Sonuçta bir direniştir yaşamak; Ernesto Sabato Üzerine

Direniş, daha yüce ve insanca bir dünya için değişme cesareti göstermeye çağıran bir manifesto. Yüz yaşına gelmiş bir çınarın, Arjantinli yazar Ernesto Sabato’nun bize miras kalan sözü. Direniş kısacık bir anlatıda büyük bir iç görü, deneyim ve bilgelik taşıyan bir kitap.

Ernesto Sabato başta ülkesi Arjantin olmak üzere dünya halklarının özgürlüğüne ve direnişine hayatını adamış bir yazar. 2011 yılında tam yüz yaşında kaybettiğimiz Sabato, Latin Amerika’da yaşanan dikta rejimlerine, insanlık ihlallerine, baskıya ve faşizme karşı durur hayatı boyunca. İkinci Dünya Savaşı sonrası yazdığı romanı Tünel ile duyurur adını ve Albert Camus, Thomas Mann gibi yazarların desteğini alır. Fransız Şeref Nişanı sahibi olan Sabato yazarlığı dışında politik kimliğiyle de tanınır.

Zorbalığa karşı direnişini hem yazılarıyla hem de eylemleriyle koyar ortaya. Arjantin’de cuntacı yönetim tarafından uygulanan baskı ve dikta rejimine karşı yazılar yazar, meydanlara çıkar. Kayıp annelerine destek olur ve 1982’de Ulusal Kayıplar Komisyonu başkanlığına seçilir.

Sabato’nun insanlığa vasiyeti

İşte onun son kitabı olan Direniş bu birikimin kısa, net, çarpıcı bir özeti, Sabato’nun insanlığa vasiyeti. Onun karşı çıkışı hem baskıcı iktidara hem de gittikçe bencilleşen, sığ bir hayata sığınan, özgürlüğü önemsemeyen ve robotlaşan insana karşıdır. Yazarın 2002 yılında yazdığı son kitabı olan Direniş, ülkemizde de Ocak 2018’de Delidolu Yayınları tarafından Pınar Savaş’ın akıcı çevirisiyle yayımlandı.

Ernesto Sabato, Parque Lezama. 1969

Kitabın ana temalarından biri gittikçe bencil, bireysel, varoluşsal anlamını ve amacını yitirmiş mekanik bir yaşam süren insanlar. Yazar, kalabalıklar içinde yalnız ve kaybolmuş bireye, iletişimsizliğe, temassız hayatlara ayna tutuyor. Artık birbiriyle sohbet etmek, paylaşmak yerine gittikçe daha çok bireysel hayat odalarına kapananlara itirazı.

Diğer insanlarla temasını yitiren bu yeni insan, kendi içine yönelmek ve sessizliği özümsemek yerine televizyonun ve gürültünün esiri oluyor. Masa sohbetlerinin yerini televizyona yöneltilen hipnotik bakışların aldığı saptamasını yapıyor. Televizyonun akışkan ekranı karşısında kitlenen insan, çevresindeki dünyaya bakmayı, doğayı algılamayı unutuyor.

Günümüzde internet ve sosyal medya

Gerçek manzarayı, kokuları, renkleri ve insanın sıcaklığını unutuyor. Algısı pikseller seviyesine indirgeniyor. “Ekranda ışımayan hiçbir şeyi görmüyoruz; bize desibellerle yüklü olarak gelmeyen hiçbir şeyi duymuyoruz; ne de kokuları alıyoruz. Artık çiçeklerin bile kokusu kalmadı.” Sabato’nun televizyon için yaptığı bu saptamalar günümüz insanı için de internet ve sosyal medyada devam ediyor diyebiliriz.

Ekran sohbetleri nedeniyle gerçek arkadaşlıklara vakti olmayan, varlığını sosyal mecrada aldığı beğeni sayısıyla ölçen, kelimeler yerine emojilerle derdini anlatmaya çalışan yeni bir anlayış var artık. Bu da insanca olanın, sıcak temasın, iletişimin, duygusal paylaşımın, merhamet ve sevginin yok olmasına neden oluyor. Sabato bunlara direniş için en önemli şeyin  paylaşmak olduğunun altını çiziyor. “Sohbete ve diyaloğa inanıyorum” diyor “insanın asaletine ve özgürlüğe inanıyorum.” Umut hep yanan bir meşale onun için, özgürlükse hayattaki en değerli kavram.

Gittikçe daha bencilleşiyoruz. Sürekli rekabet eden, insanları bize sağladıkları yararlar ölçüsüne indiren bir toplum oluyoruz. Bunun en önemli nedeni de kentlerin büyüklüğünün bizi cüceleştirmesi, modernizmin çirkinleştirdiği şehirler ve yok ettiği kültürel değerler. Üzerinde kaydığımız, tutunamadığımız bir dünya yaratan hız ise bireyin gün geçtikçe kendisine ve topluma yabancılaşmasına neden oluyor.

Dünyaya özen göstermek

Yeni global dünyanın eğitim sistemi rekabetçilik, bireysellik ve kazanma hırsı üzerine kurulu. Çalışma şartları da insancıllıktan çıktı, katı ve acımasız bir rekabet ortamına dönüştü. Rekabetin ve bireyselliğin kanını kuruttuğu bir dünyanın altında ezilmiş gibiyiz. Bunun sonucunda güven yok oldu. İnsanların bu güvensiz ortamda daha kaygılı ve mutsuz yaşadığını belirtiyor Sabato. Çocuklara asla akıllarında tutamayacakları bilgiler yerine dünyaya özen göstermeyi, doğayı korumayı, saygıyı öğretmemiz gerektiğini söylüyor ve daha insanca yaşam arayışının eğitimle başlaması gerektiğini belirtiyor.

Ve yaptığı bu belirlemelere karşı direniş noktalarını da ortaya koyuyor. Doğaya saygılı, iletişim kuran, vaktini televizyon başında harcamak yerine insanın sıcaklığına sığınan bir yaşam tarzı bu direniş yöntemlerinin başında geliyor. Sanat ve eğitim konusunda, savaşlara ve ezilen insanlara yaklaşım hakkında söyleyecek sözleri var. “Gecenin karanlığında kendini hissettiren şafağın aydınlığı kadar yakın ölümüm” dediği gibi, isyan etmeden, ölümle barışmış bir halde hayatının sonuna hazırlanırken insanlığa karşı son görevini yerine getiriyor böylece. Hayatı boyunca mücadele verdiği daha adil, insanca bir hayat adına Direniş. Sonuçta bir direniştir yaşamak.*

*Yok öyle umutları yitirip karanlıklara savrulmak
Unutma, aynı gökyüzü altında
Bir direniştir yaşamak.
Nazım Hikmet

  • Direniş
  • Yazar: Ernesto Sabato
  • Çeviri: Pınar Savaş
  • Baskı Yılı: Ocak 2018
  • Sayfa Sayısı: 139 Sayfa
  • Yayınevi: Deli Dolu Yayınları

Pınar K. Üretmen
Vinkmag ad

FACEBOOK YORUMLARI

Yorum

Read Previous

Behçet Necatigil Şiir Ödülü Şükrü Erbaş’a

Read Next

Akademisyenlerden KHK Öyküleri üzerine bir söyleşi

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Lütfen gördüğünüz rakamları bitişik olarak yazınız! *

Follow On Instagram