Nefes Kesici Bir Gerilim: Kurtulan Kızlar

Riley Sager’in ilk gerilim romanı Kurtulan Kızlar; heyecanlı, mantıksal örgünün korunduğu, psikolojik derinliğe sahip, akıcı, nefes nefese bir roman.

Ayrıntılar önemlidir. Quincy’nin kişisel blogunda yer alan bu kural, internet sitesindeki on emirden biri. Evet, ayrıntılar önemlidir, özellikle söz konusu bir cinayeti aydınlatmak ve gerçek katili bulmak olduğunda. Quincy Carpenter bir Kurtulan Kız, beş gencin can verdiği bir toplu katliamın tek kurtulanı. Katilin bir polis tarafından öldürülmesi nedeniyle cinayet dosyası kapatılmış olsa da on yıl sonra yaşanacaklar aslında hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığının, gerçeklerin ayrıntılarda gizli olduğunun bir kanıtı.

Kurtulan Kızlar, Stephen King’in dediği gibi 2017’nin en büyük gerilim romanlarından biri. Yazar Riley Sager romanın sonuna kadar heyecan ve merak duygularını yüksek seviyede tutarak nefes nefese bir okuma sağlıyor. Okur da bu maceranın içine dâhil olarak soluksuz aşıyor sayfaları. Kurtulan Kızlar sadece bir polisiye değil aynı zamanda psikolojik gerilim romanı.

Karakterlerin psikolojik çözümlemeleri

Karakterlerin psikolojik çözümlemeleri, kişilik özellikleri ve toplumsal ilişkilere yer vermesiyle yüzeysel bir macera romanı olmanın üzerine çıkarak psikolojik derinliği olan bir anlatıya dönüşüyor ve sadece çok satan popüler bir roman sayılmamayı hak ediyor. Üstelik polisiye gerilim romanlarının –merakı sürekli kılmak, okuru şaşırtmak adına– düşebildiği gerçekçi bağlantıların bozulduğu mantıksız bir kurgu yanlışına da kapılmıyor. Okurun gözlerinin önünde canlanan, üç boyut kazanan görsel bir anlatı ve bu özelliğiyle iyi bir film senaryosu olma potansiyeline sahip olduğunu da söyleyebilirim.

Kurtulan Kızlar, Quincy Carpenter’in on yıl önce bir gençlik partisinde yaşadığı vahşetin, geri kalan herkesin öldüğü ve tek kurtulan olduğu bir cinayetin izini süren psikolojik gerilim romanı. Kitap, ormanda kanlar içinde ve nefes nefese koşan bir kızla, bir cinayetle başlıyor. Bedenindeki şiddetli acılara ve bıçak darbelerine rağmen tüm gücüyle koşuyor ve gördüğü ışığa, bir arabanın farlarına ulaşıyor. Karşısına çıkan güvenlik görevlisine doğru atıldığında aklında kalan tek şey kendisi dışında herkesin öldüğü. Sağ kurtulması dışındaki her şey belleğinin karanlık boşluğunda kaybolmuş birer ayrıntı.

İki farklı zaman

Kitap iki farklı zamanda yaşanan olayları anlatıyor. Şimdiki zamanda, kitabın ana kahramanı Quincy tarafından ben anlatısıyla ilerleyen bölümler ve on yıl önceki vahşet gecesini üçüncü tekil kişi olarak anlatan bölümler birbirini takip ediyor. Quincy, popüler ve çok sayıda takipçisi olan blogunda yaptığı pastaları sergileyen, avukat sevgilisi Jeff ile birlikte yaşayan bir kadın. Hayatı huzurlu, sıradan ve basit gibi görünse de onu herkesin yaşamından ayıran bir özelliği var: geçmişi. On yıl önce Çam Evi cinayeti adı verilen bir toplu katliamın tek kurtulanı, basının verdiği isimle bir Kurtulan Kız o.

Oysa Quincy o gün olanları hatırlamıyor. Beş arkadaşıyla beraber parti evine gitmeleriyle polise kanlar içinde koşması arasında geçen sürede yaşananlar hakkında hiçbir şey yok belleğinde. Tek bildiği tüm arkadaşlarının vahşice O’nun tarafından öldürüldüğü. Gene de hayata bir şekilde –terapilerle, ilaçlarla- tutunuyor. Her gün aldığı yeşil reçeteli xanax tabletleriyle sakin kalmayı başarıyor. İnsanlarla ilişki kuramayan, kimseye güvenemeyen bir ruh hali kazansa da yaşamaya devam ediyor. Düzenli ve kısmen huzurlu bir hayat kuruyor kendisine. Ta ki diğer kurtulan kız Lisa intihar edene kadar.

