Özlem ve Yaz

Ataol Behramoğlu şair, yazıyor. Sali ressam, çiziyor. İki sanatçı bir araya gelince duygu daha bir yoğunlaşıyor, daha bir güçleniyor, daha bir taşıyor sokaklara.

Şiiri hep ikiye ayırmışımdır. Biri yüksek sesle gürül gürül akan, insanın içine dolan şiir. Diğeri de inceden inceye fısıldayan, insanın içine işleyen şiir. Kuşkusuz ki ikisi de duygu yüklüdür, çok çalışılmıştır, okurunu taşır ve edebiyatı güçlüdür. İkisinden de alınan tat farklıdır. İkisinin de yeri ayrıdır muhakkak ki.

Ataol Behramoğlu, en zorlu konuları bile sakin bir dille fısıldayarak anlatan bir şair. “Militan” bir şair-di. O zaman da sakindi dizeleri. İçeriğindeki güç taşıyordu insanlarla sokaklara. Şimdi de sakin dizeleri, Foça’da dingin bir günde, güneşin altında ve/veya gölgede, rüzgara karşı ve/veya denizin uçsuz bucaksız maviliğinde yiterken aynı duygularla doluyorsunuz ister istemez.

Düşler aynı, düşünceler değişse de…

“Militan”, takip ettiğim bir dergiydi. Beni edebiyata bağladığını söylesem yalan olmaz (Bir de Yansıma, Tekin Sönmez’in). Yukarıdaki şiir ayrımını o zaman yakalamıştım kendimce… Değişen pek bir şey olmadı aradan geçen yıllarda. Sanata bakışında, dünyayı algılayışında, çözüm yollarında ise değişimin ne yeri burası ne de sırası…

“Özlem ve Yaz” içinizi ısıtan ve ışıtan dörtlüklerden oluşuyor. Sanki bir çırpıda çiziktirilmiş gibi. Tabii, Ataol Behramoğlu’nun bir çırpıda şiir yazdıracak denli birikimi ve deneyimi var. O ‘bir çırpıda’ dediğimiz; ilki 1969’da basılan 18 şiir kitabı, bir o kadar -Uluslararası Lotus Edebiyat Ödülü de içlerinde- ödül, dergiler, öğretim üyeliği, şiir üzerine yazılar, konuşmalar, müziklenen onlarca şiir ve yine müzik eşliğinde kitleler karşısında o coşkuyu paylaşmak… Hepsinin harmanlanması bir bedende, bir dimağda. Pascal’ın “Kısa yazacak kadar zamanım yoktu” dediği kadar var yani.

Yaşama sevinci…

Değişmenin değişmeyen tek yasa olduğunu bilince, Ataol Behramoğlu’nun fısıldayan şiirlerinde yaşama sevincinin hep önde olduğunu fark ediyorsunuz. Zaten, okur olarak da o duyguyla, belki de içinizi saran o mutluluk rüzgarıyla okumaya başlıyorsunuz. “Özlem ve Yaz, Foça Dörtlükleri” sizi taşıyor zaten.

Daha önce görmüş olabilirsiniz Foça’yı, görmemişleriniz de vardır muhakkak. Denize karşı geniş geniş doldurup ciğerlerinizi o nemli rüzgarla akşam yiyeceğiniz balığın ve içeceğiniz rakının hayalini kurmuş olabilirsiniz. Öyle bir hayal kurmamışsanız da, üzülmeyin, hepsini Foça Dörtlükleri yaşatacak size.

Bir şairin sabaha, rüzgara, denize, yiyeceklere, gün batımına, sokaklara, balıkçılara bakışını, bu bakıştaki gözlemi, o gözlemle dolu duyguları bulacaksınız “Özlem ve Yaz”da. En çok da rengi…

Sali’nin katkısı…

Ataol Behramoğlu şair, yazıyor. Sali ressam, çiziyor. İki sanatçı bir araya gelince duygu daha bir yoğunlaşıyor, daha bir güçleniyor, daha bir taşıyor sokaklara. Sali, aynı sakinlik ve yalın bir çizimle, ama dolu dolu renklerle görselleştirmiş dizeleri. Ataol Behramoğlu’nun müzik eşliğinde şiirlerine alışkınız, şimdi de Sali’nin renkleriyle bambaşka bir havaya bürünen dizelerinde sıra…

  • Özlem ve Yaz
  • Foça Dörtlükleri
  • Yazan: Ataol Behramoğlu
  • Desenler: Sali
  • Türü: Şiir
  • Baskı Yılı: Eylül 2016
  • Sayfa Sayısı: 69 Sayfa
  • Yayınevi: Tekin Yayınevi

Korkut Akın
Latest posts by Korkut Akın (see all)
Vinkmag ad

FACEBOOK YORUMLARI

Yorum

Read Previous

Hikayeleriyle Şarkılar

Read Next

Sevinciyle, üzüntüsüyle 2016’da kitap dünyasının olayları

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Lütfen gördüğünüz rakamları bitişik olarak yazınız! *

Follow On Instagram