Hangi Bilimkurgu Hangi Müzik?

Müziğin diğer türler ile girdiği etkileşime en önemli örneklerinden biri bilimkurgudur, diyebiliriz. Kısacası yazı aracılığıyla bilimkurgunun müzikle ilişkisini gösterirken okurlarımıza yine bilimkurgunun klasik kitaplarını da önermiş olduk. Öyleyse bizlere iyi okumalar ve dinlemeler dilemek kalıyor.

Müziğin dinleyicilere çağrıştırdığı ve onların kafalarında uyandırdığı çeşitli imgeler vardır. Dinlediğimiz şarkılar gözümüzün önüne belli belirsiz resimler, fotoğraflar getirirler. Bu resimler bazen yepyeni kurgular bazen daha önce karşılaştığımız, anılarımıza dayalı görüntülerdir. Bu melodiler daha önce izlediğimiz filmlerle ve okuduğumuz kitaplarla özdeşleşir ya da bir kitap okurken kafamızın içinde çalmaya başlar. Müzik özellikle sinema söz konusu olunca birden fazla duyumuzu harekete geçirebilir. Korku filmi izlerken müzik ve efektler daha fazla gerilmemizi sağlarken bir aksiyon filmi izler ya da kitabını okurken bize gaz verir; gizemli bir filmde ise izleyiciyi büyülemeye yardım eder.

Ben bu yazının kapsamında bilimkurgu şarkılarından ve kitaplarından bahsedeceğim. Çünkü kitaplarda filmlerin aksine okurun yerine müzik seçimleri yapan bir yönetmen yoktur. Yazar kurgu içerisinde tavsiyeler verebilir ancak buradaki müzikalite genellikle okurun bilgisine ve özgün deneyimlerine açıktır. Kısacası klasik bilimkurgu kitaplarının gücünü arttıracak yine bilimkurgu şarkılarını birlikte keşfetmek için güzel bir sebebimiz var. Öyleyse keşfe başlayalım.

Doctor Who: 11 Öykü, 11 Yazar:

Öncelikle tıpkı benim gibi kendini Doctor Who külliyatını izlemeye ve okumaya adayanlar için Doctor Who ile başlayabiliriz. Çünkü sevsin ya da sevmesin bilimkurgu ile ilgilenen her insanın yolu Doctor Who ile mutlaka kesişmiştir. Geçtiğimiz yıllarda Doctor Who külliyatı için İthaki yayınlarından iki yeni kitap çıktı. Bunlardan biri 11 öykü ve 11 yazardan oluşan bir kitap. Dizideki olaylar ve doktorlardan esinlenerek yazılan kitapta yepyeni gezegenler ve evrenlerin yanı sıra dünya tarihine yapılan birçok yolculuk da yer alıyor. Yani bu öykülerde her an Viking ya da Babil tanrılarıyla karşılaşabilirsiniz. Kitapta yer alan öyküler, müzikal anlamda da oldukça önemli bir atmosfere sahip. Öykülerde naif, dünyadışı ya da Kuzeyli olduğu söylenen birçok melodi betimleniyor ve müziğe geniş yer veriliyor. Tabii ki somut bir şarkı önerisi yer almadığı için bu kısımları doldurmak okurun hayal gücüne kalıyor. Biz de çeşitli şekillerde boşlukları dolduralım.

Öncelikle sanki hep Doktor düşünülerek yazılmış gibi olan şarkılardan bahsedelim. Bunların ilki 10. Doktor’un hikayesini okurken mutlaka dinlemeniz gereken The Birds’ün Mr. Spaceman ve UFO’nun Doctor, Doctor şarkısı. Şarkıların majör tonları, neşesi ve betimlemeleri, kafamızda ilk olarak David Tennat’ın hayat verdiği Doktor’u çağrıştırıyor. Bunun yanı sıra Queen ve Rodger Waters’ın “We Believe” şarkısı da insanları betimlemek için Doktor’un ağzından yazılmış bir şarkıya benziyor: “Biz insanlar bazen tanrılara, bazen seçilmiş kişilere bazen de savaşarak çocuklarımızın gece rahat uyumasını sağlayacağımıza ve bunu gibi birçok şeye inanıyoruz. Halbuki birbirimizi anlamaya çalışmanın ve barışmanın tam zamanı.”

