Seri cinayetler, banka soygunları, büyük dolandırıcılıklar… Suçlunun yakalanamadığı en ilginç davaların derlendiği Çözülememiş Suçlar polisiye tutkunlarını sevindirecek.
Polisiye anlatılarda genelde suçlu, ya azimli ve titiz dedektifin bulduğu ufacık da olsa bir ipucu sayesinde ya da DNA testi, parmak izi analizi gibi teknik yöntemlerle, eninde sonunda yakalanır. Ama gerçek hayatta, her şeyin olması gerektiği gibi gitmediği birçok olay ve haliyle çözülememiş birçok suç var. John Wright’ın yazmış olduğu Çözülememiş Suçlar, dünya genelinden şu ana kadar failleri yakalanamamış ağırlığı cinayet olmak üzere, soygun, adam kaçırma, dolandırıcılık dosyalarını bir araya getiriyor. Bunu yaparken söz konusu dosyaların en ilginç olanlarını seçerek, polisiye tutkunları için eğlenceli bir kaynak sunuyor.
Esasında katilin ve de hırsızın gözümüzün içine baka baka dolaşabilmesine biz ülkece alışkınız. Çözülememiş suçlar denildiğinde bizim için hiçbir ilginçlik barındırmıyor aslında. Katliamların gerçek faillerinin yargılanmaması, terörün asıl yaratıcılarının bırakın yargılanmayı istifa dahi etmemesi, faili meçhullerin faillerinin aslında hiç de meçhul olmaması, tecavüzler edenlerin cezai indirim alması, doğa katliamı yapanlara devlet desteği ve koruması verilmesi… bütün bunlar bizim demokrasimizde olağan şeyler olduğu için, kitabın konusu bizlere biraz sıradan gelebilir…
Aslında yalnızca bizim ülkemiz değil, dünyanın geri kalanı da, bizim kadar olmasa da, suçluların ortaya çıkarılabilmesi konusunda sabıkalı. Örneğin Amerika’da katillerin yüzde 30’u, hırsızların yüzde 75’i yakasını sıyırmayı başarıyor. Zaten birçok devlette suçu üreten de Amerika olduğu için, bu örnek pek tezi doğrulamıyor olabilir. Ama dünya genelinde, bizim hukuksuzluk olarak ifade ettiğimiz, bir suçun aydınlanmaması ya da aydınlatılmaması durumları pekala sık sık görülüyor. Bu mesleki ihmalden ve beceriksizlikten de kaynaklanabiliyor, mesleki yozlaşma ve çürümeden de. Sonuçta adalet, “mülk”ün temeli…
Sonuçlanamayan dosyalar!
John Wright, Çözülememiş Suçlar’da bir dedektif gibi olayları dosya formunda sayfalara aktarmış. Her bir çözülememiş suçtan, önce genel olarak bahsedildikten sonra söz konusu olayın şüphelileri aktarılıyor. Ardından yargılama süreci aktarılıyor ve varsa yargılamadan sonraki gelişmeler okura sunuluyor. Bir de John Wright her bir bölümün sonuna birkaç tane soru yerleştirerek, olayın çözümüne dair okurun kafasında bazı yol haritaları çiziyor. Kitabın biçimi bu şekilde olunca, kendinizi dedektif gibi hissediyor, sanki olayın dosyasını inceliyormuş gibi havaya giriyorsunuz.
Kitapta bahsedilen olaylardan biri, David Fincher’ın 2007 yapımı Zodiac isimli filmine de konu olan Zodyak Katili. 60’lı yılların sonunda ve 70’lerin başında bilindiği kadarıyla 5, ama katilin gönderdiği mektuplarda söylediği kadarıyla onlarca cinayet işlendi. Seri katillerin kurbanlarında genelde ortak bir nokta, kurbanlar arasında ufak da olsa bir bağ olur. Bahsi geçen cinayet kurbanlarının arasında hiçbir bağlantı yoktu, belki de bu yüzden yakalanamadı. Katil, işlediği cinayetler boyunca basına ve polise sürekli şifreli mektuplar gönderdi. Çözülememiş Suçlar, dava boyunca şüphelenilen tüm insanları listeleyip onlarla ilgili bilgi vererek olayla ilgili detaylı bilgiler sunuyor.
Çözülememiş Suçlar’da ilgimi çeken diğer bir özellik, dosyalara paralel olarak bazı özel bilgilendirmelerin yapılmış olması. Örneğin polis teşkilatlarındaki köpek birimleri ve onların cinayet çözümlerindeki katkıları, DNA testine dair ayrıntılı bilgilendirmeler, en eski faili meçhul cinayetler, filmi çekilen cinayetler, kemiklerin incelenme süreçleri vb. birçok detay bilgi, türe ilgi duyanlar için oldukça çekici. Tek sorun, tasarımdan kaynaklı olarak bu bilgilendirmeleri içeren kısımların dosyalarla iç içe geçmesi ve okuma zorluğu yaratması.
- Çözülememiş Suçlar
- Yazan: John Wright
- Çeviren: Cansu Ünal
- Paloma Yayınevi
- Baskı tarihi: Mayıs 2015
- 272 sayfa
- Vay canına! PUKSAVIDA yayın hayatına başladı! - 16 Mart 2017
- Cinler, canavarlar, filozoflar ve bilumum teröristler - 9 Mart 2017
- Londra’da Hoş Cinayet - 30 Ekim 2016
FACEBOOK YORUMLARI