
KitapEki olarak Ertürk’le kitapları, yazım öncesi yaptığı hazırlıklar ve okurlarının tepkileri üzerine keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.
‘EMRET Komutanım’, ‘Kızlar Yurdu’ ve ‘Pulsar’ gibi dizilerin senaristliğini yapan Aybike Ertürk, Bayan Hiçbiri isimli kitabının ardından Destek Yayınları etiketiyle Votka&Pera isimli romanını okurlarına armağan etti.
Aybike Ertürk’ün kaleme aldığı Votka&Pera, KitapEki 2016 Soruşturması kapsamında yapılan oylamada en fazla oyu alarak takipçilerimiz tarafından en iyi roman olarak tercih edildi.
KitapEki olarak Ertürk’le kitapları, yazım öncesi yaptığı hazırlıklar ve okurlarının tepkileri üzerine keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.
- İlk kitabınız Bayan Hiçbiri’nin ardından okurlarınızın karşısına çok farklı bir hikaye ile çıktınız. Bu tip bir farklılaşma ‘okurlarımı mutlu edecek miyim?’ diye bir kaygıya yöneltti mi sizi?
Tabii ki okurların beğenisi ve takdiri çok kıymetli ama salt okurlarımın beğenisi gözeterek, benden bekleneni yapıp, güvenli alanımın dışına çıkmadığımda maalesef kendimi tekrar etmekten öteye gidemem. Kendinizden ve değerlerinizden ödün vermeden keyifle yapabiliyorsanız bir işi tatmini paha biçilmez. Ben özgürce, yazabilmek için başladım roman yazamaya. Dolayısıyla bir yazardan çok okur heyecanıyla yaklaşıyorum hikayelere…Nasıl farklı türde kitaplar okuyarak kendimi besliyorsam farklı türde hikayeler yazarak da sınırlarımı zorluyor ve bundan da büyük bir keyif alıyorum. Keyifle yaptığınız, inandığınız her iş de uzun vadede karşılığını buluyor.
- Okurlarınızdan ne tür tepkiler aldınız?
Okurlardan çok güzel yorumlar alıyorum ki bu benim için çok kıymetli. Açıkçası Bayan Hiçbiri okuyucularının Votka & Pera’ yı ve romanın kahramanı Arda’yı bu denli sahiplenmesini beklemiyordum. Onlardan gelen güzel yorumlar beni ayrıca mutlu etti.
Genelde hikayeyi soluksuz takip edip, adeta bir film gibi seyrettiklerini söylüyorlar. Votka & Pera insanın zihninde yavaş yavaş demlenen bir kitap. O yüzden birçok okuyucu da romanın kahramanlarının kitap bittikten sonra bile bir süre kafalarını meşgul edip onlara eşlik ettiklerini yazıyorlar. Arda tam olarak bir anti-kahraman olmasa da defolu bir karakter. Arda’nın bencilliklerine tahammül edemeseler de bu durum, okurları onu sevmekten alıkoymuyor. Çünkü gerçek ve samimi. Kusurlarına da en az meziyetlerine çıktığı kadar sahip çıkıyor. Herkesin filtreden geçtiği bir dönemde böylesi filtresiz, kendi olabilen bir adama hasret kaldık. Bu yüzden de her şeye rağmen kendini sevdirmeyi başarıyor. Bunun dışında alkolizmle boğuşan bu hastalıktan muzdarip okurlarım da var. Sanırım en çok onlardan gelen yorumlardan etkiliyor beni. Alkolizm bir hastalık. Bunu ben değil, “Dünya Sağlık Örgütü” söylüyor. Bir çoğunun, en çok da kendi yakın çevrelerinin iradesiz yaftası yapıştırdığı bu insanlar kendi içlerinde büyük bir mücadele veriyorlar. Biraz olsun onların yaşadığı sıkıntılara ayna tutabildiysem ne mutlu bana.
- Kitabınızı yazarken yoğun bir ön çalışma yaptığınızı da biliyoruz. Votka&Pera’yı yazarken ne tip çalışmalar yürüttünüz?
Votka & Pera konusu itibariyle hassas bir roman. Arda bir roman karakteri ama gerçekte alkolikler her yerde. Onlara ve yakınlarına yanlış bir mesaj vermemek adına tabii ki profesyonellere danıştım. Ama tüm bunların dışında karakterle özdeşleşmek, yaşadığı sıkıntıları içselleştirebilmek adına bir sene boyunca nerdeyse her Cumartesi Adsız Alkolikler Toplantılarına katıldım. Kimliklerin ve sosyal statülerin kapı eşiğinde çıkartılan ayakkabılar gibi bırakıldığı bu toplantılarda çok şey öğrendim. Yargılamadan dinleyebilmeyi, karşılıksız aldıysan karşılıksız vermen gerektiğini, huzurlu olmanın haklı olmaktan daha kıymetli olduğunu ve de birlikten kuvvet doğduğu gerçeğini…
- Votka&Pera’da alkol bağımlısı bir gazeteciyi anlatıyorsunuz. Aynı zamanda fedakar bir aşk da var romanınızda. Romanınızı yeraltı edebiyatının bir örneği olarak değerlendirmek mümkün mü? Siz hangi kategoriye yerleştiriyorsunuz?
