Bizzat Uşaklıgil tarafından da dönem dönem dili sadeleştirilen Aşk-ı Memnu, her zaman güncelliğini koruyan, klasik bir roman.
Servet-i Fünun döneminin nesir ustası Halit Ziya Uşaklıgil, Cumhuriyet dönemi edebiyatının Batılı kimlik kazanmasında öncülük etmiş bir yazar. O dönemde baskın hale gelen edebiyattaki Batılılaşma eğilimini romanlarına taşıması, onun Türk edebiyatında önemli bir yer edinmesini sağladı.
Bilindiği gibi, Uşaklıgil, Cumhuriyet döneminin önemli yapıtlarından biri olan Aşk-ı Memnu romanının da yazarıdır. Ne var ki, kullanılan dil, kişiler, anlatım, kurgu açısından Batılı tarzıyla dikkat çeken ve yenilikler taşıyan bu roman, son zamanlarda daha çok bir televizyon dizisi olarak tanınıyor.
Osmanlı İmparatorluğu’ndan Türkiye Cumhuriyeti’ne geçerken yazılmış olan Halit Ziya Uşaklıgil eserleri içerisinde Aşk-ı Memnu -o dönem göz önüne alındığında- tam da şımarık ve züppe olarak nitelendirilebilecek bir kahramanla ve ele alınması hoş karşılanmayacak bir konuyla okuyucunun karşısına çıkmıştı. Ki birçok edebiyat çevresi romanı böyle değerlendirmiş, ahlaken kaygı verici bulmuştu. Kitap 2000’li yıllarda dizi olarak çekildiğinde de aynı ‘kaygı’ ortaya çıktı. Doğrusu, ‘ahlaka’ bakış açımızda pek bir değişim yaşanmış gibi görünmüyor.
YENİDEN AŞK-I MEMNU
Konağa Adnan Ziyagil’in eşi olarak gelen Bihter ile Adnan Bey’in manevi oğlu Behlül arasında yasak aşk başlar. Bihter’in gelmesiyle atmosferi değişen konaktaki hayat, bu aşkla beraber daha da karmaşık bir hal alır. Adnan Bey’in kızı Nihal’in, babasına duyduğu aşk dolayısıyla Bihter’i kıskanması ve birlikte büyüdüğü Behlül’e duyduğu aşk fakat Behlül’ün onu çocuk olarak görmesi… Konaktaki bütün aşkların bir şekilde bir yasak yönü vardır aslında.
“Artık oradan ayrılamadı. Bu siyah manzaranın karşısında donuk bir beyinle bu geceden başlayarak ihtiras hayatını düşünüyordu. Herkesin gözleri önünde kimseye hissettirmeksizin sevişmek… Oh! Bu gizli şeyde öyle küçük saadetler olacaktı ki, onları o zamana kadar duyulmamış bir bahtiyarlık içinde yaşatacaktı. Herkesin içinde Bihter’e yabancı dururken onun bir nazarı olacaktı ki, kendisine; “Ben seninim, yalnız seninim!” diyecekti. Bir hafta birbirine bir kelime söyleyemeyeceklerdi. Aynı evde yaşarken bir hafta hicran işkenceleri içinde ezileceklerdi, sonra herkesin meraklı bakışlarından çalınabilen on dakika içinde bütün o işkencelerin mükafatını göreceklerdi.
Bu zorlukların her biri onların aşklarını tazeleyecek, ölmekten men edecekti ve onlar her vakit taze bir aşkla sevişeceklerdi”
Konuyu büyük ölçüde yansıtan bu alıntı, aslında romanın günümüz Türkçesiyle yazılmış anlaşılır hali. Everest Yayınları Türkçenin en büyük eserlerinden birini, yazarın üslubunu bozmamaya özen göstererek, cümle kuruluşlarında hemen hemen hiçbir değişiklik yapmadan, okuyucuyu zorlayacağı düşünülen kelimeleri günümüzde kullanılan karşılıklarıyla değiştirerek yeniden bastı. Önemli bir iş yaptı, zira Aşk-ı Memnu ne kadar popüler olursa olsun ve artık konusu herkesin malumu olsa bile, kesinlikle roman biçiminde okunması gereken bir eser. Ne kadar başarılı uyarlanırsa uyarlansın, böyle bir eseri film yerine roman olarak algılamak, kuşkusuz çok daha derin bir etki yaratır.
“Bu sabah Adnan Bey onun odasına gelip de ‘Gülüm, beni bu sabah öpmüyor musun?’ dediği zaman Bihter hiçbir şey duymayarak, hatta dudaklarında bir asabi çekinme bile hissetmeyerek kocasını öpmüş ve sonra bu kadar kayıtsız kalışına şaşırmıştı. Demek, böyle kalbinde hiçbir şey titremeden vücudunu başka birisine verdikten sonra dudaklarını kocasına uzatabilmişti; demek bu kadar hissiz, bu kadar kayıtsızdı? Kendi kendisine şaşıyordu. Onda bir şey bu düşüşe karşı isyan ederken diğer bir şey onu kabul ediyor, tabii buluyordu”
DİLİ DEĞİŞEN, GELİŞEN BİR KİTAP
Halit Ziya Uşaklıgil’in diğer yapıtları gibi Aşk-ı Memnu da harf devriminin gerçekleştirildiği zamana denk geldiği için, romanın dili günümüze kadar birkaç kez elden geçirildi. Bizzat Uşaklıgil tarafından da dönem dönem romanın dili sadeleştirildi. İlk olarak Servet-i Fünun’da 1899-1900 yıllarında tefrika edilen Aşk-Memnu, 1901’de Alem Matbaası’nda ve 1925’te de Sabah Matbaası’nda basıldı. 1939’da yazarı tarafından sadeleştirilerek yeniden yayınlandı. Uşaklıgil, konuyla ilgili şöyle diyor:
“Kitabın sadeleştirilmiş olmasına fazla genişlikte bir mana verilmemelidir. Yeni nesil için pek tanınmamış olan kelimeler, terkipler Türkçeye çevrilmiş, fakat üsluba, ibarelerin teşkilatına hiç dokunulmamıştır. “
Bu cesurca yazılmış ve yayınlanmış, sadeleşen diliyle daha güncel hale gelmiş eser sayesinde, bir Aşk-ı Memnu yaşıyor memleketimizde.
- AŞK-I MEMNU
- Yazar: Halit Ziya Uşaklıgil
- Türü: Roman
- Yayınevi: Everest Yayınları
- Yayın Tarihi: Ocak 2016
- Sayfa: 399
- TOPRAKTA BÜYÜR, TOPRAKTA YAŞAR, TOPRAKTA ÖLÜR İNSAN - 9 Ağustos 2021
- NE TAM OLARAK SUYA, NE DE TAM OLARAK GÖKYÜZÜNE AİT: SAKARMEKE - 8 Temmuz 2021
- YÜRÜMEMİŞ İLİŞKİLERİN, HAYAL KIRIKLIKLARININ, VAZGEÇİŞLERİN VE KABULENMELERİN ÖYKÜLERİ - 20 Haziran 2021
FACEBOOK YORUMLARI
One Comment
aşkı memnu hayranıyım hala yaaa