Peki, Doktor’un rehberliğinde Vikinglerin, savaşın, Aesir ve Vanir tanrılarının ortasına düştüğümüzde ne dinlemeliyiz? Bunun için çok popüler olmayan bir Kuzeyli müzik gubu önerebilirim: Epic North. Epic North şarkıları genellikle liriksiz olan ve film müziklerini andıran şarkılardır. Özellikle “Viking Wariors from Outer Space” albümünü, Doctor Who’nun Viking öykülerini okurken dinlemeliyiz. Bu öykü ve albüm, hem uzayı hem de Vikingleri bir arada görebileceğimiz az sayıda eserlerden.

Babil tanrısı Marduk ile yolunuz kesişirse diye- ki bu öyküleri okurken kesişecek- The Ruts’un Babylon’s Burning şarkısını ve Rolling Stones’un Bridges to Babylon albümünü de buraya bırakalım. Devasa yıldız adamların dünyaya saldırdığı bir durumda Babil kralı ile iş birliği yapmanız gerekirse mutlaka Rolling Stones dinleyin. Şarkıların dinamizmi ve rahatlatıcı etkisi sizi yatıştırır ve bir Doktor gibi davranmanızı sağlar.

“Doctor Who: Trenzalore Öyküleri”

Doctor Who ile başlamışken oradan devam edelim. Yukarıda İthaki yayınlarından külliyata dair iki kitabın çıktığını söylemiş ve ilkinden bahsetmiştik. İkincisi de “Trenzalore Öyküleri”.  Doktor rejenerasyon haklarını doldurmuşken Trenzalore isimli bir gezegenin onun sonu olacağını öğreniyor. O gün geldiğinde ise zaman yarığından evrene dönmek isteyen bir Gallifrey, gezegenin etrafında Gallifrey’i yok etmek için bekleyen koca bir evrenle birlikte bir Trenzalore kasabasında Tardis’i ve yardımcısı olmadan yüzyıllar boyunca sıkışıp kalıyor. Trenzalore’da daima gece ve kar yağıyor. Gezegen, bir yandan adeta bir Noel kasabası iken bir yandan da iç karartıcı bir atmosfere sahip. İşte kitap, Doktor’un burada kaldığı yıllarda yaşanan maceraları konu alıyor.

Yine Trenzalore macerası için yazılmış hissi uyandıran bir dolu şarkı da mevcut. Bunlardan ilki Beatles’ın Across The Universe şarkısı. Şarkı bir yandan karlı bir noel kasabası atmosferini korurken tüm evrene karşı Gallifrey’i ve küçük bir kasabayı korumaya çalışan Doktor’u da özetler nitelikte: “Hiçbir şey onun dünyasını değiştiremez.” Tüm evren bile…

Tranzalore öykülerini okurken bir tuşa basmamız ve dinlememiz gereken diğer şarkı da Pink Floyd’un The Great Gig in The Sky şarkısı. Dizi izleyicileri bilir, Doktor’un başına sezonlardır bela olmuş bir zaman yarığı sürekli ortaya çıkıyor ve dünya dışı yaratıların dünyaya gelebilmesini sağlıyor. Burada da zamanda donmuş durumda olan sessiz gezegen Gallifrey, aynı yarığı kullanarak Trenzalore aracılığuyla evrene çıkmaya çalışıyor. İşte Pink Floyd’un dünya dışı, gizemli melodileri gökyüzündeki bu büyük yarık ile uyum içerisinde. Ayrıca son olarak metal sever okurlarımız için de Iron Maiden’ın Out Of Silent Planet şarkısını önermek istiyorum. Çünkü bu şarkı sözleri ile bana her zaman Galiffrey’i çağrıştırıyor.

Douglas Adams Klasikleri: “Otostopçunun Galaksi Rehberi” ve Dirk Gently Serisi

Yazıya iki Doktor Who kitabı ile girince hız kesmeyelim ve akla gelen ilk isimlerden biri olan Douglas Adams’ın klasiklerine de bir göz atalım. Bu sayede majör tonların da dibine vurmuş olalım. Adams’ın sempatik ve komik üslubu bilimkurgu ile komediyi iç içe geçiriyor. Bu evrende her an her şey ile karşılaşabilir ve istemsiz kahkahalar atabilirsiniz. İster zamanlararası bir dedektif olun isterseniz evrenlerarası kaçak bir yolcu, Douglas Adams’ın elinde kesinlikle maymuna dönüyorsunuz. Bu nedenle Adams’ın tüm karakterlerini betimleyen bir şarkı olan Patti Smith’in Space Monkey’ini önerebiliriz.  Bu şarkıdaki ve bu evrendeki tüm kurgular çılgın anti kahramanlar üzerine kurulu.  Çünkü evreni bir maymun da yaratmış olabilir, bir fare de.