Soluksuz bir macera

Kurtulan Kız, korku filmlerinin sonunda hayatta kalan son kadına sinema müptelalarının verdiği isim. Basının Kurtulan Kız olarak sayfalarına taşıdığı üç kadından biri olan Lisa Milner, Çam Ev katliamından on iki yıl önce bir kız birliği evinde dokuz kız arkadaşının ölümüne tanık olan ve o evden canlı çıkabilen tek kızdır. Bu olaydan dört yıl sonraysa Samantha tabloidler, gazeteler ve dergiler tarafından bir diğer Kurtulan Kız ilan edilir. Son olarak da Quincy hiç kimsenin katılmak istemeyeceği bu ekibe katılır. Onlar basın tarafından dönüşüme uğratılmış, katliamdan kurtulmuş olmaktan çok korku filmlerinden fırlamış birer kişiliktir artık. Bu üç farklı kızı birbirine bağlayan görünmez ama çok güçlü bir bağ vardır. Bu nedenle Lisa’nın ölümü yıkıcıdır. Hatta bu ölüm yıllar önce kaçıp kurtulduğu bıçak darbeleriyle, kendi bileklerini keserek gerçekleşince daha da katlanılmaz olur Quincy için.

Tüm detaylar intihardan çok bir cinayet ihtimalini gündeme getirecek, Lisa’nın ölmeden önce Quincy’ye attığı e-posta olayları daha ilginç hale getirecektir. Ancak bundan daha da ilginç olan bunca yıldır kendisiyle hiç iletişim kurmaya çalışmayan ve son yıllarda kayıplara karışan Samantha’nın evine gelerek tanışmak istemesi olur. Samantha ve Quincy birlikte bir karanlık kuyunun dibine doğru yol alırken Quincy’nin on yıldır hatırlayamadığı karanlık geçmiş de o kuyudan yavaş yavaş gün ışığına çıkmaya başlar. Açığa çıkanlarsa her şeyi kaotik bir girdaba sokacak, sadece bir cinayetin değil daha başka cinayetlerin de peşinde soluksuz bir maceraya sürükleyecektir.

Kurmacaya psikolojik derinlik kazandıran konular

İnsan denilen varlık, toplum içinde farklı rollere giren birçok kişiliğin birleşmesidir. Bir insanda bir çok parça yaşar ve bütünü oluşturur. Kimi parçalarımızı biliriz, severiz, önceleriz. Kimisini ise derinlere iter yok sayarız. Bir gölge olur içimizde yaşar, ama biz o parçamızı görmeyiz. Tüm iyi niyetleri kendimize atfederiz de acıtan dürtüleri yok sayarız. İşte, Quincy’nin hikâyesini okurken bir yandan da insanın içinde sessizce yaşayan çoklu kişiliklerle, farklı yüzleriyle tanışıyor okur, bilinçdışıyla yüzleşiyor. Her ne kadar toplumsal hayatta çeşitli roller oynayarak, maskeler takarak uygun normlarda hareket etsek de içimizde karanlık dürtü ve duyguların da yer aldığını fark ediyor.

Görünen, sevilen, onaylanan toplumsal kişiliğin derinlere ittiği gölge kişilikle tanışıyor. Bir insanın hayatta kalma ya da saldırganlık dürtüsüyle belki farkında olmadan sınırları nasıl aşabileceğini, içinde iyilikle beraber pusu kurmuş bekleyen kötücül bir yan olduğunu ve her an vahşi yüzünü gösterebileceğini görüyor. Bilinçdışı, gölge kişilik ve saldırganlık dürtüleri kitapta hikâyenin içine sindirilmiş ve kurmacaya psikolojik derinlik kazandıran konular. Bir diğer psikolojik yaklaşımın da anne-kız ilişkilerinin çevresinde sarmallanan insanlar arası iletişim ya da iletişimsizliğe dair olduğu söylenebilir. Kişisel sınırlar, sosyal medya ve basının ihlal ettiği özel hayatın gizliliği, kadınların toplumda güvenli bir hayat sürme haklarını ellerinden alan davranışlar kitabın ele aldığı diğer sosyal konular. Asıl maceranın akışını bozmadan, alt metinde vurguluyor yazar tüm bunları ve bu alt anlatılar sayesinde de kitap popüler romanlardan farklı bir konum kazanıyor diyebilirim.

Riley Sager’in ilk gerilim romanı Kurtulan Kızlar. 2017 yılında ilk kez basılan roman yirmi beş dile çevrilerek uluslararası bir çoksatan kitap olmuş. Yabancı Yayınları tarafından Şubat 2018’de, Aslıhan Kuzucan’ın özenli ve akıcı çevirisiyle dilimize kazandırılmış. Heyecanlı, mantıksal örgünün korunduğu, psikolojik derinliğe sahip, akıcı, nefes nefese bir roman. Ülkemizde de 2018 yılının en çok okunacak gerilim romanlarının başında gelecek gibi görünüyor.

  • Kurtulan Kızlar
  • Yazar: Riley Sager
  • Çeviri: Aslıhan Kuzucan
  • Türü: Polisiye, Psikolojik Gerilim
  • Baskı Yılı: Şubat 2018
  • Sayfa Sayısı: 395 Sayfa
  • Yayınevi: Yabancı Yayınları
Pınar K. Üretmen
Vinkmag ad

FACEBOOK YORUMLARI

Yorum

Read Previous

Reklamdaki mucizeye değil, hakikate kulak ver!

Read Next

Ercan Kesal’ın ‘Nasipse Adayız’ kitabı sinemaya uyarlanacak

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Lütfen gördüğünüz rakamları bitişik olarak yazınız! *