Kitabın kahramanı Arda, dibe vurmuş, kaybetmiş, sistem karşıtı olmasına rağmen sistemin çarkında tıngır mıngır dönen alkolik bir gazeteci. Sadece kitabın kahramanı göz önünde bulundurulduğunda Votka & Pera yeraltı edebiyatının bir örneği gibi gözükse de kitabı herhangi bir kategoriye sokma işini okurun kendisine bırakmayı tercih ediyorum. Çünkü okurun kendi gerçekliği ve hayata nereden baktığıyla alakalı bir durum bu. Aşk acısı çeken bir kadın Arda ve Pera’nın aşkına odaklanıp bir aşk hikayesi okurken; kimi, hikayedeki problemli baba oğul ilişkisiyle, kimi de Arda’nın içinde yaşadığı varoluşsal boşlukla bağ kuruyor.
- Arda gibi zor bir karakteri yazarken karamsarlığa kapıldığınız zamanlar oldu mu?
Yazabilmek için, dert etmem, hissetmem, içselleştirmem gerekiyor. Bu çoğu zaman hayli yıpratıcı olsa da maalesef öyle çalışıyor yazma mekanizmam. Bu yüzden romana başladıktan sonra kendi hayatımın nabzını olabildiğince düşürüp, yazdığım süre boyunca hayata kahramanın gözlerinden bakmaya başlıyorum. Hayata ölmek isteyen bir adamın gözleriyle bakmak zaman zaman insanın yaşama sevincini de peşi sıra sürüklüyor. Arda’nın yaşadığı olaylar, içinde kopan fırtınalar fazlasıyla yıpratıcı ve hazmetmesi zor. Hikayeyi her ne kadar yalın, esprili bir dille kaleme almış olsam da “Karamsarlığa kapılmak” yaşadığım buhranın yanında fazla naif kalıyor. Arda ömrümü çürüttü desem yeridirJ
- Pera’nın fedakarlığını nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce günümüzde bu kadar fedakar bir aşk var mı?
Konu aşk olunca fedakarlık kelimesi biraz boşa düşüyor. Karşınızdaki insanı kaybetmemek, onsuz kalmamak adına attığınız her adım biraz da bencillik içiriyor. Fedakarlıktan bencilliği çıkartınca da geriye sıfır kalıyor. Pera, çocuk yaşta anne babasını yitirmiş, bugüne kadar hayatla tek başına mücadele etmiş bir karakter. O da ruhundaki boşluğu Arda’nın aşkıyla dolduruyor. Bu yüzden defolarını itinayla görmezden geliyor. Arda, defolarını gözüne soktuğundaysa onu tamir etmeye düzeltmeye çabalıyor çünkü düzeltmezse Arda’yı sonsuza dek kaybedeceğini biliyor.
- Bundan sonraki çalışmanızın teması belli mi? Okurlarınıza yeni kitap müjdesi verecek misiniz?
Şu an yapabildiğim tek şey çevremde olan biteni, insanlığın geldiği noktayı anlamaya ve algılamaya çalışmak. Büyük bir travma yaşıyoruz ülke olarak. Dürüst olmak gerekirse kafamı toplamak ve soğutmak için biraz zamana ihtiyacım var. O yüzden şimdilik yeni bir roman için kolları sıvamak yerine “Votka & Pera” ve “Bayan Hiçbiri”nin senaryolarını yazacağım ve sabırla bir sonraki hikayemin gelip beni bulmasını bekleyeceğim. Bu karanlık dönemi inadına üreterek, inadına gülerek ve inadına yaşayarak atlatacağımıza inanmak istiyorum.
- Votka&Pera, KitapEki.com’un düzenlediği oylamada takipçilerin oylarıyla roman kategorisinde en yüksek oyu aldı. Bunun sizin açınızdan anlamı nedir?
Hayranı olduğum yazarların da yer aldığı bir listede aday olmak benim için başlı başına büyük bir gurur kaynağıydı. Dolayısıyla benim için anlamı büyük. Hem size, hem de sizin aracılığınızla bana oy veren sevgili okurlarıma buradan bir kez daha teşekkür ederim.
![]()
|
- Kehribar Geçidi’nden Tadımlık… - 29 Kasım 2021
- Kitap Eki Dergisi 7. Sayı Çıktı! - 15 Temmuz 2020
- Kitap Eki Dergisi 15 Ocak’ta Okurlarıyla Buluşuyor - 1 Ocak 2020
FACEBOOK YORUMLARI