Douglas Adams klasiklerini okurken dinlemek isteyebileceğiniz diğer bir şarkı da The Kinks’in Supersonic Rocketship şarkısı. Yine majör tonların fevkinde bir şarkının yarattığı enerji ile Adams’ın üslubu oldukça benziyor. Şarkının ve yazarın üslubunun hem çok neşeli hem de oldukça yavaş ve rahat bir tonu var. Zaten evinizden galaksiler arası bir otoyol geçecek olsaydı bir sigara yakıp rokete atlar ve The Kinks dinleyerek kendinizi çayırlara vururdunuz. Ayrıca yine mojör tonlarından dolayı David Bowie’nin Moonage Dadydream şarkısını da tüm kozmik hippilere tavsiye edebiliriz.

Andy Weir- “Marslı”

Doctor Who ve Douglas Adams’tan sonra popüler kültür ve sinemada ismini sıkça duyduğumuz bir kitap da “Marslı”. Hem Space X’in Mars projesi hem de “Marslı” filminin başarılı olması, kitabın adının da son dönemde epey duyulmasını sağladı. Kitap, bir astronot ekibin Mars’tan dönerken bir arkadaşlarını geride bırakması ve kalan astronotun tek başına iletişim cihazı dahi olmadan Mars’ta hayatta kalmaya çalıştığı serüveni anlatıyor. Oldukça etkileyici bir kurguya sahip olan kitabın gücünü, müziğin nasıl arttırdığını filmin “soundtrackleriyle” keşfetmiştik. Çünkü David Bowie’nin Starman’iyle en kritik anlarda yaptığı giriş izleyiciyi ağlatacak cinstendi. Buna yine David Bowie’nin Life On Mars’ını dahil edebiliriz.

Bunun yanı sıra Styx’in efsane albümü The Mission, Marslı’nın kurgusuyla oldukça güzel bir birliktelik kurabilir. Albümdeki şarkılardan Red Storm ile Mars’ta mahsur kalmanın ve Hundred Million Miles From Home şarkısı ile yabancı bir gezegende tek başına olmanın nasıl bir şey olduğunu, Radio Silence ile de evinizle iletişim kurmak için sarf etmeniz gereken çabayı hissederek Mission To Mars ile görevinizi tamamlayabilirsiniz.

“Dune”, “Dune Çocukları” ve “Dune Mesihi”:

Frank Herbert’in klasik Dune serisini David Lynch filminden tanıyan okurlarımız olabilir. Onlar için bu başlık çok daha tahmin edilebilir olacaktır.

“Dune”, kısaca en değerli maden olan baharatın çıkarıldığı bir gezegende iyiler ve kötülerin hükümdarlık savaşını anlatıyor. David Lynch’in elinde yeniden yaratılan kurgunun müzikleri, Toto isimli bir rock müzik grubuna emanet edilmişti. Müzik, David Lynch’in hassas noktalarından biri olduğu için filmin “soundtrack”leri oldukça etkileyiciydi. Bu yüzden okurlarımıza ona güvenmeyi ve kitabı okurken Toto dinlemeyi tavsiye edebilirim. Bunun yanı sıra kurgunun karanlık atmosferine iyice girmek açısından “karanlık lord” Purcipine Tree’den Dark Matter, Sapce Transmission ve Lazarus şarkılarını dinlemeden geçmemek gerek.

