Korkut Akın 
Yönetmen Teona Strugar Mitevska, Onun Adı Petrunya’da alabildiğine sakin bir dille yansıtıyor düşüncesini beyaz perdeye.
Bütün ülkelerde de aynı mıdır, bilinmez ama Kuzey Makedonya’da yaşanan ile bizim ülkemizde yaşananların benzerliği hiç de şaşırtıcı değil. Her ne kadar bizde İslamiyet onlarda Hristiyanlık olsa da, hayata erkek egemen mantıkla bakınca kadının adı hiç olmuyor. Gelin de Duygu Asena’yı ve onun önemli kitabı “Kadının Adı Yok”u anımsamayın.
Dini bir bayram olan Teofanya Bayramında, suya atılan haçı bir kadın çıkarır. Oysa bu etkinliğe kadınların katılması ‘yasak’tır. Doğal olarak da olaylar başlar. Kilise başta, köyün ileri gelenleri, polis hatta televizyon peşindedir. Buradan magazin mi çıkar yoksa maraza mı doğar, filmi izleyince siz karar vereceksiniz.
 |
Petrunya, üniversitede hiçbir işine yaramayan tarih bölümünde okumuştur. Bizim ülkemizde olduğu gibi işsizlik almış başını gitmektedir. Bir yandan ekonomik bağımsızlığının olmaması dolayısıyla, bir yandan da şişmanlığını bahane edinerek her şeyden kaçar. Gittiği iş görüşmelerinde tacizle, aşağılanmayla yüz yüze kalır. Papazın suya attığı haçı çıkaran emellerine ulaşıyorsa, neden bu Petrunya olmasın!
Yönetmen Teona Strugar Mitevska alabildiğine sakin bir dille yansıtıyor düşüncesini beyaz perdeye. Oyuncular da başarılı. Mekanlar ise gerçekten çok iyi düzenlenmiş, ışıklar da konuyu destekleyecek şekilde kullanılmış. Senaristin hatta yönetmenin elinde olmayan ise mahalle baskısı. Yılların çöreklenmiş köhne ve bir o kadar da aşağılayıcı kuralları her şeyin üstüne çıkıyor bir anda. Doğal olarak da ister dini otorite olsun ister siyasi güç anında ters dönüyor. Çünkü erkek egemen dünyada yaşıyoruz ve hayatın bütün kuralları -buna din de dahil- bu mantıkla konulmuş. Karşı çıkanı ezip sindirmeye hatta yok etmeye kararlılar.
Sahi, bizde de olmuyor mu aynısı?
 |
 |
 |
 |
8 Kasım’dan başlayarak gösterimde…
Onun Adı Petrunya |
Yeşilçam’da ve televizyonda film çekmesine rağmen kendisini kısafilmci olarak tanımlıyor. Birçok ödülü var…
YAZKO Somut’la başlayan yazma süreci -senaryoları saymazsak- Dünya Kitap’la gelişti, büyüdü. Cumhuriyet ve Radikal Kitap’ta da yazdı… Ataşehir Kültür Dergisi’nde (noter tasdikli 8 bin tirajlı) sürekli ve düzenli yazıyor. Yerel, bölgesel, sektörel gazetelerde de… hep sanat kültür üzerine.İnternet üzerinden kitap tanıtımları, kültür yazıları, film eleştirileri yazdığı siteler de var.
Sanatın savaşı yeneceğine inanıyor. Barış ve demokrasi istiyor.
- Hayata bir de bu “pencere”den bak!… - 9 Nisan 2020
- BİTMEYEN AŞK: İSTANBUL - 7 Aralık 2019
- Türkiye’nin Çilingir Sofrası: Rakı Gastronomisi - 3 Aralık 2019
FACEBOOK YORUMLARI
