kız öğrenci ekrana giriyor, oyuncuların arasında duruyor, kameranın karşısına geçiyor, göğsünü yumrukluyor, dokuz saniye kadar ekranda kaldıktan sonra gidiyordu. Deneklere pas sayısını sorduktan sonra daha önemli sorulara geçiyorduk: S: Sayma işini yaparken olağandışı bir şey dikkatinizi çekti mi? C: Hayır. S: Oyunculardan başka bir şey gördünüz mü? C: Evet, bazı asansörler vardı, ayrıca duvarlara S harfleri yapılmıştı. S’lerin amacının ne olduğunu anlayamadım. S: Oyunculardan başka kimseyi gördünüz mü? C: Hayır. S: Bir goril dikkatinizi çekti mi? C: Ne?!”
Deneyi yapanlar da katılanlar da şaşkındı. Deneklerin yaklaşık yarısı tuhaf bir şekilde gorili fark etmemişti! Deney farklı koşullar altında, farklı türden gruplarla, farklı ülkelerde pek çok kez tekrarlandı ama sonuç hep aynıydı: İnsanların yarısı gorili fark etmiyordu. İnsanlar doğrudan önlerinden geçen, dönüp onlara bakan, göğsünü yumruklayan bir gorili nasıl görmez? Gorili görünmez kılan neydi? Bu algı yanılsaması beklenmedik bir nesneye dikkat edilmemesinden kaynaklanıyor ve bilimsel olarak “dikkat eksikliği kaynaklı körlük” (bakar-körlük) diye adlandırılıyor. Bu isim onu hasarlı görme sistemi kaynaklı körlük biçimlerinden ayırıyor; insanlar gorili görmüyor ama gözlerinde herhangi bir hasar yok. İnsanlar görsel dünyanın belli bir alanına ya da yönüne dikkatlerini tümden verdiklerinde, beklenmedik nesneleri göremeyebiliyor. Bu nesneler çarpıcı, önemli ve tam da baktıkları yerde duran nesneler bile olabilir. Bir başka deyişle, denekler pasları saymaya o kadar odaklanıyorlardı ki gözlerinin önündeki gorile karşı “kör” oluyorlardı…
İnsanların bir şeyleri gözden kaçırması önemli bir meseleydi ama insanların neyi gözden kaçırdıklarını anlayınca uğradıkları şaşkınlık Chabris ve Daniel Simons’a daha da çarpıcı göründü. Deneyin sonucuna göre, dünyamızın bazı görünümlerini, özellikle de dikkatimizin odağındakileri canlı bir şekilde deneyimlediğimiz doğrudur. Fakat bu zengin deneyim kaçınılmaz olarak yanlış bir inanca yol açtığı için çevremizdeki tüm ayrıntılı enformasyonu işlediğimizi zannederiz. Özetle, dünyamızın bazı yönlerini ne kadar canlı gördüğümüzü biliyoruz fakat dikkatimizin o anki odağının dışında kalan dünyamızın bazı yönleri bilincimizin tamamen dışında kalıyor. Canlı görsel deneyimimiz çarpıcı bir zihinsel körlüğü gizliyor. Görsel olarak farklı ya da olağandışı nesnelerin dikkatimizi çekeceğini varsayıyoruz fakat gerçekte bunlar dikkatimizi hiç mi hiç çekmiyor.
Okurları da deneye katıyor Chabris ve Daniel Simons. Şu sözcükleri okuyun: Yatak, dinlenmek, uyanık, yorgun, rüya, şekerleme, battaniye, uyuklamak, horlamak, kestirmek, esnemek, huzur, dinginlik, uyuşuk, yatmak. Hatırlayıp kâğıda yazdığınız listeye bakın. “Uyku” sözcüğünü yazmış mıydınız? İnsanların yaklaşık yüzde 40’ı “uyku” sözcüğünü gördüğünü hatırlamıştır. Eğer bu kişilerden biriyseniz, diğer sözcükleri gördüğünüzden emin olduğunuz kadar “uyku” sözcüğünü gördüğünüzden de eminsiniz büyük ihtimalle. Hatta bu sözcüğü listede gördüğünüzü açıkça hatırlıyor da olabilirsiniz. Fakat listede bu sözcük yok! Bu sözcüğü siz uydurdunuz… Bazı açılardan değişimleri fark edememekten bile daha önemli olan şey, onları fark edeceğimiz gibi yanlış bir inanca sahip olmamızdır. Daniel Levin bu yanlış inancı değişim körlüğü diye adlandırmıştır, insanlar kendi değişim körlüklerine karşı kördürler.
Körlüğümüzle yüzleşme kitabı deneyleyenleri, yazanları ve okuyanları şaşırtmaya devam ediyor.
|
Okuma önerisi!Caner Almaz’ın incelemesi; “Arızalı tiplerle nasıl mücadele edilir?”
|
- Müzik Teorisi Hakkında Bilmeniz Gereken Her Şey - 27 Temmuz 2019
- BİLGELİK KILAVUZU - 14 Haziran 2019
- Atomaltı Parçacıkların Şaşırtıcı Dünyası - 30 Mayıs 2019
FACEBOOK YORUMLARI