Kaybolup Giden Bir Kadın

Kaybolup Giden Bir Kadın, bir kadın öyküsü. Marian Forester coşkulu, hayat dolu, her daim genç hisseden bir başka deyişle bu dünyanın kötü gidişatına pek de aldırmayan, yaşamın tadını doyasıya çıkarmaya çalışan bir kadın.

Bu kitabı okuyup bitirdiğim neredeyse yirmi gün olacak. Tadı hala ruhumda. Bugünlerde Leyla Erbil’i okurken anlamak için nasıl metnin içinde debeleniyorsam, şimdi siz Kitap Eki okurlarına tanıtmak istediğim bu kitabın sayfaları arasında o kadar rahat etmiştim. Hiçbir anlama çabam yoktu. Her şey açık seçik kolay anlaşılan cinsinden. Kolay okunur olması kitabın değerinden bir şey azaltmıyor aksine anlaşılır haliyle daha derin duygulara yelken açıyorsunuz. O duygusallığın hâkim olduğu romantik atmosferi kolayca anlaşılabilir cümlelerle kuran yazar, sizi bir akşamüstü kızıllığında sevdiğiniz biriyle otururken elinizde biranız batan güneşi seyretmenin mutluluğuna benzer huzurlu bir keyifle sarıp sarmalıyor.

Şimdi bu okuması kolay ve bir o kadar da keyifli kitabın adını ve yazarını açıklıyorum: Willa Cather ve Kaybolup Giden Bir Kadın. Bir kadın öyküsü. Marian Forester coşkulu, hayat dolu, her daim genç hisseden bir başka deyişle bu dünyanın kötü gidişatına pek de aldırmayan, yaşamın tadını doyasıya çıkarmaya çalışan bir kadın. Hayatındaki erkeklerin bu parıltılı kadınla olan etkileşimleri ve böyle ayrıksı ve coşkulu kadınların etrafındaki o sert toplumsal duvarlar. Kıskanç kadın yüzleri.

Kahramanımızın hayatının beklenmedik gidişatında zengin yaşamını ve kocasını kaybettikten sonra o sert toplum kurallarının nasıl daha çok sertleştiğini ve gittikçe daha da yıkıcı olduğuna şahit oluyoruz. Aslında hepimizin bildiği bu ataerkil düzende bir türlü kendisi olamayan birçok kadının olağan sayılabilecek bir yaşam öyküsünün bu kadar içten ve dokunaklı anlatılışı. Sanki bir film seyrediyorsunuz ya da gerçek hayattan bir kesit ya da bir tiyatro sahnesi. Bu kadar güzel mi anlatılır veya yazılır. Okudukça inanamadım üstelik bu satırlar yıllarca önce yazılmış. Willa Cather 19. yüzyıl yazarı. Değişen tek şey iletişim araçları. Romanda geçen merkezi telefonlar ve telgrafla olan iletişimlerin günümüz dünyasında demode olması dışında her şey aynen devam ediyor. Hayatın o muhteşem gizemi ve insan ruhunun çözülemez karmaşası romanın bütün satırlarına sinmiş durumda.

“Belki insanlar ağır başlılıkla yaşlanmayı kabullendiğimi düşünüyorlar, ama hayır, kabullenmedim. İçim öylesine bir yaşama gücüyle dolu ki Niel” sayfa 86

“çürüyen zambaklar” diye döküldü ağzından,”yabani otlardan çok daha iğrenç kokar çürüyen zambaklar” sayfa 58

 “Yaşayan her şeyde, berrak gökyüzünde uçuşan kuşların buğulu sabah ötüşüne benzer duru ve şen bir şeyler bulunuyordu. Safran rengi doğudan gelen ince, sarı, şarabi gün ışığı, ıtırlı çayları, koruda parıldayan ağaç tepelerini yaldızlamaya başlamıştı” Sayfa 57

Willa Cather (1873- 1947) Amerikalı bir kadın yazar. Ne yazık ki Türkiye’de çok tanınmıyor. Türkçeye çevrilmiş iki kitabı var. Alexander Köprüsü ve Amansız Düşmanım. Ayrıca I. Dünya Savaşı’nı konu alan One of Ours yapıtıyla 1923 yılında kurgu dalında Pulitzer Ödülü’ne değer görülmüş.

Kaybolup Giden Bir Kadın. Bu kitabı okumanızı öneririm. Ayrıca Willa Cather’in diğer kitaplarının da dilimize çevrilmesi edebiyatseverler için çok sevindirici olacak.

  • Kaybolup Giden Bir Kadın
  • Yazar: Willa Cather
  • Çeviri: Faruk Ersöz
  • Türü: Roman
  • Baskı Yılı: 2018
  • Sayfa Sayısı: 120 Sayfa
  • Yayınevi: Helikopter
Feride Cihan Göktan
Latest posts by Feride Cihan Göktan (see all)
Vinkmag ad

FACEBOOK YORUMLARI

Yorum

Read Previous

Yeni bir yıl, yeni umutlar demektir

Read Next

Başaranlar olacaktır mutlaka, başarılacaktır da…

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Lütfen gördüğünüz rakamları bitişik olarak yazınız! *