Edebi Bir Başkaldırı; ‘Biraz Dolaşacağım’

Genç öykücüler yaşadıkları coğrafyanın tüm gerçekliklerine ayna tutmuşlar yazdıkları öykülerde.

Kürtçe konuştuğu için dayak yiyen insanların olduğu bir memlekette kendi anadilinde öykü yazmak kolay mı dersiniz?

Hangi görüşten ya da hangi milleten olursan ol, muhalif olduğunda “Vurun Kürde” nidaları arasında linç edildiğiniz bir memlekette Kürtçe yazılan öyküleri Türkçe’ye çevirip basmak kolay mı dersiniz?

Aslında bu sorulara verdiğiniz cevapları duyar gibiyim. Tüm toplumun, üzerine ateşten gömlek giydiği bir evrede Can Yayınları tarafından, Şexo Fîlîk’in çevirisiyle Biraz Dolaşacağım isimli öykü kitabı yayınlandı. Ercan y Yılmaz tarafından derlenen öykü kitabında Mehmet Dicle, Helim Yüsiv, Bawer Rüken, Amed Çeko Jiyan, Brahim Ronizer, Fatma Savci, Mihemed Şarman, Lorin S Doğan, Sidar Jir, Lokman Ayebe, H. Kovan Baqi ve Yaqob Tilermeni’nin öyküleri yer alıyor.

Çağdaş Kürt Edebiyatı’nın gelmiş olduğu evreyi oldukça güzel bir şekilde okuyucuya gösteriyor Biraz Dolaşacağım. Yazarların büyük çoğunluğu Türkiye’de yaşıyor. Yazarların ortak özelliği ise genç olmalarının yanı sıra öykülerini anadillerinde yazmaları.

Genç öykücüler yaşadıkları coğrafyanın tüm gerçekliklerine ayna tutmuşlar yazdıkları öykülerde. Çatışma alanlarında yitip giden düşleri şöyle anlatıyor Yonca Kız;

Git… Ola ki dört gözle gecenin kollarını bekliyordur o özgürlük yolcusu.
Ola ki bir dağın eteklerinde kanadından vurulmuş, yarası on dörtlüye aittir.
Belki de boğazına su yetişmemiştir dilinden kayıp giderken türküsü.
Ya da bir yerlerde tökezlemiştir de soylu yürüyüşünden mahrum kalmıştır bir ayağı.
Onu alıp gelesin…
Bir tek kemik, bir parça et bile kaldıysa ondan geriye.
Aman getiresin ha, çatışma alanında bedeninden geriye tek parmağı bile kaldıysa.
Bir tek gözü…
Gövdesinden ayrık, yanmış iki ayak bile olsa…
Bir tek kol bile…
Getiresin…

Halkımızın büyük kısmı izlediği haberlerden tanıklık etmiştir belki de bu acıya. Haber dediğime bakmayın, o da televizyonlardaki renkli magazin programları arasında kendine yer bulabildiyse.

Yonca Kız’ın cümleleri tüm coğrafyanın acılarını anlatır nitelikte. Okuduğunuz satırlar bir şiirden yapılan alıntı değil. Fatma Savci’nin Boncuklu Kolye isimli öyküsünden tadımlık bir parça sadece.

Mezar taşı olmadan yatan, farklı dil konuşan kardeşlerimizin annelerine ait belki de bu sözler ya da kardeşlerine. Evladının tırnağını bulsa belki de anıt mezar yapacak.

Yaşadığımız coğrafyada bunca acıdan söz ederken sadece Çağdaş Kürt Edebiyatı’ndaki gelişimden söz edemeyiz elbette. Hayatım boyunca bir toplumun sanatının gelişim seyrinin yaşadığı acıyla doğru orantılı olduğuna inanmışımdır. Acısını kağıda döken biri, gerçekten bu acıyı yaşadıysa en doğru kelimelerle ifade edebilir. Siz de eğer okurken boğazınızda bir düğümlenme hissediyorsanız, işte o öykü ya da yazın hedefine ulaşmış demektir.

Fatma Savci’nin öyküsünden yaptığım alıntı dışında başka bir alıntı yapmayacağım bu yazıda.

Biraz Dolaşacağım, sizi hiç gitmediğiniz ya da gitmeyi aklınızın ucundan bile geçirmediğiniz bir diyara götürüyor. Feodalitenin çizmeleri altında ezilmiş gencecik insanları, gerici ahlak anlayışının kadınları zapturapt altına almasını, terk edilmiş bir köyde bir başına kalmış ağaçları, çatışma alanında “kurda kuşa yem edilmiş” gencecik insanların diyarını yakından görmek isterseniz eğer; hiç durmayın ve Biraz Dolaşacağım’ı kütüphanenize koyun.

Mehmed Uzun’dan bilirsiniz belki Kürdün aşkını sevdasını, yaşadığı acıyı ya da bir halkın bilinmeyen destanını. Ama bilin ki Mehmed Uzun’un el verdiği genç öykücüler kendi edebiyatlarını sırtına almış güneşli günlere yürüyor.

Biraz Dolaşacağım, basit öykülerden oluşmuş bir öykü kitabı gibi gözüküyorsa eğer gözünüze çok yüksek bir sesle size yanıldığınızı söyleyebilirim.

Bu kitapta Kawa’nın ateşi, birbirine sevdalı gencecik insanların gözünü aydınlatıyor. Onlarca yıllık esaretin edebi bir başkaldırısıdır Biraz Dolaşacağım.

  • Biraz Dolaşacağım
  • Yazar: Kolektif
  • Çevirmen: Şexo Fîlîk
  • Hazırlayan: Ercan y Yılmaz
  • Sayfa Sayısı: 104
  • Can Yayınları, 2016
Gün Çağ Aydın
Takip için
Vinkmag ad

FACEBOOK YORUMLARI

Yorum

Read Previous

Mavi Kumru Moteli’ndeki Memleket

Read Next

Romanı uyduranların, uydurabilirim sananların vay haline!

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Lütfen gördüğünüz rakamları bitişik olarak yazınız! *