Asimov- “Ben Robot”:

Yapay zeka robotlar ile çevrilmiş bir gezegende bu robotlardan birini suçlu bulan bir dedektif olsaydınız ne yapardınız? Bence müzik dinlerdiniz. Önünüzde bol aksiyonlu günler olduğuna göre mesela Linkin Park’tan Robot Boy dinleyerek başlayabilirdiniz. Yahut yine Styx’in Kilroy Was Here albümünü mutlaka dinlerdiniz. Adını bir dönemin popüler grafitilerinden alan albümün Özellikle Mr. Robota ve Cold War şarkıları, içinde bulunduğunuz zorlu durumda size yardımcı olacak yegane şeylerden olurdu. “Yahu bu yapay zekalar ayık kafayla çekilir mi?” derseniz de Daft Punk’ın Robot Rock şarkısı tam size göre. Ancak dikkatli olun, Daft Punk kitabı unutup dansa gitmenize sebep olabilir.

H.G. Wells- “Zaman Makinesi”:

Geçtiğimiz aylarda Kırmızı Kedi yayınevinin bastığı kitap, elime geçtiğinde bir bilimkurgu meraklısının ne kadar başka konuları irdelese de zamanda yolculuğa döneceğini fark ettim. Zaman, insanlığın en büyük açmazı ve hükmedemediği belki de tek şey. Bu nedenle onunla olan mücadelesini hayal etmeye doyamıyor. Zaman Makinesi’nde Wells’in yarattığı evren, yıllar sonra dünyalı insanların evrim geçirerek geleceği nokta ve bu noktada mahsur kalmış bir maymunsu insanı yani bizim zamanımızdan bir bilim adamını konu alıyor. Hem evrim hem zamanda yolculuk üzerine düşündüren kitabın, bilim adamının zaman makinesinin çalınması ile polisiye bir yanı da ortaya çıkıyor.

Oldukça felsefi bir alt yapısı olan kitaba ilk elden önermek istediğim şarkı ise The Beatles’ın Lucy in the Sky With Diamond şarkısı. Şarkı ismini insan ve maymunun ortak atasına en yakın olan maymunsu bir yaratıktan alıyor: Latince ismi Australopitecus olan Lucy. Beatles sayesinde bu yakın akrabamızın telafuz edebildiğimiz bir ismi var.

Zaman Makinesi okurken iyi gidecek şarkılardan bir diğeri ise Uriah Heep’ten Time Traveller ve Led Zeppelin’den Kashmir. Klasik zaman yolculuğu şarkılarını bu kitaba saklayarak kitabın mutlaka okunması gerektiğini de vurgulamış oluyor muyuz?

Robert A. Heinlein- “Yıldız Gemisi Askerleri”:

Yıldız Gemizi Askerleri, yazıda yer alan en aksiyon ve en klasik bilimkurgulardan biri. Ancak dev uzaylı böceklerin istilası ışığında militarizm eleştirisi yapabilmek de ancak bilimkurguya nasip olan bir durumdur. Bu kurguya uygun şarkı keşfetmek epey zor olsa da sizlere şarkı sözlerinden yola çıkarak birkaç şarkı önereceğim. Öncelikle bu dev böcekler nereden geldi? Tabi ki göklerden… Öyleyse Credence Clearwater Revival’dan It Came Out Of  The Sky şarkısını, özellikle hippiliğini her koşulda sürdürebilen okurlarımız için tavsiye edeceğim.

Ayrıca dev böcekler söz konusu olduğunda bile en büyük direncimiz aşktır, sevgidir. Her bilimkurgunun çıkacağı kapıyı araladık. Öyleyse Muse’dan Resistance dinleyelim. Çünkü “Love is our resistance!”

Toparlamak gerekirse, müziğin diğer türler ile girdiği etkileşime en önemli örneklerinden biri bilimkurgudur, diyebiliriz. Yukarıda saydığımız klasik kitapları yine klasik şarkılarla bir araya getirdiğimizde bu durumu daha iyi kavrayabiliriz. Kısacası yazı aracılığıyla bilimkurgunun müzikle ilişkisini gösterirken okurlarımıza yine bilimkurgunun klasik kitaplarını da önermiş olduk. Öyleyse bizlere iyi okumalar ve dinlemeler dilemek kalıyor.

Daha fazla bilimkurgu şarkı keşfetmek için TIKLAYINIZ

Çağla Üren
Vinkmag ad

FACEBOOK YORUMLARI

Yorum

Read Previous

Roberto Bolaño’nun Tılsım’ı

Read Next

2017 Erdal Öz Edebiyat Ödülü’nün sahibi Cevat Çapan

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Lütfen gördüğünüz rakamları bitişik olarak yazınız! *

Follow On Instagram